Halep ölümüne direniyor

Halep'in nasıl kuşatıldığını gösteren haritaya iyi bakın . Orda çakal sürüsü tarafından dört bir tarafı kuşatılıp dar bir alana sıkıştırılan senin öz be öz kardeşindir.

Canlandırın bu sahneyi gözünüzde; bir anda kendinizi o tablo içine koyun ve düşünün orada ölümüne kuşatılan sensin! Senin canındır, şehrindir, davandır…

Bir şehir düşünün! İçinde 2 milyon insanın yaşadığı, arkadan hainlerin, havadan Esed güçlerinin, karadan ise Şia militanlarının amansız bir şekilde saldırdığını ve yok etmek istediğini, 1,5 milyar ümmetin ise bu acı tablo karşısında hiç bir şey yapamadığını ve pişkin pişkin seyrettiğini düşünün.

Evet, kurtlar sofrasında mübarek bir Şehrin bütün imkânsızlıklara ve yokluklara rağmen Sifet-Handerat hattında yalnız bir şekilde ölümüne direndiğini…

Oysa Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

"Muminler; birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkat göstermekte tek vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır."

Ebu’l-Hasan Harakânî haykırdı :

“Şam’da bir Müslümanın ayağına bir diken batsa benim ayağım kanar.

Bu ilkeleri Müslümanlar nerede unuttu?

Bilmiyorum hiç kaza tehlikesi atlatan bir arabada, Kapalı kalan bir asansörde ya da birkaç dakikalığına hafif depremin yaşandığı bir binada kaldınız mı? Birkaç dakikalığına yaşadığınız o şokun etkisi kaç ay sonra geçti üzerinizden? Ölüm korkusunun sarmaladığı o günlerde yemek yemek rahatlatıyor muydu sizi? Şimdi bir kıyas yapın Doğu bloğunun en güçlü ittifakı (Rusya- İran –Hizbullah-Esed ) bütün donatılmış silahları ile senin: ‘’sol yanım’’ dediğin kardeşinin üzerine gelmiş ve ölümüne kuşatmıştır. Onlar ise aylardır ne zaman öldüreceğiz ya da ne zaman bilmediğimiz diyarlara sürgüne gideceğiz diye beklemektedirler.

Ve sorun bu medeni Dünyaya: Kobani’de hiçbir sivil kalmadığı halde taşa toprağa sahip çıktığınız kadar içinde 2 milyon sivilin olduğu bu mazlum ve mağdur şehre karşı neden bu kadar vurdumduymasınız?

Ey Müslümanlar! Ey insanlık Halep senin şehrindir, ümmetin parçasıdır hava çok soğuk olduğundan değil sadece sen sarmadığın ve sahip çıkmadığın için çok ama çok üşüyordur. kalbin onlara bakmadığı için güneş onları ısıtmaya yetmiyor.

twitter.com/furkan_azeri