Katsayı Sistemi ve Yüksek Öğretime Seçme ve Yerleştirme Sisteminde İki Basamaklı Sınav Uygulamasına Dair:
Başarıda ceza sistemi modern (işletme) yönetim sisteminde çok gerilerde kalmış uygulamalarıdır. Aslında orta çağdan bu yana, başarıyı teşvik yerine ödülün daha iyi sonuç verdiği bilinse de, yöneticiler çoğu zaman kolaya kaçarak cezalandırma sistemini tercih etmişlerdir.
Üniversiteye yerleştirmede meslek liselerine uygulanan katsayı uygulaması cezalandırma sistemi üzerine oturtulmuş ilkel bir uygulamaydı. Oysa ki, gençleri orta öğretimin II. kademesinde aldığı mesleki eğitime paralel bir yüksek öğrenime teşvik etmenin en iyi yöntemi, meslek içi tercih yapmada fazlaca desteklenmiş katsayı sistemidir. Ancak, meslek liseleri, alan dışı tercih yaptıklarında düz liselerle aynı katsayı şansından mahrum bırakılmıştı.
Sırf İmam Hatip Liselerinin önünün kesilmesi amacıyla Türk Yüksek Öğretim sistemi on yılı aşkındır meslek liselerine son derece büyük haksızlık etmiş, on yıl aradan sonra bu haksız uygulamadan geri dönülmüştür. Burada bize düşen, “zararın neresinden dönülürse kardır” sözünü hatırlayıp kendimizi avutmaktır. Tabi olan on yıllık dönem içinde daha düşük yüksek öğretim programına yerleşen gençlerimize olmuştur. Bu gün için bu ilkel uygulamadan kurtulmuş durumdayız.
Yüksek Öğretime Seçme ve Yerleştirme Sisteminde İki Basamaklı Sınav Uygulaması:
Ne gariptir ki, önce tek basamaklı seçme sınavı uygulanmış, sonra iki basamağa dönülmüş, sonra tekrar tek basamağa dönülmüş, sonra bundan vazgeçilerek tekrar iki basamaklı sisteme dönülmüştür. Bu cümleyi okuduktan sonra, Eğitim ve Öğretim Politikalarını belirleyenlerin basiretsizlikleri ve yer yer ihanetleri ap açık ortadadır.
2 kez tek basamak 2 kez çif basamak sistemini aralıklı ve peş peşe uygulamak hiç bir akıl sahibi tarafından makul görülemez.
Önce tek basamaktan iki basamağa geçilir anlarız.
Önce iki basamaklı sistemden sonra tek basamağa geçilir anlarız.
Gerek toplumsal düzenlemelerde gerekse bireysel davranışlarda zik zak algılanabilir ve yadsınamaz gerçeklerdir. Bir yöntem denenir, o yöntemin başarısız veya yanlış olduğu anlaşılır ve ondan dönülebilir. Bu son derece doğaldır. Ancak davranışlarda veya toplumsal düzenlemelerde zik zak çizilip te hemen ardından aynı zik zak davranış ve uygulamayı tekrar etmek bireysel anlamda psikolojik sorunlu olmayı gerektirebilirken, toplumsal düzenlemelerde ise, ard niyetli veya çıkar amaçlılığı ifade eder.
Yüksek öğrenime seçme ve yerleştirme sistemi olarak iki basamaklı sisteme geri dönülmesi hem bireysel anlamda ekonomik, hem psikolojik hem de başarı açısından son derece hatalı hatta zararlıdır. Şimdi bu faktörleri teker teker birer cümlede ortaya koymak gerek.
Ekonomik Açıdan:
Bireysel anlamda gençlerin ebeveynleri zaten lise sonuna kadar çocuklarını şu ya da bu şekilde sınav maratotuna sokmuştur ve dersanelere çok büyük bütçeler ayırmıştır. Sınav sürecini geniş tutmak sınav sayısını artırmak tek açıdan olumlu bir durumdur. O da, dersanelerin gelirlerinin artırılmasıdır. Yani sınav sistemi eğitim amaçlı değil de dersanelerin rantabilitesini artırma amaçlıdır. Bu durum da hiç ama hiç bir şekilde iyi niyetle bağdaşmamaktadır.
Psikolojik Açıdan:
İlk başta yüksek öğrenime öğrenci yerleştirmede iki basamaklı sistem psikolojik açıdan mantıklı gibi görülmektedir. Çünkü öğrencinin (adayın) kaderi tek bir sınava bağlanmamaktadır. Bu da bir çok adayda ortaya çıkan sınav stresi sendromunu azaltmakta, riski dağıtmaktadır. Ne var ki sistem, bir sınav yerine nisan ve haziran aylarına dağıtılan iki sınava ayrılmıştır. Yani öğrencinin eğitim ve sınava hazırlık konsantrasyonu bir diğer sınav stresiyle bozulmaktadır.
Oysa ki, araya iki ay koymak yerine birinci basamağı cumartesiye, II. basamağının birinci bölümü öğleden önceye, ikinci bölümü de öğleden sonraya dağıtılarak sınav gününü birbirine yapışık ama tek oturumlu da olmayan bir zaman diliminde toplanılmalıydı. Böylece uzun bir zaman diliminde öğrenciler stres altında kalmayacaktı. Ayrıca zaten sınava boğulmuş bir eğitim sisteminin yerindeliği ise ayrı bir tartışma konusudur.
Başarı Açısından:
Pür (yoğun ve saf) sınav maratonundan oluşan bir eğitim sistemi son derece yanlış hatta sakat bir sistemdir. Özellikle bu sınavların test sistemiyle yürütülmesi, şabloncu eğitimin şabloncu bir ölçme sitemidir. Esnek düşünmeye aykırı, inisiyatif kullanma davranışını kısırlaştıran, devlet için ve firmalar için itaatkar köleler oluşturma amaçlı bir sistemdir.
Test yöntemli başarı ölçme tekniği objektifliğe yatkın olsa da, insancıl olmayan bir sistemdir. Bu nedenle, orta öğretim döneminde daha çok test sistemli ölçme yönteminden kaçınılıp eğitim sonunda tek bir test sınavıyla tamamlanan bir ölçme sistemi kanımca daha uygun olacaktır.
Yerleştirme sistemi, ağırlıklı olarak orta öğretim başarı puanından kısmen de nihai test sınavından oluşan bir karma sistemle oluşturulmalıdır. Ama bu günkü gibi ağırlıklı kısmı test sınavına verilecek şekilde uygulanmamalıdır.
Jenerasyonların, başarı ölçme sisteminde yapılan zik -zak-zik-zak-zik-zak lardan oluşan edilgenleştirme ile hacamat edilmesine hiç bir eğitimci ve hiç bir birey göz yummamalıdır. Bu konularda ikide bir köklü değişiklikler yapılması zorlaştırılmalıdır.
Bu konularda söylenecek çok daha ayrıntılı ve temel irdeleme doneleri ve olguları olsa da yöneticilerin bu tür alternatif açılımları dikkate alma heveslisi olmadıklarını bildiğim için burada yazıyı bitiriyorum. Esen kalın, sağlıcakla kalın efendim.