Dolar

35,1885

Euro

36,7106

Altın

2.967,84

Bist

9.724,50

Zorunlu Eğitim 9 Yıl. Aşağıya mı Yukarıya mı?

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-28 15:33:00

Zorunlu Eğitim 9 Yıl. Aşağıya mı Yukarıya mı?

Avrupa Birliği ne tılsımlı ne harika bir deynek böyle.  Bir çok şeye çözüm üretiyor. Bunlardan birisi de zorunlu eğitim. Hükümet hazır böyle bir fırsatı yakalamışken hiç durmamalı.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları bir iki demeç ve deklerasyon yayınlayınca sür kamuoyuna Avrupa Birliği ve Sivilleşme Deyneğini.

İşsizlik oranları yüzde onbeşleri mi geçti, sür kamuoyuna Avrupa Birliği Müktesebatının gereği olan zorunlu eğitimi.

İşsizlik oranı Şubat ayı verilerine göre(*) yüzde 16,1 civarında. Bu durumda zorunlu eğitim (yukarı istikametinde)  9 yıl olsun. İşsizlik oranı yüzde 18 e çıkınca zorunlu eğitim 10 yıl olsun. Oran yüzde 20 ye çıkınca zorunlu eğitim 11 yıl olsun. İşsizlik oranı yüzde yirmiye çıkınca (ki bu final olsun) üniversite eğitimi de zorunlu olsun. Rakamlar yalan söylemez. Ama istatistikler yalan söyleyebilir. Bu durumda 5 milyon kişiyi zorunlu eğitim kapsamına aldığımızda işsizlik oranı kaça iner hesaplamak lazım. Sonra başbakanımız ?Ulusa Sesleniş? programında bizlere açıklar: ?Hükümetimiz, işsizlik oranını Yüzde 15 lerden 10 lara düşürmüştür.? Biz de yeriz.

* * * * *

Nimet Çubukçu'yu Destekliyorum

Yeni Milli Eğitim Bakanımız Nimet Hanım'ın yapacağı değişiklik basına düştü. Ayrıntıları okudum. Zorunlu eğitimi yukarıya değil de aşağıya doğru çekerek yükseltmeyi planlamakta. Eğer yukarı doğru zorunlu eğitim çekilseydi, bu politikayı masumane bulmamız mümkün olmayacaktı. Ancak Sayın Çubukçu, zorunlu eğitimi, okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirerek arttırılacağını söylemektedir. Yani okul öncesi eğitim yaşını 5 e düşürecekler. Okul öncesi eğitim de zorunlu eğitim kapsamına alınacak.

Hane Halkı ve Aile Kurumlarındaki Değişime/Transformasyona Kayıtsız Kalınamaz:

Günümüzde aile yapısının çekirdek aileden nükleer aileye doğru bir geçiş içinde olduğu gerçeğinden hareketle, ailede çalışan sayısının özellile de kadınların iş gücüne katılma oranının gittikçe artması gerçeğinden hareketle okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi düşüncesi son derece isabetlidir.

Evinde yalnız kalarak bireyselleşecek bir çocuğun, sosyal hayatta sağlıklı bir şekilde bireyselleşmesi daha isabetli olacaktır. Zira, ebeveynlerin çocuklarına karşı onyıllar öncesi tahammül katsayıları gün geçtikçe azalmaktadır. Ayrıca, ebeveynler çocuklarına ayırmaları gereken zamanı, televizyon, internet ve telefon teknolojileri nedeniyle ayırmamakta, bu da ev içinde çocuğu daha fazla yalnızlığa düşürmektedir.

Okul Öncesi Eğitim Kurumlarındaki Öğretmenlerin Önemi:

Okul öncesi eğitim kurumlarının yükü yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı daha da artmaktadır. Ebeveynler, eskiye göre çocuklarını daha erken okul hayatına başlattırmak istemektedir. Bu durumda Anasınıfı öğretmenleri önemli ölçüde ebeveynlere düşen görevleri formel olarak üstlenmektedir.

Ana sınıfı öğretmenlerin donanımları, formasyonları bu talep yoğunlaşmasına karşılık verecek şekilde geliştirilmelidir. Şüphesiz ki, anasınıfı öğretmenliği önümüzdeki yıllarda çokça talep edilen meslekler olacaktır.

Sonuç olarak, zorunlu eğitimin yukarıya doğru değli de aşağıya doğru arttırılması gereklidir. Bu zaten pilot illerde önümüzdeki yıldan itibaren uygulamaya konulacaktır. Zorunlu eğitimin yukarıya doğru artırılmasını ise, bu günkü konjonktürde masumane bir politika olarak göremeyiz. Zira hem alt yapı yetersizliği, hem de bireylerin ekonomik yetersizliği bunu kaldırmayacaktır. Çünkü, yarıdan fazlası açlık sınırının altında yaşayan hane halkları, hayatta kalması için çocuklarını çok daha erken iş hayatına sokmak istemektedir.

Esenlik dileklerimle.

(*) Şubat ayı verileri, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 15 Mayıs 2009 Haber Bülteni ile açıklanmıştır.

 

 

Haber Ara