İnsan beyninden tevellüd eden fikirlerin hayata kalıp verme gücüdür izm’ler. Bugüne kadar sonu izm’le biten nice fikir akımlarıyla insanlar ve toplumlar kendilerine, hayatlarına, ülkelerine hatta başka hayat ve ülkelere şekil vermeye çalıştı. Bu uğurda nice insanlar öldü, nice rejimler değişti.
Komünizm, zengin-fakir, akıllı-akılsız, işçi-burjuva, genç-yaşlı ve kadın-erkek gibi nice farklılıkları gözetmeksizin herkesi madde temelli eşitlik havuzunda eritip tek tip insan oluşturmaya çalışmıştı. Fakat neticesi zulüm ve fakirlik oldu ve ömrü bir insan ömrünü geçemedi.
Kapitalizm, kimilerini aç bırakırken kimilerini de paraya boğdu.
Monarşizm, tek bir kişiye koca bir devleti mülk edindirirken milyonlarca insanı da ona kul yaptı.
Satanizm şeytana taptırdı.
Laisizm dini kenara atıp maneviyatsız bir hayat dayattı.
Kemalizm çakma çağdaşlık empoze etti.
Bütün izm’lerin ortak özelliği uzun ya da kısa bir ömürlerinin olmasıdır. Hepsi insan ürünü olduğu için yüzyıllarca ya da binlerce süren bir izm görülmemiştir.
Birisi hariç; Egoizm.
Türkçesiyle bencillik, kendi çıkarlarını herşeyin-herkesin üstünde tutma, sadece kendini düşünme. Egoizmin en önemli özelliği hiç kimsenin bu fikre mensup olduğunu kabul etmemesidir. Çünkü egoizm başka izmlerin tarlasında yeşerip kendini diğer izmlerle kamufle eder. Onun için egoistler kendilerini komünist, kapitalist, kemalist vs. olarak tanımlarlar.
Diğer izmlerin maskelerini takarak yaşadıkları için onları kimse tanımaz. İyi gizlendikleri için de ömürleri uzundur. Her izm biter ama egoizm insanlık varolduğu sürece varolacaktır.
Egoist açgözlüdür. Doymak için her yolu mübah görür. Hedefleri makam ve zenginlik olduğu için onları zenginlerin ve makam sahiplerinin içinde aramak gerekir.
İmanı zayıf, ahiretten şüphe edip ölümü bir yok oluş olarak görenlerin egoları da tavan yapmıştır. Çünkü egolarını tatmin edecekleri başka bir hayat yoktur onlar için.
Ego (enaniyet) mü’mine yasaktır. Çünkü bencillik şeytani bir huydur ve Kur’an-ı Kerim’de şiddetli azapla cezalandırılacağı duyurulmuştur.
İslam’da insan nefsini alçalttıkça yükselir. Nefis terbiye oldukça manevi makamlarda yukarı doğru yol alınır. Hz. Peygamber (s.a.v) bir liderdi ama kral değildi. O (s.a.v) kul olmayı seçti. Onun içindir ki milyarlarca insan asırlar boyunca onu başının tacı yapmışlardır ve yapacaklardır.
Lakin müslümanları peşinden sürükleyen bazı insanların bugünlerde ilahi emrin hilafına yüksek egolarına söz geçiremediklerine şahit oluyoruz. Bunlardan birisi iman davasına hizmet için zamanında bir parti kurmuştu. Halk da teveccüh edip onu sırtına alarak yukarılara çıkardı. Yalnız bu zat çıktığı makamların lezzetini, pohpohlanmayı, makam aşkını unutmamış olmalı ki artık o makamlar olmamasına rağmen hala o makamların egosunu kaybetmiş değil. Bir çeşme yaptı, halk ondan su içti. Şimdi kendi çeşmeden su içemiyor diye kimseye de o çeşmeden su içirmiyor.
Önce milli davayı şahsileştirdi. Şimdi vasilerine bırakmaya çalışıyor. Başaramazsa şahsıyla birlikte öldürecek. Egosu yüzünden kendine kıyamete kadar sevap getirecek kapıları kendi elleiryle kapatıyor.
İnsan üzülüyor onun ve diğer egoistlerin haline. Egoları olmasa belki de halka asr-ı saadetten bir numune yaşatacaklar. Ama onlar kendi saadetlerini herkesin saadetine tercih ediyorlar. Lakin başaracakları da yok. Bunu bile bile önce hırslarına sonra da yetiştirdikleri talebelerine yenilecekler ama denemeden anlayamayacak kadar inatlaşmış egoları onlara hakikati göstermiyor.
Her izm’in önde gelenleri o izm’in taraflarlarınca yıllar sonra bile hatırlanıp hayırla yad ediliyor. Fakat mütedeyyin liderler de diğer egoistler gibi ölmeden kendilerini bitirecek.
Çünkü bütün kazan(dır)dıklarını mütevazilikle baki kılacaklarına egolarıyla heba etmeyi seçiyorlar.
Yazık olacak.