Seçim sonrası fevri cümleler hep yapılır. Özellikle de göbekten bir siyasal partiye angaje olmuş veya menfaat bağlantısı bulunan kişiler, ister bilimadamı, iser gazeteci, ister sanayici isterse kim olursa olsun, seçim sonuçlarını okumakta subjektivite tuzağına düşerler.
Son yapılan yerel seçimlerde gözden kaçmayacak, derecede büyük fay hatları oluşmuştur. Gerek CHP, Gerek AK Parti, gerek MHP gerek Saadet Partisi, gerekse DTP nin aldığı oyları birer birer yorumlamak gerek.
Önce AK Partinin oy oranındaki değişim üzerinde durmak istiyorum. Partinin düşüş trendine girmesinin bir çok nedeni bulunmaktadır. Oy oranlarındaki azalmayı maddeler halinde sıralamak gerek.
1. olarak,
AK Parti büyümesinin ve büyüklüğünün etkisiyle belediye başkanı aday belirlemesinde İNANILMAZ HATALAR YAPTILAR. BAŞARILI BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARININ KÜÇÜK KAPRİSLERİNİ ÇEKMEDİLER. BU BAŞARILI ADAYLARI YA TEKRAR ADAY GÖSTERMEYEREK VEYA KÜSTÜREREK içten içe büyüyen güçlü gizli muhalefet cephesi oluşturdular. Bunlara bir çok örnek verebiliriz. Ankara Büyükşehir, Adana Büyükşehir Belediye başkanlığı başta olmak üzere. Sevilen isimlere rağmen sevilmeyen veya miadı dolmuş kişileri aday göstererek bu yerlerde seçime 1-0 yenik başlandı.
2 olarak,
Dünya ekonomik krizinin etkisi. Krizde işsizlik oranları ve sabit gelirlilerin maaşlarında reel bazda ciddi düşüşler oyların düşmesine neden oldu.
3. ve en önemli olarak,
Son yapılan anketler AK Partiyi çok yüksek gösterdi. Bu tablo da AK Partiye verilmiş borç oylar SAADET Partisi gibi partiler başta olmak üzere asıl partilere gitti. Saadet Partisindeki Genel Başkan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarındaki olumlu kombinasyonun AK Partiye giden oyların geri dönmesinde büyük etkisi oldu.
4. Olarak, parti yöneticileri, kendini çok büyük ve güçlü hissettiğinden ?nasıl olsa kimi aday göstersek seçtiririz? mantık yanılgısından kaynaklanan duyarsızlık sürecine girmiştir. Bu da tedrici olarak tabana yansımış tabanda gevşemeler olmuştur.
5. Olarak, son zamanlardaki ulusal siyasetteki restleşme muhalefetin AK Partiye karşı üstü örtülü veya açık cepheleşmeleri ortaya çıkarmış ve muhalefet blok olarak davranmıştır.
Ama iktidarda olma durumu, dünya krizinin dezavantajı vb. faktörler oylardaki düşüş için tekbaşına yeterli değildir. Zira bu faktöre karşın, yerel seçimlerde merkezi yönetimin yani devletin kaynaklarının başında olma avantajını da dikkate almak gerek.
Bu konuyu diğer partilerle bütünücül olarak daha ayrıntılı olarak ileride tekrar ele alırız.
Esenlik dileklerimizle.