Dolar

34,5099

Euro

36,1767

Altın

2.981,85

Bist

9.367,77

Aslanlarla Çakallar

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-17 10:28:00

Aslanlarla Çakallar

Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümetin ve dahi Cumhurbaşkanının YAŞ toplantısında  sabıkasını darbelerle bozmuş askeri erkana karşı her türlü tehtide, oyuna,  geçmişte bir Başbakanın idamını ve nice canların telef edilmesi gibi acı tecrübelere rağmen istedikleri generallerin önünü açıp istemediklerini bertaraf etmeleri takdire şayan bir cesaret örneğidir.

Bugüne kadar nice başbakanlar askerin bir “höt” çekmesiyle ya şapkalarını alıp gittiler ya da MGK toplantılarında başlarından ayaklarına kadar ter döktüler. Şükür ki bu korku sendromu mevcut hükümetle nihayet buldu. Bu vesile ile Türkiye’nin en büyük sorununun  sivil hükümetlerin korkaklığı olduğunu ve azıcık bir cesaretin bile Türkiye’nin önünü açabileceğini hakkel yakin müşahade etmiş olduk.

Demek istiyorum ki geçmiş hükümetler halkın ve kanunların kendilerine verdiği gücü korkularına esir olmayıp askere devretmeselerdi , yani biraz cesur davransalardı her 10 yılda bir darbe olmayacaktı ve bu ülke de irtica etmiş (gerilemiş) olmayacaktı.

Dileriz ki bundan sonraki seçilmiş hükümetler de kendi seçtikleri memurlarına tabi olmazlar.

Yalnız hükümet hariç sivil kesimin çoğunun hükümete arka çıkmak yerine askerden yana saf tutması, hükümetin askerlerden aldığı otoritenin kullanım hakkını ileride tekrar askere verebileceği şüphesini uyandırıyor ki bu durum beni umutsuzluğa sürüklüyor.

Hükümetler gelip geçicidir. Ak Parti daimi hükümet olmayacağına göre mevcut hükümetin kazanımları gelecek hükümetlere de yarayacak.  Ancak bilhassa muhalefet ve medyanın münafıkane bir şekilde ister gibi görünüp istemez   tavırları, Statüko United’ın darbeci kanadı ile sivil destekçileri arasındaki aslan-çakal ilişkisinin devam ettirilmeye çalışıldığı hissini veriyor.  Çakallar kendi avlarını kendileri yakalamak yerine av peşinde koşan aslanları takip ederler. Aslanlar avlarını yiyip çekildikten sonra çakallar geride bırakılan leşin üstüne üşüşerek karınlarını doyururlar. 

Bu ülkede (aslan) darbeciler biraz makam ve çıkar hırsı, biraz dış destek, biraz da sivillerin tahrikiyle defalarca ülkeyi talan edip leşe  çevirdiler.  Darbelerin (çakal) sivil işbirlikçileri ise darbe sonrası kendilerine düşen makamlara oturarak,devletin malını  çalarak, hortumlayarak,  ihalelerde komik fiyatlara alarak aralarında taksim ettiler. 

Mesela geçen hafta ihalesi yapılan ve 3 milyar dolara satılan  Bedaş elektrik dağıtım şirketi 28 Şubat darbesinden hemen sonra 500 milyon dolara satılmıştı.  Yine o dönemde yandaşlara peşkeş çekilen bankaların sahipleri “ 250 dolara ve marka yüksek faiz” gibi şaklabanlıklarla milletin parasını alıp ortadan kaybolmuşlardı.

İşbu statükoculardan çıkan inlemeler devletin imkanlarının artık aralarında parsellenemeyeceğinin verdiği elem ve bidon kafalı-göbeğini kaşıyan adamın üst sınıfa fevc  fevc geçiş yapma korkusundan başka bir şey değildir.

Her “memleket elden gidiyor”, “ devletin herşeyini sattılar” gibi çıkışlar yaptıklarında sanılmasın ki devletin tasasına düşüyorlar. Onlar, görünmez bir tapuyla kendilerine ait bildikleri ve kendilerinin gelir kapısı olan devletin kendi ellerinden çıkıp yediğinin çoğu kuru ekmekten ibaret olan halkın eline geçmesinden kaygılanıyorlar.

Yalansa bu darbeci aslanlarla işbirlikçi sivil çakallar devlet dışında başka bir gelirlerinin olduğunu ispat etsinler.  Ben bugüne kadar devletten aldığı maaş dışında ticaretle uğraşmış bir  darbeci ya da bürokrat görmedim. Devletten mark 10 bin lira iken kredi çekip mark 50 bin liraya çıktığında devlete olan borcunu  yine 10 bin liradan ödeyen medya patronlarından maaşını alan çakalların da ticaret yaptığını duymadım.

Bu düzenin böyle gelip böyle gitmemesi için halk olarak en az hükümet kadar cesur ve uyanık olmamız lazım.  Çünkü aslanlarla çakalların yedikleri o geyik (devlet) hepimizin.

Haber Ara