(İncir Çekirdeğine Nağme)
Mart ve Nisan aylarını yüceltir çoğu. Martlar tadını çalmıştır, ilk günleri olduğundan baharın. Kazma kürek yaktırsa da nisandan almıştır bir kere.
Nisan, bakışmaların edebiyatıdır hep. Edebiyat merdiveninin tılsımlı ilk basamakları. Yeşile bakılır, tomurcuğun gölgesine düş kurulur erkenden. Çocuklar oynaşır meydanlarda, bayramlar yapılır.
MAYISA DEMİR ATMIŞLARIN YETMİŞLİĞİ
Börtü böcek uyanmış, nisanda ışkın veren bitkiler gölge tumuştur her yere. Kestane yaprakları büyümüş, söğüt salkımları saçaklanmış, deniz gülümsemeye başlarken yıldızlar sayılmıştır artık. Gün doğuşlarında bakışmalar, gün batımlarına kahveler açılmıştır. Dostulklar edilmiştir bitmeyesi ve cıgara dumanıyla göklere yükselen.
Nevrozun ardından mayısın 5 i gelmiş karşılıklı bakışmalar daha da bir rikkatin temsili. Altısına hazırlanan kalbin çırpıntısı gittikçe artmış, yaz ateşinin enerjisi, son baharın fırtınaları nüvelenmiş, yağmur yağışlarına gizlenen sözcükler özenle dökülmüştür nadide ve nazenin.
İNCİR ve ÇEKİRDEĞİ:
Kim ki incir çekirdeğini küçümser. Bu büyük bir haksızlıktır zira, medeniyetler ayrıntıda gizlidir oysa ki.
Berekettir incir, ve bir o kadar da kutsal. Vefadır, sadakattir ölünceye? Taş duvarlarda yetişecek kadar inat ve azimli? Ruhun doygusu gönlün olgusu?. Bir hasat ile bitmeyen ard arda ürünler, yorgun, yorgun olduğu kadar da bereketiyle mağrur ve tutkulu duruş?
Ya İncir Çekirdeği: İncire yüklenen bu denli kutsallıklar çekirdeğini teğet geçmiştir her nedense. Oysa ki, incir çekirdeği, lüzumsuzlukların, boş ve beyhudeliklerin temsili olsa da, ayrıntılara gizlenen medeniyetin, sözcüklere kitlenen, satırlara bezenmiş kadife kalpli duyguların yazıldığı hikayelerdir.
Hiç incir çekirdeğine nağme yazacağım aklıma gelmezdi sahi?
- Maşukun beyninde kristalleşen ey Sevgili!
- Kokusunu ve Rüzgarını özlediğim, bad-ı Saba yeli,
- Sana doymaz bu yürek, seni almaz bu cihan.
- Arşa vuran gizemli duygularımın içinde beslediğim aşiyan!?
