Dolar

34,8746

Euro

36,8188

Altın

3.049,29

Bist

10.123,32

1990'lı yıllar gibi

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-09-18 17:05:19

1990'lı yıllar gibi
Bir yıl önce, silahlı çatışmanın, ölümlerin, askeri ve siyasi operasyonların yeniden artması ve güvenlik eksenli politikaların devreye sokulmasıyla herkesin yanıt aradığı ortak sorunun yanıtı bugün artık netleşti.

Yanıtı aranan soru “Türkiye, PKK’ ye karşı mücadele de 1990 yıllara mı dönecek” sorusuydu.

Bir yıldır yaşananlar ve son üç aydır hükümet çevresinin dillendirdiği görüşler ve yaptıkları açıklamalar birçok açıdan 1990’lı yıllara dönüldüğünü gösteriyor.

Başbakanın, son aylardaki “ Türkiye’nin Kürt Sorunu yok, terör sorunu var. Biz yapılabilecekleri yaptık. Kürtçeyi seçmeli ders yaptık. Neymiş zorunlu ders olsunmuş. Kusura bakmasınlar o kadar da değil. Acılı Sırrı Sakık’ın, ölümleri durdurun istemine, biz elimizden geleni yaptık” yanıtı vermesi gibi birçok açıklaması sorunun özünün kavranmasına yardımcı olmakta.

Tabi Kürt meselesinde 1990 yıllardaki yerde değiliz. Çok yol alındı.

Ama PKK’nin silahsızlanması, şiddetin siyasal ve toplumsal yaşamdan çıkması konusunda bugün geçmişi yaşıyoruz.

Bugün yaralarımız daha derin kanıyor. Sosyal ayrışma daha hızlı derinleşiyor.

PKK ile Kürt sorunu arasındaki bağı koparmaya ve ilişkiyi ayrıştırmaya dönük çabalar, hükümetin yanlış yöne gitmesinin esas nedenini oluşturuyor.

Dün Başbakan, eğitim yılının açılışı vesilesiyle Deniz’lide yaptığı konuşmayla tamda 1990 yıllara döndüğümüzü gözler önüne serdi.

PKK sorununun çözümünü askeri operasyonlarda elde edilen sonuçlarla açıklamaya çalıştı.

Erdoğan Hakkari’de 10 günde 123, Şubat ile Ağustos ayları arasında 373, son bir ay içinde bölgede 500 PKK’linin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Etkisiz hale getirildi tanımı öldürüldü anlamında kullanılıyor. Her nedense devlet bu tanımı tercih ediyor.

Başbakan, bu konuşmasına benzer açıklamayı son aylarda çok sık yapmaya başladı. Genelkurmay Başkanlığının ve Hakkâri valisinin her hafta yaptığı açıklamalarla yetinilmiyor. Bizzat Başbakan açıklıyor

Eski de bu türden işleri TRT’de Ertürk Yöntem yapardı. Şimdi vali ve Başbakan yapıyor.

Bu açıklamalarla toplumda yaratılmak istenen “ hallediyoruz” algısıdır. Bu yolla silahların bırakılmasını sağlamak amaçlanıyor.

İşte bu politika eski politika. 1990 yıllarında yürünen yoldan yürümektir. AKP’yi çözümsüzlük siyaseti, bu eski paslı silaha sarılma noktasına getirmiştir.

Başbakanın, valinin, Genelkurmayın farkında olmadı bir gerçekte, geçmişten çok farklı toplumun bilgi edinme kanalının artık çoğaldığıdır. Geçmişte devletin açıklamasıyla yetinen toplum, şimdi internet ve sosyal medyadan aracılıyla anında gelişmelerde haberdar oluyor.

Devlet katından gecikmeli olarak yapılan açıklamalarla, PKK kaynaklarından yapılan açıklamalar, çoğu zaman yüz seksen derece farklı.

PKK de, toplumda yenilmezliğini güçlendirecek bir algının oluşmasına çalışıyor.

Devlet de, PKK de bu yolla bu işin bitmeyeceğini biliyor. Ama güç gösterisine devam ediliyor.

Geçmişe dönüldüğünü gösteren salt bu açıklamalar değil.

PKK’nin nasıl tanımladığı, nasıl görüldüğüne ilişkin tartışma da eskiden kalma bir tartışma.

Son bir yıldır AKP yeniden piyasaya sürdü.

Terörü kınama sözleriyle BDP’ye yapılan baskı bunun tezahürü. Takılan plak gibi yine Kürt siyasetçilerin PKK’ yi kınamaları isteniyor.

Hem de gerçekleşmeyeceği biline, biline.

Devlet adına, kan dökenlerin ayaklarının altına bir tek kırmızı halı sermedikleri kalmışken PKK’lilerle kulaklaştılar diye BDP’lileri Meclis’ten atmanın hazırlığını yapıyorlar.

Bütün bunlar, insana bunca yıl, bunca emek boşa mı gitti sorusunu sorduruyor.

Ama akan hayat AKP'ye rağmen yeni bir yaşamın kurulmakta olduğunu gösteriyor. AKP gibilerinin ise, bu uzun yeni yolun sonunda kendilerine yer bulması her gecen gün daha da zora giriyor.

Haber Ara