Türkiye Birleşik Devletleri mi, Türk Birleşik Devletleri mi?
?Alışırlar alışırlar? demişti bir zamanlar merhum eski Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL Aradan onyıllar geçti. Türkiye hala 82 nin Asker anayasasını değiştiremedi. Asker anayasasına alıştı, alışmakla kalmadı neredeyse o anayasaya taptı iman etti. 1930 lu yıllardan kalan onlarca kanun yenilendi, AB standardına getirildi fakat 82 Asker anayasasına kimse dokunamadı. İnsanlarımız alışmaya son derece yatkındır. Bu yatkınlık beni çok ciddi derecede ürkütmektedir.
Zira Türk Vatandaşlığı yerine ?Türkiye Vatandaşlığı? kavramı sürekli önümüze getirilmekte. Yavaş yavaş TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ kelimesine doğru gitmekteyiz. Geçenlerde daha yeni bu konuya benzer bir yazı yazmıştım. Türk Siyasal Hayatında Coğrafi Kısırlık başlıklı ve Türk Siyasal Hayatında ?Bölgesel Siyaset? Kavramına Doğru ? alt başlığını taşıyan yazımda da kısaca değindiğim gibi, bile bile doğu ve güneydoğu da özerk yönetime Türk insanları alıştırılmak isteniyor. Bunun için en üst düzeyden birileri çok yakında ?Türkiye Birleşik Devletleri? ismini kullanacaktır. Bu ismin kullanılmasıyla psikolojik alt yapı hazırlanacaktır.
Bir taraftan Türk Birleşik Devletleri rüyası görülürken, öte taraftan Türkiye Birleşik Devletleri tabirine hazır olmamız oldukça rahatsız edici ve bir o kadar da manidar bir durumdur. ?Türkiye Birleşik Devletleri? tabiriyle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kurulması düşünülen birden fazla özerk yönetimler kasdedilirken, Türk Birleşik Devletleri söylemiyle ise, dünya üzerindeki bütün Türk Devletlerinin bir çatı altında konfederal yapıda toplanması kasdedilmektedir. Her iki tabir kafiye olarak birbirine oldukça yakın görülse bile, içerik olarak birbiriyle taban tabana zıt anlam ortaya çıkarmaktadır.
Birincisi ülkenin bölünmesine alıştırma söylevi iken, diğeri ise Türk dünyasının birleştirilmesi ülküsüdür. Bu durmda büyük düşünüp konfederal bazda yeni Türk İmparatorluğu rüyası görülürken içten içe Türkiye Birleşik Devletleriyle çözülme tuzağına düşmemek gerek. Hani bir söz vardır. Boynuz umdum kulaktan ayrıldım. Başka bir söz daha vardır. Tosya'ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmak. Taktiklere dikkat etmek ve de yakın tarihi unutmamak gerek. Hafızaları güçlü tutmak gerek. Dosta güç verip düşmana fırsat vermemek gerek. Çünkü düşman bizim en zayıf olduğumuz zamanda başını kaldırıp bizi güçlü Türkiye rüyalarından uyandırabilir.
Aydınlık güçlü yarınlar temennisiyle.