Beyler Suriye'de savaş var, nedir bu Ermeni aşkınız
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-04-05 20:19:27
Değerli okuyucular! Suriye’de, bir adım ötemizde yüzbinlere Suriyeli Müslüman öldürüldü hala de cinayetlere devam ediliyor. Toplu mezarlara gömülen Müslüman halkın ileride çocuklarının sarılması için bir mezarı dahi olmuyor. Artık 100’ün altında ölü haberi gelince haber değeri bile taşımıyor. Bu kadar zulmü, haksızlığı görmeyen medeni dünya(!) dilsiz şeytanlar gibi susuyor Suriye’de yaşanan istisnaları, %1’lik olayları büyüterek, şişirerek, durmadan yayınlayarak şerefli ve onurlu Suriye mücadelesini şeytanlaştırmak, karalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Her türlü kirli tuzağı kuruyorlar. Nasıl olsa onlar için önemli değil ya Halep’in Şam’ın çocuklarının kanı. Müslüman ümmetin davası ve mücadelesi onları ilgilendirilmiyor zaten. Bunların yanı sıra bir de içimizde adları Ahmet , Mehmet olan hatta İslami medyada bile yazar çizer olan bazılarının bu Esedseverliliklerini, İran sempatizanlığını ve direniş düşmanlığını anlamakta zorlanıyoruz.
Değerli okuyucular!
Esad, İran ve Ermenilerin uzun yıllara dayanan bir gayri meşru ilişkileri var. Hani Muhteşem üçlü diyoruz ya, bunlara da şeytan üçgeni desek tam yerinde olacaktır. Nitekim 1994'te Karabağ’da Ermeni saflarında savaşan Baas çetesinin varlığı herkes tarafından bilinmektedir ve Hocalı katliamında tıpkı bugün olduğu gibi Ermeniler, İran, Baas çetesi ve tabi ki de Rusya o soykırımın baş mimarılardır. Ne yazık ki tarih tekerrür ediyor.
Bu şeytan üçgeninin ta Osmanlı döneminden kaldığı, asırlar öncesinden Müslümanlara yaptıkları, daima Müslümanları arkadan vurdukları ve her fırsatta Müslümanları hiç acımadan sattıkları kirli tarihleri ortadadır. Buna rağmen sürekli Müslümanlar bizi öldürdü diye her fırsatta kara propaganda yapıyorlar. Yüzbinlerce Müslümanın katliamını görmeyen ikiyüzlü batıyı ayağa kaldırmakta baya maharetlidirler bunlar ve tabi ki de bizim içimizdeki sözde duyarlı ve birilerine yaranmak için masa başı gazetecilik ve yazarlık yapan ve bize bilgelik taslayan yazarlarımız da aynı şekilde. Birkaç gün önce İran ve Rusya destekli Esed rejiminin resmi medyası, Lazkiye’ye bağlı Kesep yerleşim biriminde yaşayan Ermeni asıllı sivillere yönelik kitlesel katliamlar yapıldığına dair yeni bir propaganda kampanyasına başladı.
Esed medyası, Kesep’te yaşandığını iddia ettiği “jenosid” konusunda sözde “Türkiye destekli” İslamcı militanları suçluyor. İnfazların kanıtı olarak ise Youtube’da yayımlanan ve bazı esirlerin idamını gösteren bir videoyu gösteriyor, Rus TV kanalları da derhal, “İslamcı fanatikler” tarafından öldürülen “barışçıl Ermeniler” hakkında ajitasyonel haberler vermeye başladı.
Ermenistan Parlamentosu üyesi Arman Saakyan ise, Facebook’taki sayfasında 21 Mart tarihinde bir açıklama yayınladı. Bu açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bugün, 21 Mart Anneler Günü’nde güzel şehrimiz Kesep, Türkiye Hükümeti’nden her türlü askeri ve lojistik-teknik desteği alan El Kaide ve Nusret Cephesi’ne bağlı ekstremistler tarafından şiddetli bir saldırı altında. Şehre düşen füzelerin sesiyle şafak vaktinden önce korkuyla uyandık. Binlerce fanatik militan, şehrimizin sınırlarını geçti. Türk tarafı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen “Ermeni Soykırımı”nın 100.yıl dönümünde, güzel Kesep’imizi imha kararı almıştır.”
Ne yazık ki, bunların bu kirli kampanyası ikiyüzlü batıda karşılık bulduğu gibi Müslüman dünyada da karşılık buluyor. Hayatında bir kere bile Suriye’ye gitmeyen, Müslümanların acılarını uzaktan seyreden, üstelik de ümmetin bağrını yakan meselelere ve problemlere İran ve batı medyası üzerinden bakan ve değerlendiren, Lazkiye'yi- kesebi haritada göstermekten aciz yazarlarımız bu konuyu durmadan işliyorlar. Beyler! Suriye, mücadelesi, Halep’in sokakları Lazkiye’nin kıyısı emin olun sizin rahat ve camlı evlerinizde, oturduğunuz rahat koltuklarınızdan karanlık görünüyor. Şunu da vurgulamalıyım ki; gerçekten de haksız yere sivil bir Ermeni veya Hristiyan öldürülmüşse bunu hep birlikte kınayalım. Ama mesele o değildir. bütün gayeleri ve hedefleri Suriye direnişini karalamak, İran’ı ve Esad’ı meşrulaştırmaktır.
Nitekim kısa bir zamanda anlaşıldı ki, katliam diye dillerine doladıkları video aslında geçen aylarda Halep’te hastane baskınında çekilmiş. Lazkiye’yle keseple hiç bir alakası yoktur. Özel olarak Azeriler Ermenileri katletmek için o bölgeye gönderilmemiş.
Son olarak vurgulamak istiyorum ki, Suriye’de bir savaş var hem de son dönemlerin en acımasız savaşı. Doğal olarak savaşın olduğu her yerde anarşi, kontrolsüz yapılar ve güçler olması kaçınılmazdır. Geçmişte de savaşın olduğu her yerde istenmeyen, arzu edilmeyen ve savaş hukukuna aykırı davranışlar sayısız kere yaşanmıştır. Hatta savaşın olmadığı ülkelerde bile karakollarda, hapishanelerde ve sokak eylemlerinde istenmeyen hadiseler olmuştur. Ama bu olanlar o ülkenin yönetimini, ordusunu, polis teşkilatının tamamını bağlar mı? Hatta normal ülkelerde terör örgütleri bile vardır. Bu örgütler o ülkenin yönetimini suçlu yapar mı? Tıpkı bu örneklerde de olduğu gibi zalim diktatöre karşı direnen, bedel ödeyen ve bu mücadelede onurları hariç her şeylerini kaybeden on binlerce kahraman muhalefeti görmeyenler, görmek istemeyenler Suriye de doğal olarak yaşanan tatsız olayları durmadan gündem yapıyorlar.
O zaman hatırlatalım; Onlar bir tuzak kurdular ve buna karşılık Allah da bir tuzak kurdu, Allah fenalığa karşı ceza verenlerin en kuvvetlisidir. ( Âl-i İmrân / 54)
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! (İbrâhim Suresi, 42.)
Zalimlerin yakında nasıl inkılapla devrileceklerini göreceksin (26 / ŞUARÂ)
https://twitter.com/furkan_azeri
SON VİDEO HABER
Haber Ara