Bir ekonomi dergisinin yaptığı araştırmaya göre en zengin 100 Türk ailenin serveti son bir yılda 227 milyar dolara çıkmış. Bu rakam Türkiye’nin gelirinin üçte birine eşit. Buna göre en zengin 1 Türk sıradan 10.000 Türk’e eşit. Aynı araştırmaya göre en zengin hanelerin sayısı 2200, o hanelerde ikamet edenlerin sayısı 8800 ve her kişiye düşen yıllık gelir 1,5 milyon TL.
Türkiye’de kişi başı gelirin 10,400 dolar olduğu düşünülürse en zengin dilimdeki kişilerin yıllık geliri ortalama bir Türk’ün yıllık gelirinin 25 katına denk geliyor.
Allah zenginlerimizin sayısını ve gelirini daha da arttırsın. Neticede onlar kazandıkça daha çok insan iş-aş buluyor. Çok paranın topluma ve ülkeye bir kaç menfi yan etkisi dışında bir zararının olacağını zannetmiyorum.
Ne var ki zenginimiz bu kadar çok olmasına çok da fakir sayımız maalesef azalmıyor. Toplumun en az üçte biri yoksul ve yardıma muhtaç durumda. Birileri onların elinden tutmadığı sürece de bu sayı eksilmeyecektir.
Eğer zengini bu kadar çok ve zengininin serveti bu kadar fazla olan bir ülke olmasaydık yani fakir bir Afrika ülkesi olsaydık, oturup halimize ağlamamız gerekirdi ama bu zenginlikle fakirliği yok edebileceğimizi sanırım herkes kabul edecektir.
Fakirliği bitirmek için formül üretmeye gerek yok. 1400 yıldır varolan ve fakat pek kullanmadığımız zekat müessesesi doğru işlese bu ülkede fakirlik son bulacaktır.
Şöyle ki;
75 milyonluk nüfusun 20 milyonununun yardımı muhtaç olduğunu farz edelim. Türkiye’deki 100 ailenin dışındaki diğer zengin ailelerin vereceği zekatları yok farz ederek en zengin 100 ailenin de zekatını her yıl düzenli verdiğini var sayalım. Yani 227 milyar doların ( ya da 340 milyar TL’nin) 40’ta 1’inin zekat olarak verildiğini düşünelim. Bu paranın 40’ta 1’i 8,5 milyar TL demek. Bu para 20 milyon fakir arasında paylaşılsa kişi başına 425 TL düşüyor. Fakir bir hanede ortalama 5 kişi yaşıyor olsa o haneye yıllık 425X5= 2125 TL zekat parası girmiş olacak. Bu para sadece çocukların eğitim yükünü kaldırsa o fakir ailenin kısa sürede nasıl kalkınacağını varın siz düşünün.
Yılda 8,5 milyar TL çok bir para değil aslında. Hele hele 5 yılda sigaraya 94,2 milyar TL (yıllık 18,84 milyar TL) bir toplum için hiç değil. Bu para günlük içilen sigaranın yarı yarıya azaltılmasıyla bile toplanabiliyor (fakirliğe bir çözüm daha).
Ancak zekat inanç ve vicdanla ilgili kavram olduğu için kimse zekat vermeye dayatılamaz. Kimseden zorla parasının 40’ta 1’ini isteyemezsiniz. Zaten herkeste zekat hassasiyeti olsaydı bugün fakirlikten bahsediyor olmazdık.
Fakat biraz dürtülse/zorlansa şeytan işbirlikçisi nefsine galip gelip zekatını verecek çok insan var toplumda. Sanırım bunu da devletin yapması gerekecek. Mesela, devlet başka bir isim adı altında (fakirlik fonu, katkı fonu, vs. gibi) bu parayı vergi olarak tahsil edebilir. Sonra da bu parayı (memurun yolsuzluk yapmamasını da dikkat ederek) en alt tabakadaki fakir kesime ulaştırabilir.
İşsizlik fonuna toplanan paralar bu şekilde tahsil ediliyor. Aynı metodla pekala zekat da tahsil edilebilir.
Eğer halk toplanan paranın doğru yere gittiğini anlarsa zekatını seve seve verecektir. Yeter ki paranın akışı birilerinin cebine doğru yönelmesin.
Bu fikrim tutarlı mı bilmiyorum. Fakat fakiri de kalkındıracak para bu ülkede mevcut. Yeter ki herkesi memnun edecek bir metodla tahsilat yapılıp toplanan para doğru yere aktarılsın.