Vee, tarihi gün başladı.
Ergenekon süreci kaldığı yerden onca gürültüsü ve sarsıntısıyla tekrar başladı. Savcılarımızı pek tabi ki yargıçlarımızı da zorlu görevler beklemekte. Bu sürecin bir de CAN GÜVENLİĞİ boyutu var. Bizler oturduğumuz yerden tahmin edemeyiz elbet. Bir savcının veya bir hakimin kullanacağı bir kelime bile kötü niyetliler için varlık yokluk nedeni olarak görülmekte. Bu nedenle sürecin karar merciindeki aktörlerinin davanın salahiyeti açısından korunması son derece önemlidir.
İlk gün davaya katılması gereken önemli aktörlerin şu ya da bu şekilde gelmemesi, (gelememesi) tesadüf değil planlanmış bir durumdur. İlk günden olayın biraz da basın tarafından abartıldığı gibi dikkat çekilmek istenmemiştir, bir kısmı müvekkilleri aracılığıyla bir kısmı da yardımcıları veya ikinci kişileri aracağılığıyla davaya katılmıştır. Bu sürecin en ilginç bir başka olayı da, yargılama bir çok sanığa veya müdahile savunma kitabı yazdırmıştır daha da yazdıracaktır.
Ya Kurtlar Vadisine ne diyelim.
Geçen sene olaylar dizinin senaryosu veya konusunun önünden gitmekteydi. Bu sefer tam tersi. Yani Kurtlar Vadisi dizisinde yargılama süreci bir iki hafta önce başladı. Gerçek hayatta ise 20 Ekim de başladı. Bu durumda ?Kurtlar Vadisi? dizisine kamu vicdanı açısından önemli bir misyon düşmektedir. Dizi sürecin pirus zaferine döneceğini de ortaya koyabilri kısa zamanda sonuçlanacağını da. Şu kesin ki, 20 Ekim Yargılamasının ilk günkü izlenimler ve olup bitenler dizinin geleceğine önemli ölçüde ışık tutacaktır.
Bu arada, insanların çoğu, demek ki Veli KÜÇÜK, dizideki adıyla İskender BÜYÜK tutuklu olarak görülmesine rağmen ara ara cezaevinden ambulansla şu ya da bu şekilde çıkarılıp icrahaltlarına devam etmekteymiş diye söylendiler. Elbette ki gerçek hayatla dizideki senaryo ve temanın ilgisi yoktur. Yok olmalıdır.))
Şimdiden Notumuzu düşebiliriz ki, bu süreç çabuk bitmeyecek ve bu süreç sonunda öyle dişe dokunur bir cazaların çıkmasının da beklemiyorum. Çıkarsa da gerçekten sürpriz olur derim.
Esenlik dileklerimle.