Dolar

34,5315

Euro

36,1887

Altın

2.982,95

Bist

9.367,77

Başbakan ve Kemal Sunal

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-14 12:26:00

Başbakan ve Kemal Sunal

Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin lideri olma yolunda başına gelenleri görünce aklıma Kemal Sunal’ın Sahte Kabadayı, Korkusuz Korkak, Tarzan Rıfkı ve Umudumuz Şaban gibi filmleri geliyor.

Kemal Sunal o filmlerde hep saf, iyi niyetli, samimi ve yardımsever birisini oynar. Etrafında ise onu alt etmek için türlü entrikalar kuran mafya babaları, düzenbazlar, rantçılar, vs. vardır.  Bu çeteler bazen Sansar Selim’le, bazen Kız Mustafa’yla, bazen Bombacı Apoyla, bazen de Mardinli lakaplı bir katille anlaşırlar. Katiller de her öldürme teşebbüsünde ya bombayı ellerinde patlatarak, ya da sabuna basıp kayarak gibi türlü sakarlıklarla hedeflerine ulaşamazlar.  Her seferinde Kemal Sunal’a hiçbirşey olmazken, bazen katillerin niyetinin farkında bile değildir.

Başbakanımızın statükocularla verdiği mücadeleyi film yapsalar, ortaya Kemal Sunal tadında bir film çıkacaktır.

Başbakan Erdoğan’ın başına gelen bir kaç hadiseyi hatırlayalım;

Ulusalcı Ziya Gökalp 1912’de son dörtlüğü “Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu Ekber, Allahu Ekber”  ile biten bir şiir yazar.

Bu şiir çocuklara vatan sevgisi aşılasın diye MEB tarafından okul kitaplarına da konur.

Ama aynı akredite şiiri Erdoğan okuyunca vatan hainliğiyle yargılanıp hapse atılır. 

 (Acaba Ziya Gökalp yaşıyor olsaydı yargılanır mıydı? Yargılanırdı diyen beri gelsin.)

Ancak onu hapse atanlar ve muhtar bile olmasını istemeyenler Tayyip Erdoğan’ı kendi elleriyle Başbakan yaptılar.  (2003’te Erdoğan’ın Siirt’ten milletvekili oluşunu hatırlayın.)

Sonra üstüne A.N. Sezer’i sürdüler.

Eski hâkim yeni Cumhurbaşkanı A.N. Sezer vetolarla hükümetin çalışmaması için elinden geleni yaptı. Hükümeti çok yordu ama o da bir şey yapamadı. 

Sezer gidince bu sefer de Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmamak için CHP, 367 Sabih, Rumuz 27 Nisan, Arı, Kırat ve bilimum statükocular birleşip engel olmaya çalıştılar. 

Fakat “ Galiptir bu yolda mağlup” misali mağlup gene galip gelmişti. Ak Partinin aldığı  %47’lik oy beygirin çiftesi gibi laik-ulusalcıların suratlarına inerken, Gül de Cumhurbaşkanı olmuştu.

Hesaplar yine ters tepmişti.

Bitti mi peki?

Elbette ki bitmedi. Sırada kapatma davası vardı.  Bu iş için de başsavcı Abdurrahman Y. görevlendirilmişti.

Epey de umut bağlamışlardı. Ancak bizden dedikleri Anayasa mahkemesinin üyeleri partiyi kapatmadı. Yine kendi kendilerini vurmuşlardı.

Bütün bunlar yeryüzünde olup biterken, birileri derinlerde balyoz, yakamoz, ayışığı, eldiven gibi darbe planları yapıyordu.  Ama onları ele verenler ya kendilerinden birileriydi ya da kendi sakarlıklarıydı.

Statüko şu anda kimi, hangi planlar için hazırlıyor bilmiyoruz ama dileriz ki Başbakanımız, Kemal Sunal gibi her türlü beladan her şeyden önce ilahi inayetle, biraz kendi çabasıyla, biraz da karşı tarafın sakarlıklarıyla kurtulur da bu vesileyle millet de statüko ve statükoculardan kurtulmuş olur.

Haber Ara