Dolar

35,3428

Euro

36,8824

Altın

3.001,55

Bist

10.040,17

İzzet ve Şalid

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-11 09:30:00

İzzet ve Şalid
Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4

İşte “O An” diye geçti aklımdan…İşte “O An”!.. İHH İnsani Yardım Programı çerçevesinde Filistin’de bulunan  İHH  personeli İzzet Şahin’in Beytüllahim civarında İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığını duyunca işte dedim kendi kendime; “Türkiye’nin bir süredir izlediği İsrail politikalarının Ortadoğu’ da Türkiye’ye mi yoksa  İsrail’e mi yaradığını, Türkiye’nin İsrail üzerindeki yaptırım gücü ve nüfuzu ölçebileceğim somut bir örnek.”

İzzet Şahin konusu sadece bugüne kadar iki ülkenin birbirine karşı izlediği politikalarda kimin nerede olduğunu göstermesi açısından değil, Türk vatandaşı olmanın dünya üzerindeki arzettiği kıymeti de ölçmek adına önemli bir gösterge olacak. Uzun süredir Ak Parti Hükümeti ve Dovutoğlu farkıyla izlenen milli dış politika ve özellikle Ortadoğu politikalarını takdir ve heyecanla karşıladık. İzzet Şahin olayı Türk Dış Politikası’nın bu anlamda eriştiği nüfuz ve yaptırım gücünü test edebilmek açısından da önemli bir vaka mahiyetindedir.

Hamas tarafından kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalid için tüm İsrail’in ayağa kalktığını hatırlıyorum. Ve Şalid uğruna Lübnan’a açılan savaş ve katledilen binlerce kadın, çocuk ve sivil Arapları düşünüyorum. Beyrut’un 75’li yıllardaki iç savaşı andırır biçimde yerle bir edilip harabeye dönüşünü. Neydi bu savaşın amacı? Şalid’i geri almak mı? Hayır asla! Bu savaşın amacı bir İsrail vatandaşının İsrail için arzettiği değer ve önemi dünya kamuoyuna göstermekti.  İsrail vatandaşına el uzatmanın bedelinin ne olacağını bir İslam başkentini yerle bir ederek, ehlini katlederek İslam Âlemine ve dünya kamuoyuna meydan okumaktı.

Sonra, Hizbullah ile İsrail arasındaki mübadeleyi hatırlıyorum…Savaşta yaşamını yitirmiş İsrail askerlerinin kalıntılarına karşı İsrail hapishanelerinden salıverilen yüzlerce Hizbullah tutuklusu! Bu mübadelenin galibi de İsrail’di aslında. Dünya kamuoyuna şu mesaj verildi; “Bizim birkaç askerimizin kalıntısı bile yüzlerce canlı askerinizden değerlidir!”

Beğeniriz ya da beğenmeyiz ama bu örnekler İsrail vatandaşlığının İsrail Devleti için asla tartışılmayacak, asla pazarlık konusu yapılmayacak bir değer olduğunu duyurdu tüm dünyaya. İsrail gücünü birazda bu değerden alıyor. Aksi halde 1948’den buyana ateş hattında ve altında bir toplum yaratamazsınız.

Şimdi sıra bizde…Türk Pasaportu taşıyan İzzet Şahin için İsrail’e savaş açmayacağız tabi. Türkiye gibi kadim bir küresel gücün İzzet’in salıverilmesini sağlamak adına İsrail’e savaş ilan etmesine gerek yok. Sadece buyruğun dahi yetmesi lazım.

Sanmayın ki, İzzet Şahin’in tutuklanması ve kendinden haber alınamıyor olması sadece İHH Vakfı’na son dönemlerde Filistin’de yürüttüğü insani yardım çabalarından dolayıdır. Ben öyle düşünmüyorum. İzzet Şahin olayı son dönemlerde gerilen Türk-İsrail ilişkilerinde görülen İsrail’in Türkiye’ye yeni bir meydan okuyuşudur aynı zamanda.

İzzet Şahin’in tutukluluk hali 2 haftadan bu yana devam ediyor. Türkiye tarafından bu noktada çok somut adımların henüz atılamamış olması üzüntü vericidir. Zaman geçtikçe İsrail bu noktada hedefine ulaşıyor. Bir Türk vatandaşına sahip çıkılması için haftalarca beklemek Türk Dış Politikası’nın son dönemlerde kazandığını sandığımız yaptırım gücüyle çelişiyor. Ben bu gecikmişliğe rağmen Türk Dış İşleri’nin bu işin üstesinden de yüz akıyla ve daha da güçlenerek çıkacağından eminim. Ama daha fazla gecikmemeliyiz…

Son olarak değinmek istediğim diğer bir husus ise medyamızın İzzet Şahin olayında sergileyemediği tutum. Vatandaşlık onuru sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ya da Türk Hükümeti tarafından korunacak bir onur değildir. Bu onur, basınıyla, sivil toplum örgütleriyle, özel sektör kuruluşlarıyla herkesin bir bütün halinde koruması gerek bir onurdur. Gilad Şalid’in esareti karşında İsrail medyasının sergilediği tutumun kaçta kaçını medyamız İzzet Şahin için sergiledi acaba?

Güçlü bir millet olmak sadece güçlü bir orduya ve devlete sahip olmakla olmuyor... Ortak değerlerimize, kimliğimize, vatandaşlık onurumuza girişilen saldırılara verdiğimiz ortak ve topyekun tepkiyle güçlü bir millet ve devlet olabiliriz.

İzzet Şahin Türk Milletinin bir vatandaşlık onuru haline gelmiştir… Şimdi hepimiz test ediliyoruz…İzzet ve Şalid arasındaki farkı hep birlikte göreceğiz…

Ali ŞAHİN
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Başkanı
10 Mayıs 2010

 

 

 

SON VİDEO HABER

Suriyeli tamirci: Artık dönmek istiyorum ama evim yıkıldı, akrabam kalmadı

Haber Ara