Azeri gençleri neden IŞİD'e katılıyor

Daha önce de yazmıştım ve söylemiştim ki; IŞİD güç kaynaklarından en önemlisini;İslam âleminin kandırılmış, önüne alternatif sunulmamış, diktatörlerin hapishanelerinde zulüm görmüş, sakallından(dinlerinden) dolayı Orta Asya, Kafkasya, Afrika ve Avrupa ülkelerinde haksızlığa maruz bırakılmış, alakasız bir şekilde El-kaide ve terör suçlaması ile bütün hayatı alt üst olmuş ve gidecek bir yeri kalmamış İslam ümmetinin genç neslinden alıyor.

Bunu İslam dünyasının varoşlarında, mahalle arkası camilerinde, kahvehanelerinde, hapishanelerinde görmek mümkündür.
Fakat bu tespitimizi ve uyarılarımızı Azerbaycan’daki yetkili mercilerin dikkate almadığı görülüyor.

Bazı bölgelerde polisin ve o bölgenin idarecilerinin takındığı komünistçe tavırlar gençlerin öfkesini kabartıyor ve insanları hem terörize ediyor hem de IŞİD gibi örgütlerin kucağına itiyor. Örneğin Azerbaycan’ın Zakatla şehrinde sakallı dindarlara karşı baskılar bu günlerde medyanın gündeminde, bunu AzadlıkRadiosuna Zakatala şehrinin mensubu olan Allahyar Yusuf'un yaptığı açıklamada görebiliriz; ‘’polis bizi nerede görürse, yakalayıp karakola götürüyor, baskılara maruz kalıyoruz sakalımızı zorla kesiyor ve işkence yapıyor hatta işkence sırasında su bile vermiyor. Sebep olaraksa bu şehirde sakal bırakmanın yasak olduğunu belirtiyorlar.

Allahyar Yusubov diyor ki;sakal meselesinden dolayı bana kimlik bile vermiyorlar.

(Allahyar yusubov)

Zakatalalı başka bir vatandaş Abakır Gazıyev ise diyor ki; en sonunda sakal kesme olayından dolayı şehri terketmek zorunda kaldım, takribi 3 senedir şehre 3 ayda bir ailemi görmek için gizli gizli geliyorum. Bizi hükümete karşı çıkmakla suçluyorlar ama bu konuda ellerinde hiçbir delil yok. Bu gibi baskılar bölgede yoğun bir şekilde var, her kurumdan devlet yetkililerine şikayette bulunmamıza rağmen kimse bizi dikkate bile almıyor.

Ben de dâhil Azerbaycan gazetecilerin çoğu bölge emniyet müdürü Faik Şabanovu defalarca arayıp konuyu aydınlatmasını istememize rağmen hasta veya yatalak olduğundan mıdır nedir telefonlarımıza bir türlü çıkmıyor. Azerbaycan içişleri bakanlığı ise konu ili ilgili sessizliğini koruyor

(Mustafa Kazımov ve Abakır Gazıyev)

Allah aşkına söyleyin Müslüman bir ülkede böyle bir şey olabilir mi? Müslüman olduğunu iddia eden bir memlekette bu gibi şeyler olunca oradaki mazlumlar elbette bir çözüm yolu ararlar ama sorun şu ki dünya Müslümanları özelde Türkiye bu soruna eğilmezse insanlar çözümü IŞİD gibi yerlerde ararlar. Ve sakın IŞİD'in daha kucaklayıcı olduğunu düşünmeyin, onlara bir kişi bile fazladan katılsa kardır mantığı ile kabul ediyorlar. Onun için bu baskılara bir Son verilmeli. En azından Müslüman bir ülkede bunlar olmamalı.

Herhangi bir Hristiyan’ın basına böyle bir şey gelse insan hakları kuruluşları ne yapardı?Hani din ve vicdan hürriyeti vardı? Diye sorarlar adama.

NOT; bu yersiz baskılar İSİD’e katılmak için birkaç sebepten biridir bütünü ile değil başka faktörlerde var tabi.

https://twitter.com/furkan_azeri