Dolar

34,5319

Euro

36,1603

Altın

2.967,14

Bist

9.549,89

CHP ve Yeni TV Yıldızı

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-18 13:31:00

CHP ve Yeni TV Yıldızı

Sanırım şu CHP’yi anlamak için hepimizin üniversitelerde dört yıllık sosyoloji okuyup üstüne de psikoloji alanında yüksek lisans yapması gerekiyor. Bildiğiniz gibi Baykal ve Baytok gizli bir Aşk-ı Memnu hikayesinde Behlül’le Bihter’i oynarken, yasak aşkları muhtemelen içeriden birileri tarafından deşifre edilip halka arz edildi.

Baykal taktik gereği de olsa istifa etti.  Kemal Kılıçdaroğlu da fırsattan istifade adaylığını açıkladı. Ya da açıklattırıldı. Çünkü ben şahsen Kılıçdaroğlu’nun başta Doğan Medyası olmak üzere bazı güçler tarafından kullanıldığını düşünüyorum. 

Sadece adaylık sürecinde değil, daha önce de kullanılmıştı.

Hatırlayınız;

Kılıçdaroğlu kendi halinde bir milletvekiliyken birden bire elinde Ak Parti’li bazı milletvekillerinin yolsuzluk dosyasıyla ortaya çıkmıştı. Ayrıca Melih Gökçek’le TV’de hararetli tartışmalara girmişti.  Kimse bu belgeleri kim veriyor diye sorgulamamıştı. Çünkü sorgulaması gereken araştırmacı-gazeteciler,  eline belgeleri tutuşturanlardı. Yani medyaydı.

Belgeleri medya veriyor, Kılıçdaroğlu da Ak Parti’ye yükleniyor ve hükümeti zor durumda bırakıyordu. Belgelerin çoğu uydurma olmasına rağmen Kılıçdaroğlu medya tarafından bir kahraman olarak gösterildi.  Çünkü o günlerde hükümetle Doğan Grubu kılıçları çekmişti . Hükümet, Doğan grubunun bütün yolsuzluklarını ve kaçırdığı vergilerin  hesabını sorarken, Doğan grubu da elindeki medya gücüyle Ak Parti’ye saldırıyordu. Grup,  hükümet karşısında sıkışınca akıllı bir taktikle yeni bir cephe olarak muhalefeti kullandı.  Ellerinde Ak Parti’yi zorda bırakacak belgeleri birilerinin kamuoyuna deşifre etmesi gerekiyordu ve bunun için de Kemal Kılıçdaroğlu seçildi. Böylelikle Doğan Medyası hükümete bir cepheden daha saldırmış oldu.İşte bu işbirliğinden dolayıdır ki daha önce kimsenin  tanımadığı Kemal Kılıçdaroğlu birden “ Gandi Kemal” olarak anılmaya başladı.

Hükümet-medya savaşında ilk bölüm böyle bitti.

Ancak savaş henüz bitmemişti;  Sırada yerel seçimler vardı. Seçimlerin  öncesinde yapılacak yayınlarla halkı hükümet aleyhine etkilemek ve Ak Parti’ye oy kaybettirmek  gerekiyordu. Doğan medyası bu fırsatı kullanırken yine Kemal Kılıçdaroğlu’ndan istifade etti. Onu bu sefer de CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı yaptılar. Doğan’ın televizyonları ana haberleri küresel kriz dolayısıyla batmış fabrikalarda sunmaya başlarken, haber öncesi ayarladıkları üç beş işsizi canlı yayına alıp ceplerindeki bozuklukları göstertip halkın hükümet  yüzünden  (!) ne kadar zor durumda kaldıklarını ispata çalışıyorlardı.

Bu arada Kılıçdaroğlu’nun ne kadar halkçı olduğunu göstermek için de önce Kağıthane’de bir daireye yerleştirdiler, sonra da peşine kameraları takıp Kılıçdaroğlu’nun propagandasını yaptılar.  Oysa İstanbul’un yeni fatihi  (!) yerleştiği yeni semtin ismini bile bilmiyordu; Kağıthane’ye Kağıttepe diyordu.

Amma ve lakin başarmışlardı;

Doğan medyası Ak Partiye’ye Türkiye genelinde 8 puan kaybettirirken, CHP’ye İstanbul’da 12 puan kazandırmıştı.  “ Gandi Kemal” TV programının ikinci bölümü de böyle son buldu.

Şimdilerde üçüncü bölümün fragmanı dönüyor televizyonlarda.  Yapımda yine medya ve derin statüko, başrolde de Kemal Kılıçdaroğlu var.  Hedefler de büyütülmüş durumda; Önce Ak Parti’li milletvekillerinin, sonra İstanbul Belediye başkanının karşısına çıkarılan Kılıçdaroğlu, bu sefer de Erdoğan için hazırlanıyor.

Baykal’lı bir CHP’nin yeterli oy toplayıp MHP ile koalisyon kurması mümkün gözükmediğinden, şoför mahalline Kılıçdaroğlu’nun geçip Baykal’ın arka koltuklarda dinlendirilmesi gerekiyor. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu üçünkü kez piyasaya sürülmüş oluyor.

Kılıçdaroğlu’nun bu sefer de başarılı olacağına Doğan Medyasının yanında Ak partiye yakın insanlar arasından da inananlar var. Fakat ben  onun da Tayyip Erdoğan’ın koltuğunu sarsacağına inanmıyorum. 

Çünkü, bir önceki yazımda da belirttiğim üzere Erdoğan ve arkadaşlarındaki samimiyet (ihlas) onları İlahi İnayete mazhar kılıyor.

 Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun CHP gibi bol entikalı, bol egolu, ülkeyi yönetmeye değil, sadece ülke yönetimine talip bir partiyi yönetebilmesi çok zor. Belki medya rüzgarıyla biraz yol alabilir ama o da bir yere kadar.

Son olarak  bu bölümde karşısında ne herhangi bir Ak Partili milletvekili, ne de Kadir Topbaş var. TV yıldızı Kılıçdaroğlu’nun karşısında bu sefer Tayyip Erdoğan gibi bir siyaset yıldızı var.

Bu arada  laik/sol/CHP zihniyeti aynadaki yansımalarını bile kendilerine rakip gördükleri için Ak Parti’ye iş düşmeden birbirlerini bertaraf etme ihtimali de var.

Benim kanaatim  bu gidişattan Kılıçdaroğlu’na –velev ki genel başkan bile olsa- ekmek çıkmayacağı yönünde . Hatta bu üçüncü ve son bölümün  yeni TV yıldızının komik bir şekilde sönmesi  ile son bulacağını düşünüyorum.

İnanmayan varsa beklesin görsün...

Haber Ara