Öteden beri seçim tartışmalarında Türk halkının bilinçli olmadığını, yerel seçimlerde Belediye Başkanı ile İl Genel Meclisi üyeliği seçimini ayırt edemediğini söylerler. Ben de hep bu iddiayı yersiz bulmuşumdur.
Yakın dönem Türk siyasal hayatında gerçekleşen son seçimlere baktığımızda, iddianın aksine, Türk halkının belediye başkanlığı seçimi ile il genel meclisi seçimlerinde oyunu ayırt ettiği görülmektedir. YSK sonuçlarına baktığımızda her iki seçim sonuçlarının birbirinden yıllardır ayrıldığı görülmektedir.
Ancak şunu da özellikle belirtmek gerek. Belediye başkanlığı seçimleriyle il genel meclisi seçim sonuçları arasında öyle olağanüstü bir ayrım beklemek yersizdir. Zira benim tabirimle ?her seçim yeni bir seçimdir.? Bu nedenle bu günkü yerel seçim sonuçlarının 3 yıl önceki genel seçim sonuçlarını yansıtacağını beklemek başlı başına bir abestir. Böyle bir siyasal sonuç çıkabilir ancak bu görecelidir. Hem de bu durumun yerel seçimle ilgisi yoktur.
Bu konuda tereddüdü olanlar son dönemlerde yapılan seçim sonuçlarını YSK nın sitesinden veya seçim sonuç raporlarından görebilirler.
Şu an, Türk seçmeni için ancak şunu söyleyebiliriz. Türk seçmeni, oyunun yönü konusunda sandıkta teknik açıdan bilinçlidir fakat, oy vermeyi gerektirecek gerekçeler açısından pek bilinçli değildir. Yani çoğu zaman kolaya kaçarak ?uydum kalabalığa? mantığıyla siyasal tercihini ortaya koymaktadır. Üstelik kalabalığa göre oy kullanmakla kalmayıp aile içi bireylerden ciddi oranda etkilenmektedir. Yalnız aile içi siyasal tercih farklılaşmasında da bu gün için Türk seçmeni ciddi ilerlemeler sağlamıştır. Bu konuda ailelerde gençlerin yaşlılara göre siyasal tercihlerinde çok daha fazla özgürlükçü bir irade beyanı görülmektedir. Siyasal anlamda tercih farklılaşması için eğitimin, yaşın, cinsiyetin, yaşanılan yerin, etnisitenin, mesleğin ayrı ayrı etkisi bulunmaktadır.
Şu an için Türk seçmeninin hala protesto oylarında yeterli bilince sahip olmadığını söyleyebiliriz. Zira protesto oyu kullanmayı boş oy atmak veya hepsine mühür basmak olarak algılıyor. Bu davranışıyla protestocu seçmenin, yaşlı bir teyzenin veya amcanın mühür basmayı unutmasıyla veya dalgınlıktan veya eğitimsizlikten bütün partilere mühür basmasıyla bir farkı kalmamaktadır. Bu da çok büyük teknik analitik hatalı sonuçları doğurmaktadır.
İlla ki protesto oyu kullanılacaksa, yapılması gereken, boş oy pusulasına çaprazdan çapraza çift çizgi çizerek çizgilerin arasına ?protesto ediyorum? veya ?oy kullanacağım nitelikte parti yok? ibaresi yazmalıdır.
Yakın gelecekte, birleşik oy pusulalarına protesto oyları için ayrı bir bölüm açmalarını veya pusulada ?hiçbiri? seçeneğini koymalarını temenni ederiz. Böylece apolitik seçmenle politik olup layık bir siyasal parti bulamayan çok fazla bilinçli seçmenin nabzı sandığa yansımış olacaktır.
Esenlik dileklerimle.