Dolar

35,1981

Euro

36,7471

Altın

2.968,65

Bist

9.724,50

Ortadoğu’nun yeniden işgali

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-21 22:58:05

Ortadoğu’nun yeniden işgali
Büyük Ortadoğu projesi, Amerika’nın şahin bakışları altında İslam dünyasının yeniden dizayn edilmesiydi. Kime göre, tabi ki Amerika ve Batı çıkarlarına göre.

Afganistan, Uluslararası legal terör devletleri başta ABD ve NATO üye ülkelerin gözetiminde işgal edildi. Afgan halkına rağmen buraya kan ve gözyaşı yüklü demokrasi götürüldü. Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar her gün bu demokrasi tarafından öldürülüyor. Beyaz adamın çıkarı için, biz bizi öldürüyoruz.

Ya Irak’a ne demeli. Onur getirenler, bizim elimizle bizim namusumuzu kirlettiler. Kendi yarattığımız diktatörlerimizi, aşiret ve çıkarlarımız uğruna besledikçe, onlar semirdiler. Sonra tutup bizi yediler. Bizi yedikçe, ayakta durmak için beyaz adamı daha çok beslemesi gerekti. Lider olmaktan çok, bir ağayı temsil eden Kâhyadan ötede hiçbir zaman geçemediler. Kahya her zaman ağadan çok daha zalim olmuştur. Ağaya yaranmak için emrindekileri ezdikçe ezmişlerdir.

Büyük Ortadoğu, 1916’da biçimlenmişti. Cetvelle çizilmişti sınırlar. Bazı bölümler iç içe geçmişti. Oysa bugün için şartlar değişmişti. Yer altı kaynakları bazı bölgelere değer katarken, bazılarını ise önemsizleştirmişti. Bu durum beyaz adamın iştahını kabarttı. Onun yeniden sınırların çizilmesi gerekir.

Siz bakmayın demokrasi teranelerine, bunlar Müslümanlar söz konusu olduğunda hemen haçlı seferlerini hatırlarlar. Müslümanlar düşman ve yok edilmeye mahkûm mahluklar! olarak görmekteler. Irak işgal edildiğinde Bush, zihninde geçeni, ağzından ne güzel kaçırmıştı. Mevcut politikalarda zaten bunu gösteriyor.

Tunus’ta başlayan ayaklanma/isyan/devrim (her ne derseniz deyin), Mısır ve diğer Arap devletlerine de yayıldı. İki diktatör dışında diğerleri hala yerlerini koruyorlar. Peki değişen bir şey olacak mı? Ben pek emin değilim. Daha önceleri bu isyanları “pembe” olarak nitelendirmiştim. Sebebine gelince kimliksiz olarak gördüğümüzdendi.

Şimdi Beyaz Adam ağzının salyaları akarak mazlum Libya halkı üzerine kan kusuyor. Diğer tarafta ise meczup bir diktatör olan Kaddafi, yine halkının üzerine kan kusuyor. Onu durduracak kimse yok. İkisini de durduracak kimse yok. Terör, artık devlet adını alarak legalleşti. Eşkıya dünyaya hükümdar olmuş, ama bizde ses yok, cevap yok.

İki terör karşısında birini tercih etmemiz isteniyor bizden. İki kötüden bir kötü. Biz nasıl tercih yapabiliriz ki. İkisinin de ne olduğunu iyi biliyoruz. İki aç kurt hangisine yönelsek bizi yiyecek. İkisinden birine yem olmamız isteniyor bizden.
Peki ne yapacağız?

İşte Beyaz Adam bu durumu çok iyi kullanıyor. Saddam Kürt halkına karşı kimyasal silah kullanmıştı, diğer tarafta halkına kan kusuyordu. Iraklıların bu diktatörden kurtulmasını istiyorduk ama nasıl? İşte bu nasıl içimizi kavurup durmakta. “İki ara bir dere” şimdi ne yapacağını bilmez durumunda bırakmakta bizi.

Kimden yana olacaktık. Diktatörden mi kan emiciden mi? Bu ikilemle karşı karşıya kalış bizi askıda bırakıyor. Beyaz Adam dersini çok iyi çalışmış doğrusu. Yıllarca diktatörleri beslediler. Onların gidişine sevinelim diye. Halkı ve bizleri “denize düşen yılana sarılır” tongasına düşürmek için, nihayetinde de düşüyoruz.

Kemal Özer’in dediği gibi; “Hem işgale hem de diktatörlere hayır!” ama bu söylem yetmez bunun için politikalar geliştirmemiz lazım.

Haber Ara