Milli Savunma Bakanlığı 18 Ağustos tarihli gazetelere yansıyan haberlere göre “MSB Bilgi Sistemi aracılığıyla, bugünden itibaren seferberlik ve asker alma konularında e-devlet hizmetlerinin sunulmasına başlanacağı”nı belirtti. İşlemler www.turkiye.gov.tr adresindeki Milli Savunma Bakanlığı bölümünden yapılabilmektedir.
Şimdilik, seferberlik ve asker alımlarıyla ilgili işlemler, internet üzerinden yapılabilmektedir. Yükümlüler yedeklik yoklamalarını, askerlik şubelerine gitmeden ve cezalı duruma düşmeden evleri ya da iş yerlerindeki bilgisayarlardan internet üzerinden ya da mobil imzalı olarak cep telefonlarından e-Devlet girişini kullanarak yapabilecekler.
Aynı şekilde vatandaşlar sefer görev emirlerini veya tatbikat görevlendirmesinin olup olmadığını, kendilerine veya firmalarına ait araç ve iş makinelerinde sefer görev emri olup olmadığını bulundukları yerden elektronik ortamda sorgulamak suretiyle öğrenebileceklerdir.
Tek Askerlik Şubesi
Yerli ve yabancı askerlik şubesi ayrımı ortadan kaldırılarak ‘bütün Türkiye tek askerlik şubesi’ prensibinden hareketle, elektronik ortamda Türkiye’nin her noktasına hizmet götürülmekte. En güzeli de, Askerlik Durum Belgesi alma dahil tüm askerlik işlemleri çok daha kısa sürede ve her yerden yaptırılabilecek olması. Öğrencilerinin erteleme işlemleri için askerlik şubelerine belge göndermesi işlemi de bu sistemle son buluyor.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın askerlik erteleme işlemleri ve dövizle askerlik başvuruları Dışişleri Bakanlığı üzerinden elektronik ortamda topluca alınabilecek.
NEREDEN NEREYE?
Her yazımda önce giriş babında yazının girizgahını yapar sonra konuya girerim tarz olarak. Bu gün doğrudan konuya girdiğim için, işin toplumsal ve bende bıraktığı psikolojik etkilerini sonraki paragraflara bıraktım.
Bir zamanlar askerlik şubesi bana ne kadar soğuk gelirdi. Özellikle çocukluğumda, elimi uzatmamın bile yasak olduğunu sanırdım. E haklıydım tabi. Çünkü kapıda, nöbet tutan askerler, değil askerlik şubesinin önüne, yakınlarına bile aracınızı parkettirmezlerdi. Ben de bu duruma fitil olurdum.
Kim bilebilirdi ki, bu kadar ürktüğüm bir kurumun başına geçeceğimi. Kim bilebilirdi ki, sevk edildiğim askerlik şubesinde Askerlik Şubesi Başkanı olarak görev yapacağımı, kim bilirdi ki, o üniformayla Milli Güvenlik derslerine gireceğimi. Bunları yazarken de, düşünürken de, anlatırken de bir hoş olurum her zaman.
Şimdi basından bu haberi okurken şu cümleler döküldü ağzımdan. “Vay bee, bir zamanlar yakınına park etmeye bile izin verilmeyen Askerlik Şubesi, şimdi diziminiz üzerindeki veya avucumuzun içindeki bilgisayarların tuşlarının altında.
Askerlik şubesinde görev yaparken Asal daire başkanının Askerlik Şubelerinin sivilleştirileceğini söylerken, “olması gereken budur, nihayet” demiştim. Ne var ki, durumu daha da ileri götürerek askerlik şubelerini hepten sanal ortama almaya başladılar. Bu gelişme çok daha iyi bir aşamadır elbet.
Bu durumda, Askerlik şubesindeki er erbaşıyla, komutanıyla, sivil memuruyla bütün çalışanlar zamanla başka kurumlara kaydırılacaklardır. Bütün Türkiye’deki Askerlik Şubelerindeki personelin tamamının yapmakta olduğu işi, Milli Savunma Bakanlı’nın Asal Daire Başkanlığının Bilgi İşlem ünitesinde, veri tabanı optimizasyonu ve yöneticiliği yapan on onbeş personel yapacaktır.
Askere sevk olma aşamalarında İstanbul Fatih Askerlik Şubesi’nde görevli sivil memurların gözbebeklerinin içine bakardık, zoraki gülümseyen yüzümüzle. İçimizde değirmen öğütürdük, ya “bu gün git yarın gel” derse korkusundan dolayı. Şimdi bir çok işlemin patronu bizzat yükümlünün kendisi olmakta. Üstelik günün yirmidört saatinde, keyfi gelince… İnternet ve sanal ortama “tukaka” diyenlere ben “TUUU KAKAAA “diyorum.
MİNİK BİR ANI:
Sevk olduğum askerlik şubesinin en kıdemli memuru Fazlı Bey’in askere sevk işlemi yaptığı asteğmen adayının bir gün elinde görev belgesiyle o şubenin başkanı olarak karşısına çıktığım andaki yüz ifadesini hiç bir zaman unutamayacağım. Hepsini sevgi ve saygıyla anıyorum. Ünye Askerlik Şubesinin kalender ve çalışkan personeline de buradan selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.
