Kafası bulanmış islamcı bir yazarımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulduğunu söyleyerek 'Bu tavrını sürdürürse İslami kesim ona yaklaşır. Başörtüsü konusundaki sözlerinde samimi olursa, ben de kendisine söz veriyorum, oyumu ona vereceğim' dedi ve benim tepem attı.
Daha önceleri de yine islami kesime sonradan dahil olmuş fakat yaşam tarzı itibariyle geçmişinden kopmayan bir yazar benzer sözler sarfetmişti. İlkini anladık da Kur’an meali bile olan biri nasıl olur da oyum CHP’ye diyebilir anlayamıyorum.
Herkes istediği partiye oy verme özgürlüğüne sahiptir. Doğrudur. Bu zat da istediğine oy verebilir. Ben kime oy verilip verilmeyeceğine değil çelişkilere ve hafif meşrepliğe dayanamıyorum. Gide gide 361 derece gidip başa dönen bu aydın, zamanında en iyi yönetim biçimi şeriat demişti . Sonra şeriatla demokrasiyi yanyana getirmeyi başardı. Muhtemelen şimdilerde şeriatı o değişip duran fikir mezarlığına gömmüştür bile.
Farz edelim ki Kılıçdaroğlu imkansızı başarıp partisine rağmen başörtüsüne çözüm buldu. O zaman CHP’ye oy verilmesi mi gerekiyor?
Kılıçdaroğlu’nun hayatında belki de hiç ibadet etmemesi (belki de inançsız olması) oy verip vermeme için bir ölçü değil midir?
Yöneticinin inancının hiç mi önemi yok? Özgürlükçü biri olmak iyi bir devlet adamı olmaya yeter mi? Yolsuzluğa, ekonomik krizlere, uluslararası ilişkilere deva mıdır?
Ya CHP’nin diğer yöneticileri? CHP’ye oy vermek demek Önder Sav’a, milletvekiliyle basılmış eski genel başkanına, çarşaf yırtan kadınlara da oy vermek değil midir?
Neden sadece başörtüsünü çözene oy veriliyor? Memleketin tek sorunu başörtüsü müdür?
Bugün bu ülke bir sömürge olsaydı muhtemelen başörtüsü serbest olacaktı. Başörtüsü serbest diye sömürgeciliği kabullenmemiz mi gerekecekti?
O zaman giderayak Başbakan Erdoğan ve hükümetinin ne gibi bir günahı olduklarını söylesinler de CHP’ye meyli zorunlu (!) kılan sebepleri biz de bilelim. Bence bu zat ve onun gibiler kalben CHP taraftarı. Ufak bir bahanede saf değiştirecek insanlar. Yoksa Kılıçdaroğlu’nun 9 yanlış -1 adet ülke için doğru bir icraatta bulunma İHTİMALİNİ Başbakanın 9 doğrusu- 1 yanlışına değişmezlerdi.
Tayyip Erdoğan başörtüsü meselesini çözmek için elinden geleni yapmış bir siyasetçidir. Öyle ki bu uğurda türlü sıkıntılar çekmesinin yanısıra partisinin kapatılması için dava bile edildi. Statüko bu kadar direnmeseydi belki bu mesele kökten çözülecekti. Ama olmadı. Belki başka bahara. Çünkü Erdoğan için başörtüsü sadece bir ülke meselesi değil, bir inanç ve de şahsi meseledir. Eşine ve kız çocuklarına bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
Başörtüsü Kılıçdaroğlu içinse bir oy/çıkar meselesidir. Çözerse kafası bulanık aydınlardan oy alacak. Çözmezse bir kaybı olmayacak. Daha da vahimi, Kılıçdaroğlu başörtüsünden ve başörtülüden rahatsız olan bir insan.
Çıkarlar ne zaman inançların önüne geçmiş de bu zat CHP’ye oy vermekten bahsediyor?
Hem bu şahıs kendi adına konuşsun. İslami kesimin CHP’ye hiçbir şekilde rağbet edeceği yok. Bu kesim CHP’ye oy verseydi zaten İslami kesim olmazdı.
İslami kesim adına konuşmak bana düşmez ama çoğunun benim gibi CHP’ye oy vermenin günah olduğuna bile inandığını biliyorum. Eğer Bu şahıs(lar) ekonomi, işsizlik,terör gibi nedenlerden dolayı CHP’ye oy verseydi bir nebze anlaşılırdı. Oysa bu yazar CHP’ye işlediği günahlar için oy vermekten bahsediyor. O CHP ki camileri yıktı, haccı yasakladı, ezanı, alfabeyi değiştirdi. Din adına taş üstüne koymazken dinin mabetlerini yıktı.
Kimse o eskidendi demesin. Zihniyette bir değişiklik yok. Sadece ellerine fırsat geçmiyor.
Ve İslami yazar diye ortalıkta gezinen birileri CHP’ye tekrar bu fırsatı vermeye çalışıyor.
Allah ıslah etsin.