İran ve Gazze konusunda çok ciddi bir uyarı
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-10-14 07:54:52
Obama yönetimi üzerinde en etkili düşünce kuruluşlarından Center for American Progress (CAP)'in Başkanı John Podesta ile dün iki ayrı toplantıda birlikteydik.
TUSKON'un davetlisi olarak gelen Podesta, Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD ekonomisi konusunda etkileyici bir ufuk turu yaptı.
Podesta'nın başında bulunduğu kuruluş Obama yönetimine 41 bürokrat verdi.
Chicago asıllı Podesta'nın Demokrat Parti ile köklü bir teması var.
Clinton döneminde Beyaz Saray'ın Genel Sekreterliği'ni yürüttü.
Kardeşi Tony Podesta da 2009 yılının en etkili lobi şirketi seçilen Podesta Group'un kurucusu.
John Podesta'nın Türkiye ile ilgili tespitlerine bu nedenle biraz daha fazla dikkat kesildim.
Ona göre Türkiye'nin Washington'da "iletişim" ya da "yanlış anlama" kurbanı iki konuyu öncelikli olarak çözmesi gerekiyor.
Birincisi, İran nükleer krizinde Türkiye'nin ABD ile ters düşen politikası.
İkincisi de İsrail ile yaşanan Mavi Marmara krizi.
Her iki konuda da Washington'da kafa karışıklığına dikkat çekiyor.
Türkiye'nin kendisini iyi anlatması gerektiğine vurgu yapıyor.
ABD'den aslında bu yönde gelen ilk mesaj değil bu.
Ancak Türk diplomasisinin estirdiği iyimser hava nedeniyle bu mesajlar pek Türkiye'de etkili olmadı.
Podesta'ya, İran'la takas konusunda Obama'nın bir ay önce gönderdiği mektubu hatırlatıyorum.
Türkiye ve Brezilya'nın da bu şartlara uygun bir anlaşma ortaya çıkardıklarını belirtiyorum.
Mektubu kendisinin görmediğini ancak Obama'nın net ifade kullanmamasından kaynaklanan bir sorun olabileceğini, takas görüşmelerinin ABD ile uyum içerisinde yürütüldüğü fikrine katılmadığını kaydetti.
Takas anlaşması sonrası ABD'nin yaptığı açıklamalar ve BM'ye yaptırımlara ilişkin yeni bir tasarı sunması da Podesta'nın tespitlerini doğrular nitelikte.
Neden ne olursa olsun, sonuç ortada.
İletişim kazalarının aşılması çok zor olmasa gerek.
Podesta'nın dikkat çektiği sancılı ikinci konu İsrail ile Mavi Marmara krizi, CAP raporlarına da yansımış durumda.
CAP'in Temmuz 2010'da yayınladığı iki ayrı rapor var.
İlkinde farklı bir IHH profili ortaya koyuyorlar.
Rapor, IHH için HAMAS'a maddi destek sağlayan radikal bir örgüt imajı çiziyor.
İkinci rapor Washington'da bazılarının bu insanlık dramı olayla ilgili faturayı neden Türk hükümetine kesmek istediğini de ortaya koyuyor.
IHH yönetimi ve danışma kurulundaki isimler ile AK Parti'nin kesişen yollarını, aralarında bağ olduğu izlenimi verecek şekilde irdeliyorlar.
Yer verilen detaylar şaşırtıcı.
Demek ki birileri özel bir çalışma yapmış.
Bilgiler doğru mu teyit etme fırsatı bulamadım.
Değilse aslında daha vahim bir durumla karşı karşıyayız.
Her iki rapor, Mavi Marmara konusunda ABD'nin Türkiye'ye hak ettiği desteği neden vermediğini de anlamaya yardım ediyor.
Türkiye her iki konuda mevcut politikalarını sürdürebilir.
Tezlerinde haklı da olabilir.
Ancak terörle mücadeleden Afganistan'a kadar birçok alanda işbirliği yaptığı ve çıkar ilişkilerine sahip olduğu ülke yönetimlerine barışçı politikalarını daha iyi anlatmalı.
Politikalarda uyum değilse bile sağlıklı iletişim sağlanmalı.
Podesta'nın iki konudaki uyarısı göz ardı edilmemeli.
SON VİDEO HABER
Haber Ara