Dolar

38,4149

Euro

43,7601

Altın

4.095,06

Bist

9.432,55

Dolar

38,4149

Euro

43,7601

Altın

4.095,06

Bist

9.432,55

Dolar

38,4149

Euro

43,7601

Altın

4.095,06

Bist

9.432,55

'Sen ki Fransa vilayetinin kralı Françesko'sun'

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-14 08:48:00

'Sen ki Fransa vilayetinin kralı Françesko'sun'

Charles Chaplin'in Diktatör adlı filminde harika bir sahne vardır: Führer, ziyaretine gelen Mussolini'ye karşı üstünlüğünü göstermek için kendisi yüksek bir sandalyeye tünerken onu alçak bir koltuğa oturtmaya çalışır.

Chaplin, iki lider arasındaki bu çekişmenin yarattığı "komik" durumu çok güzel yansıtmıştır.

İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un nezaket ziyaretinde bulunan Tel Aviv Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol'u tuzağa düşürüp alçak bir kanepeye oturtarak aşağıladığına dair haberler bana bu sahneyi hatırlattı. Diplomaside buna benzer uygulamalar, bildiğim kadarıyla, XIX. yüzyıl başlarına kadar kudretli ve büyük devletler tarafından küçük devletlere karşı yapılırdı. Aşağı yukarı iki yüz yıldır, diplomaside küçük büyük yoktur, eşitlik vardır. Bu kaideyi bozacak her türlü uygulama diplomatik nezaketsizliktir ve ciddi problemlere yol açar. Böyle bir kaide olmasa bile, İsrail gibi gayr-ı meşru bir devletin bu türden güç gösterilerine kalkışması, Chaplin'in Diktatör filmindeki sahneden bile daha komik kaçıyor.

Tel Aviv'de yaşanan bu skandalı, hafta başındaki kısa Paris seyahatimiz sırasında, Paris'teki Kültür Ataşemiz Dr. Hasan Yavuz'dan öğrendim. Tam da "Fransa'da Türkiye Mevsimi" kapsamında, D'Ecouen Şatosu'nda açılan "I. Fransuva ve Muhteşem Süleyman-Rönesans'ta Diplomasi Yolları" sergisini gezdikten sonra...

Türkiye ile Fransa arasında diplomatik ilişkiler, Fransa Kralı I. Fransuva'nın Habsbourg İmparatorluğu'na karşı devrin en güçlü imparatorluğunu yöneten Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemesiyle başlamıştır (1525). Almanya İmparatoru Şarlken karşısında Paive'de bozguna uğrayan ve yakalanarak hapsedilen kralın annesinin de Kanuni'ye mektup göndererek yardım istediği söylenir. İlgi çekici olan, Kanuni'nin Fransız elçisi Jean Frangipani vasıtasıyla I. Fransuva'e gönderdiği mektuptur: "Ben ki sultânü's-selâtîn ve burhânü'l havâkîn tâc-bahş-ı hüsrevân-ı rûy-ı zemîn, zıllulâh-ı fil-arzeyn..." diye başlayıp hâkim olduğu ülkeleri birbiri ardınca sıraladıktan sonra "Sen ki Françe vilayetinin kralı Françesko'sun" diye devam eden meşhur mektup...

I. Fransuva'nın yardım istemesiyle başlayan ve iki devlet arasında ittifaka kadar giden dostane ilişki, Hıristiyan dünyasında skandal olarak algılanmıştı. İsmail Hami Danişmend, Kanuni'ye gönderilen ve Fransız tarihçileri tarafından 'très numble' (pek hakîrâne) bulunan 'ariza'nın Avrupa diplomasisinden gizlendiğini söyler. Kanuni'nin cevabî mektubunun da gizlendiği, yakın zamanlarda bir Fransız tarihçi tarafından Biblioteque Nationale'de bir kitap arasında tesadüfen bulunmuş olmasından anlaşılıyor. Söz konusu sergiyi gezerken bilgi veren müze yetkilisine, I. Fransuva'nın annesi Louise de Savoie tarafından gönderilen mektup hakkında Fransa arşivlerinde herhangi kayıt bulunup bulunmadığını da sordum; olmadığını söyledi. Hâlbuki Türk tarihçileri Kanuni'den yardım istenmesi fikrinin ona ait olduğu kanaatindedirler.

OSMALI'NIN ELÇİ KABÛLÜ

D'Ecouen Şatosu'nda açılan ve Türkiye-Fransa diplomatik ilişkilerinin başlangıç dönemine ışık tutan sergi, I. Fransuva'e yazılan mektubun orijinalinin ilk defa sergileniyor olması bakımından önemli. Sergide diplomatik yazışmalar dışında, başta Fransa Dışişleri Bakanlığı olmak üzere çeşitli kurumların arşivlerinden temin edilen antlaşmaların orijinalleri, deniz ve kara savaşlarıyla şehir merkezlerini yansıtan tablolar, gravürler, kitaplar, I. Fransuva'nın büstü, Kanuni'nin bir kılıcı, birkaç Osmanlı miğferi ve zırhı, XVI. yüzyıldan kalma muhteşem bir Osmanlı kaftanı ve padişah portreleri yer alıyor. Osmanlılar tarafından küçük görülmüş olmanın yarattığı eziklikle, Kanuni'nin çirkin gösterildiği resimler için de bir bölüm ayrılmış. Fransa'da, İKSV tarafından "Türkiye Mevsimi" kapsamında açılan sergilerin (bu sergilerden gelecek hafta söz edeceğim) ve diğer faaliyetlerin Türk imajının düzelmesine çok ciddi bir katkıda bulunduğu ortak bir kanaat olarak ifade ediliyor. Salı günü ziyaret ettiğimiz Türkiye'nin UNESCO nezdindeki elçisi Gürcan Türkoğlu bu konuda ayrıntılı bilgi verdi ve Le Monde gazetesinin "Türkiye Mevsimi" konulu özel ekiyle L'Historie dergisinin "Les Turcs" başlıklı özel sayısını hediye etti. L'Historie'nin kullandığı minyatürlerden birinde Avrupalı bir elçinin padişah huzurundaki konumu tasvir ediliyor: Minyatürde padişah, sadrazam ve diğer görevliler, koca kavukları ve muhteşem kaftanlarıyla dev gibi görünüyorlar; alçacık bir iskemleye oturtulmuş Avrupalı elçi ise küçücük tasvir edilmiş. İsrailli bakan yardımcısının Türkiye Büyükelçisi'ni düşürmek istediği konum... Diplomaside kurallar değişmemiş olsaydı bile, İsrail'in Türkiye'ye karşı böyle bir güç gösterisinde bulunması düşünülemez ve kabul edilemezdi. Bereket versin, bunun kelimenin tam anlamıyla bir haddini bilmezlik olduğu Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından çok açık bir dille ifade edildi. Osmanlı Devleti aynı kudretle çağdaş bir devlet olarak günümüze ulaşsaydı ve küçük bir devletin büyükelçisine onların bizimkine davrandığı gibi davransaydı, hiç şüpheniz olmasın, aynı şekilde ayıplanırdı.

Yahudileri yok olmaktan kurtaran müşfik bir İmparatorluğun yetimlerine (Filistinlilere) yarım asırdır zulmeden İsrail'in Siyonist olmayan samimi Yahudiler tarafından da şiddetle eleştirildiğini, hatta "gayr-ı meşru" bir devlet olarak kabul edildiğini biliyor ve zulümle payidar olunamayacağına inanarak sabrediyoruz.

Kanuni'nin I. Fransuva'ya mektubu

Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın. Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündü+++z daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz. (Dr. Erhan Afyoncu tarafından sadeleştirilmiştir.)

Zaman

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara