Dolar

35,1925

Euro

36,7191

Altın

2.967,81

Bist

9.724,50

Tahtakuş Etnografya Müzesi

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-11 13:12:00

Tahtakuş Etnografya Müzesi

Dünya'da bilinen ama Türkiye'de pek te fazla kimsenin bilmediği, neredeyse gizli saklı kalmış bir müzenin yazı konusu yapılması gerektiğini düşündüm.

TAHTAKUŞ ETNOGRAFYA MÜZESİ:

TAHTAKUŞLAR köyü Etnografya Müzesi, Edremit'e 17 Km, Akçay'a 5 Km, Balıkesir - Çanakkale E-24 Karayoluna 2 Km uzaklıkta asfalt yolla bağlıdır. Köy, (Tahtakuşlar Köyü), doğal güzellikler içinde kurulmuş, 130 haneli ve 600 nüfuslu şirin bir köydür. 1991 yılında açılan Türkiye'nin ilk ÖZEL ETNOGRAFYA MÜZESI (galerisi) 1992 yılında açılan ve Türkiye'de ilk kez bir köyde kurulan sanat galerisi bulunmaktadır. Etnografya galerisinde Orta Asya'dan Türkiye'ye göç eden Konar - Göçer Türk Boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim, ev eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları, sanat galerisinde her tür sanat yapıtları yıl boyunca sergilenmektedir.

Müzede son derece zengin bir entografik derinlik ve çeşitlilik bulunmakta, yine zengin deniz canlıları mumyaları ve kurutmaları bulunmaktadır. Bunlar arasında en ünlüsü de, dev deniz kaplumbağasıdır.

Müze'nin kurucusu, Alibey KUDAR evliliğinin 50. yıldönümünde eşine güzel bir sürpriz yapmıştır. Bütün yerel ulusal ve uluslararası ilgililere bir heykel açılışı olacağı belirtilmiş fakat kimseye heykelin kime ait olduğunu bilmemektedir. Tören zamanına kadar heykelin Atatürk heykeli veya tarihsel önemi olan büyüklerin heykeli olacağı beklenirken, bir de görülür ki, açılan heykel, müzenin kurucusu Alibey KUDAR'ın eşinin heykelidir. Bu da Türk kültüründe aileye verilen önemi vurgulamak için manidar bir olaydır.

MÜZENİN KURUCUSU ALİBEY KUDAR:

Son derece meraklı emekli bir öğretmen olan 1932 Tahtakuşlar Köyü doğumlu Alibey KUDAR, Savaştepe Köy Enstitüsü' nden mezun olduktan sonra 26 yıl öğretmenlik ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü yaptı. 1980 yılında Açay İlkokulu öğretmeni iken, emekli olduktan sonra, iğneyle kuyu kazan bir gayret ve azimle etnografik derleme ve kolleksiyonları sanat, zanaat ve etnografya müzesi haline getirmiştir.

Tatilinizi unutulmaz anılarla değerlendirmek isteyenler için, Uluslararası bir ün ve nitelik kazanan bu galeriye uğramak sizin için son derece mutlu edici olacaktır. Müzede, konar - Göçer Türk boylarının öz kültürünü tanıyacak ve yakındaki KAZDAğI (eski adı ıDA Doğı ) ile efsaneleri de öğrenebilirsiniz. Galerinin güler yüzlü ve ilgili personeli sizleri konuk etmekten mutluluk duymakta.

TAHTACI KÜLTÜRÜ

Tahtakuşlar Köyü, bir tahtacı köyüdür.
Alevilik-Bektaşilik'in Bir Kolu Olan Tahtacılık Asya ve Anadolu Türk Kültürünü yaşatan sayılı kültürlerindendir. Bugüne kadar Türkiyede yaşayan ve sosyolojik, antropolojik ve etnografik olarak en fazla üzerinde çalışılmış özel topluluklardan biri, belki de en önemlisi Tahtacılardır. Tahtacılar, Alevi bir cemaat ve Türkmen bir topluluk olmaları niteliğiyle ya da hem dini, hem de etnik özellikleriyle dikkati çekmiştir. Bu anlamda, homojen ve kapalı bir yapıya sahiptirler.

Tahtacılara ait çalışmaların Türkiye'de arkeoloji müzelerinde etnografya seksiyonlarının oluşturulmasına önemli katkılar yaptığı söylenebilir.

En az bunlar kadar önemli bir diğer husus, Tahtacılar üzerine yapılan çalışmaların, Baha Sait ve Babinge ile birlikte önceleri dolaylı ele alınan Aleviliği, doğrudan bir inceleme alanı olarak betimlemesi, sergilemesidir. Söz konusu çalışmalar, aynı zamanda Alevilik sorunsalını da içerir, ele alır, betimler, tanımlar ve anlatırken teoloji, Türkoloji, sosyoloji, antropoloji, etnografya ve halkbilim gibi bilimler için Aleviliğin araştırılacak yeni bir alan ve konu kümesi şeklinde ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu anlamda Tahtacılar üzerine 19. yüzyıldan beri yapılan araştırmalar, günümüzdeki Alevilik çalışmalarının abc si ve belkemiği sayılabilir?

Tahtacı Kültürüyle ilgili son derece derin araştırmalar yapılmıştır. Özellikle yabancılar Tahtacıları Hitit ve Rum kültürleriyle olan içiçeliği nedeniyle bir azınlık görerek bu kültürü öncelikle incelemişlerdir. Gerçekte ise, tahtacı kültürü, Orta Anadolu'nun çoğunlukla iç kesimlerinde genellikle bölücü değil birleştirici özellikleriyle karşımıza çıkmışlardır.

 

Haber Ara