Yıllardır projelerim, bana özgü isim haklarım, proje konseptlerim ilgili ilgisiz kişilerce çalındı hatta yağmalandı. Neyi düşündüm veya kurguladıysam, kısa zaman diliminde birileri tarafından uygulandığını gördükçe ilkel kıskançlık duygularım içimi gıcıklandırdı. Parayı sevmememin verdiği beceriksizlikle ve de parasız proje yürütülemeyeceğinin gerçekliğiyle ben bu talihsiz anları hep yaşadım ve hala da yaşamaktayım.
Dünya Siyasetinde Yeni Trend: Deformasyonel Beden Dili
Bir satır yukarıdaki alt başlık yazımın gerçek başlığı olsa da yazının subjektivitesini yansıtmadığından dolayı gerçek başlığı kullandım. Ama ben her zamanki gibi gerçek başlığı irdelemeye çalışacağım.
Dünya siyasetine yön veren kişileri televizyon ekranlarından izlerken Amerikan başkanlığına seçilen Hüseyin Burak Obama'nın kendine özgü deformasyonel davranışları diğer dünya liderlerine de trend model oluşturmaktadır. Bu gün için asırlarca gözlemlediğimiz kuralcı ve oturmuş hareketleri uluslararası siyasette geride kalmıştır. Yeni neslin tabiriyle off olmuştur. Bu günün yeni eğilimi (trendi) deformasyonel kalıptır.
En son G 20 zirvesinde dünya liderleri Obama'nın etkisiyle sanki uzatmalı orta öğretim öğrencilerinin şımarık halleri gibi şen şamata içindeydi. Bu henüz bir başlangıçtır. Yine Obama'nın eşinin İngiliz Kraliçesiyle olan toplantı ritülellerine pek te uymayan teamülleri yıkan samimi, samimiyetten öte doğal davranışları asırların kuralcı yükünü ortadan kaldıracak gibi görülmekte.
Gelelim ilk başlığa. Ben de hep tepe yöneticisi olduğumda Obama'nın düne uymayan ama bu güne de yeni trend oluşturan davranışları gibi bir davranış ortaya koyacağımdan dolayı sık sık medya malzemesi olurum düşüncesiyle benden asla tepe yöneticisi olmaz diyordum. Meğer korkum yersizmiş. Yapılan davranışlar, ait olunan görevle perçinlenince ve de içi dolu ve ayağı yere basan içerikle birleşince tarz olmakta, milyarlarca insan tarafından önce gülümsemeyle karşılık bulmakta ve ilk elde yadırgayıcı yüz ifadeleri kısa zamanda sempatiye, bu sempati duyguları da hayranlığa doğru dönüşmektedir.
Siyasetin zirve isimleri asırların kuralcı davranışlarına karşı yeni trendi icra ederken umarız ve dileriz ki küresel bir laçkalaşmayı beraberinde getirmez. Deformasyonel davranışlarda da orta yolun tercihi her şeyde olduğu gibi siyasette de geçerlidir.
Amerikan başkanlarında by Clinton un kısmen başlattığı bu süreç 5 yılın ardından bu gün Obama ile dozajı artmış olarak devam etmektedir. Türkiye'de ise bu eğilimi merhum Özal başlatmış, kısmen Çiller devam ettirmiş, sayın Erdoğan da Obama'yı aratmayacak kadar beden dili kullanarak devam ettirmektedir.
Deformasyonel davranışların ideal noktası ise ?doğallık? sınırıdır. Ne zaman ki amaç medya malzemesi olmak veya şov yapmaksa söz konusu davranışlar doğallığın kutsal masumiyet sınırının dışına çıkacak ve bu da gerçek anlamda devlet / kurum yönetiminin deformasyonuna (bozulmasına) neden olacaktır.
Bu yazı ile bir ölçüde gelecekte endişe duyduğum içsel davranışlarımın müstakbel planını da yapmış oldum.
Yeni davranış düzleminin ve trendinin dünya insanına hayırlar getirmesi temennisiyle.
Esen kalın.