Hayatta her evin bir cefakarı, her kurumun bir işkoliği, her sınıfın bir otu, her ortamın bir enayisi bulumkatadır. Bazıları dünyaya yemek içmek eğlenmek için gelmiştir, bazıları sağa sola emir vermek için gelmiştir. Bunun için illa ki parası olmak veya güzel veya yakışıklı olmak ta gerekmemekte. Nice çulsuz ve çirkinleri gördüm ki, yanlarındaki güzel veya yakışıklı kişilere emirler yağdırmakta. Onca çirkinliği veya yokluğuyla bir şekilde karşısındakini teslim almış ve bedavadan hayatını rahat veay konfor içinde yaşamayı sürdürmeyi başarmaktadır. İşin garibi bu kişiler erken çocukluğundan ölümlerine kadar bu durumlarını devam ettirirler.
Bu hazırcı ve tembel kişiler toplumda o kadar çoktur ki, çokluklarına rağmen çalışkan, cefakar, fedakar kişilerin canla başla çalışmalarıyla varolan düzen devam etmektedir. Bu çalışkan tiplerin sayısı az olsa da toplum binasının duvarları onların çimento fonsiyonu ile mümkündür.
İki ileri bir geri giden yeniliğe açık olmayan sistem ve bu sistemin insan ögeli uzantıları nedeniyle çalışma veya hareketlilik eğreti olarak kalmakta. Bu eğretik yapı, çoğu zaman işlerin nasıl yürüdüğü konusunda pek zengin bodoslama örneği göstermektedir.
Çoğu kamu ve kısmen de çok büyük ölçekli özel sektör kurumlarında bireysel motivasyonun ve başarı eğitiminin veya toplam kalitenin uğramadığı firmalarda aşağıda aktaracağım hikaye her gün onlarca belki de yüzlerce kez yaşanmaktadır.
Şimdi hikayeye gelecek olursak:
Bu hikaye, isimleri Herbiri, Birisi, Herhangibiri, Hiçbirisi olan dört kişinin hikayesidir. Yapılması gereken çok önemli bir iş vardı. Ve her birinden onu yapması istendi. Her biri bunu birisinin yapacağından emindi. Herhangibiri bunu yapabilirdi. Ama Hiçbiri bunu yapmadı. Birisi Buna çok kızdı. Çünkü her birinin göreviydi. her biri bunu birisinin yapacağını zannediyordu ama Hiçbiri bu işi her birinin yapamayacağını düşünemedi ve sonunda Birisinin yapabileceği işi Hiçbiri yapmayınca her biri Birini suçladı.
İşte mekanizmanın eğreti olmasının ve sistemin iki geri bir ileri gitmesinin altında yatan güçlü psikolojik alyapı burarada karşımıza çıkmaktadır. Herkesin bir işi birbirinden beklemesi ve bu psikolojiyle hiçbir işin yapılmamış olmasıdır.
Şahsımın ömrü, bu tembellik psikolojisiyle mücadeleyle geçmekte ve son nefesime kadar da bu psikolojiyle savaşacağım.
Eğreti sisteminin en temel faktörü tembellik psikolojisi olduğunu söyledikten sonra, teker teker bu psikolojinin temellerine inmek gerek. Hatırlayacağımız gibi bu psikoloji bizi işler nasıl gidiyor sorusuna karşılık, idare ediyoruz işte mantalitesine götürmekteydi.
Küreselleşmenin getirdiği 21. yüzyılın insanlarının yaşamakta olduğu kozasal hayat bir avuç müteşebbis / girişimci hariç hariç bu eğreti psikolojisinin en başta gelen etkenidir. Aksi takdirde, dünyanın fil ayağı hükmündeki bu kişiler olmasaydı, gök kubbe ayakta kalmazdı. Çalışmaya veya çileye demir atmış kişilerin canına yettiği günler gök kubbenin çöküşü olacaktır.
İleride bu konuya yine değiniriz.