Ünlü nüfus bilimci Malthus, nüfus artarken gıda üretim miktarının da buna paralel olarak artmayacağını, ilerleyen yıllarda dünyayı büyük bir kıtlık bekleyeceğini söylemişti nüfus teoreminde. Malthus'ün bu teorisini teknolojik gelişmeler, gıda teknolojisindeki ve genetik mühendisliğindeki gelişmeler çürütmüştür. Pek tabi ki o zamandan bu günkü teknolojinin kestirimini öngörmek imkansıza yakın bir olguydu.
Gerçi tarım alanlarının gittikçe sanayi alanları tarafından istila edilmesi, küresel ısınma vb. nedenlerden dolayı toprak bazlı tarımsal üretimi ciddi anlamda krizler beklemekte ancak ne var ki topraksız tarım, hibritlerdeki genetik değişiklikler vb. teknolojik gelişmeler bu olası krizi şimdiden anlamsız hale getirmektedir.
Tarımsal üretim teknolojilerindeki gelişmeler, daha önce onbinlerce dekar tarım arazisinden alınacak mahsullerin bu gün için küçük bir serada bütün bir yıl sürekli olarak alınabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu durumda tarımsal üretimin toprakla bağlantısı önemli ölçüde kopmaya başlamıştır.
GIDA ÜRÜNLERİNE OLAN METABOLİZMİK İHTİYAÇ:
Malthus'ün teorisini çürütmek için gıda ürünlerinin üretim yöntemindeki böylesi değişim yeterli olurken öte taraftan gıda ürünlerine olan gereksinim açısından da Malthus'ün teorisi iflas edecektir. Çünkü bu güne göre cybersapience toplumu çok çok daha az gıdaya ihtiyaç duyacaktır.
Hatta uzuvlarının önemli kısmı yapaylaşan Cybersapience toplumu çok daha az bir gıda ile hayatta kalabilecektir. Uzuvlara yerleştirilen güç takviye optimizasyonu ile daha az güç harcanıp daha fazla enerji ortaya çıkarılabilecektir. Zaten gıda tüketiminde posalı gıda tüketimi de yerini tablet kullanımına bırakacaktır.
Böylesi bir toplum da elbette ki çok daha az enerji sarfedilirken enerji kaynağı olarak ta çoğunlukla güneş enerjisi kullanılacak, bunun yanında daha az enerji tüketileceğinden bilgi ötesi veya cybersapience toplumunda beslenme diye bu günkü anlamda bir olgudan bahsetmemiz oldukça güç olacaktır.