Dolar

35,1917

Euro

36,7410

Altın

2.966,68

Bist

9.724,50

Teorik Eğitime İsyanın Var! Asabiyim!

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-03 02:10:00

Teorik Eğitime İsyanın Var! Asabiyim!

Her gün yeni bir ilköğretim okulu açılıyor.

Her gün yeni bir lise açılıyor. Her gün yeni bir üniversite kuruluyor.

Ama malesef her bir okulun başında betonlaşmış müfredata iman ve itaat eden bürokratlar, müdürler özgüvensiz öğretmenler, öğretim üyeleri var. Malesef bunlar böyle. Elbette ki istisnalar var. Elbette ki vizyonu açık teorik bilgiden elden geldiğince kaçınan kişiler var. Teorik bilginin yeri üniversitelerdir. Ama bu üniversite dört yıllık fakülte düzeyinde bir üniversitedir. Onun dışındaki bütün eğitim ve öğretim kurumlarında teorik bilgi unutulmaya mahkumdur.

Milli Eğitimdeki çalışanlar, öğretmenler yöneticiler araştırsın baksınlar. Türkiye dışında ülkelerde teorik dersleri. Ders sayılarını araştırsınlar. Devam zorunluluklarını araştırsınlar. Kaç ders sınıfta kaç ders dışarda veya laboratuvarda yapılıyor incelesinler.

Bu sistem pek tabi ki üşengeç ve kolaya kaçan öğretmenlerin de işine gelmektedir. Tavuğun yem yediği gibi bir kitaba bir sınıfa bakarak habire oku babam oku, okumaktan bıktıysan bir öğrenciye okut. Bilmiyorsan ödev ver. Anlatamıyorsan bir öğrenciye veya öğrenci topluluğuna anlattır. Bu arada zaman dolsun. Gün geçsin. Düz mantık gayet basit.

Şimdi eğitimciler hemen itiraz ederler. Eee efendim ne kadar maaş alıyoruz, bu maaşla bu kadar görev yapıyoruz ona şükür? vs. vs. binbir türlü bahane. Hayır efendim. Bunun maaşla alakası yok. Dört yıllık fakülteye kadar gençleri çocukları teorik dersten uzak tutarak eğitim yapılmalı. Buna sistem izin vermiyorsa vermesi için gayret etmeli. Kaç kişi bu konuda neler yapmış ne mücadele vermiş merak ediyorum doğrusu. Yok veya bir kaç tanedir.

Çünkü teorik ders yapmak çok kolay. Anlat babam anlat. Veya oku babam oku. Ya da okut babam okut. Oysa ki körpe beyinler, bakarak, görerek, dokunarak, koklayarak duyarak öğrenmelidir. Sistem bu şekilde kurgulanmalıdır.

Önceleri Türkiye'nin en önemli sorununun YÖNETİM olduğunu düşünürdüm. Sonra vazgeçtim, en önemli sorunun EĞİTİM olduğuna karar verdim. Şimdilerde ise, en önemli sorun yine YÖNETİM dir diyorum. Çünkü aymaz siyasal irade GSMH içinde eğitime ayırdığı payı hala yükseltmedi. İlköğretime ücretsiz dağıttığı kitapları söylerler icraaat olarak. Tam bir mikrokredi mantığı. Biz veriyoruz. Ücretsiz kitap dağıtıyoruz. Bakın oy zamanı bu jestimizi unutmayın demek için. Oysa ki eğitime kitapları ücretsiz dağıtarak daha fazla pay ayırmak tamamen yanılsamadır. GSMH dan eğitime gerçek pay ayırma bizzat eğitim kurumlarına yapılan alt yapı yatırımlarıyla ilgilidir.

Eğitime GSMH dan ayrılan pay konusuna  ileride tekrar değineceğim. Şimdilik burada bitirmiş olalım.

 

Haber Ara