Dolar

35,2216

Euro

36,6736

Altın

2.962,65

Bist

9.916,22

İslam Ekonomisi ve Müslümanların Fakirliği

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-18 10:40:57

İslam Ekonomisi ve Müslümanların Fakirliği

57 ülkeden oluşan İslam dünyasının tek bir devlet çatısı altında birleştiğini farz edersek, 2009 yılı verilerine göre dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olduğunu biliyor muydunuz?

İslam dünyası Avrupa Birliği (14,5 trilyon dolar), Amerika (14,25 trilyon dolar) ve Çin’in ( 8,79 trilyon dolar) ardından 7,74 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın dördüncü büyük ekonomisi. Bu rakam dünya ekonomisin % 11’ine denk geliyor.

Bu gelir daha çok yer altı kaynaklarından geliyor. Çünkü nükleer santrallerde kullanılan uranyum’un % 22,60’ı, doğalgaz rezervlerinin %61,45’i, petrolün %68,54’ü Müslüman ülkelerden çıkarılıyor. Kısacası dünyanın enerjisini Müslüman ülkeler temin ediyor diyebiliriz.

Dünya nüfusunun %27’sinin Müslüman olduğuna farz edersek nüfus-gelir oranında bir dengesizlik olduğu muhakkak ama Müslümanların kendilerine yetebilecek kadar bir gelire sahip olduğu ortada. Geliri nüfusa böldüğümüzde kişi başına düşen gelir 5000 dolar civarında bir rakama tekabül ediyor.

Ancak gelir dağılımındaki eşitsizlik yüzünden Katar’da kişi başına düşen gelir 90,000 dolarken Somali’de bu rakam 600 dolara kadar düşüyor. Başka bir deyişle bir Katar’lı bir Somali’liden 150 kat daha fazla para kazanıyor.

Dünyanın en fakir ülkesi şu sıralar açlıkla pençeleşen Somali değil ama yine bir Müslüman ülke; Afganistan. Afganistan’da kişi başına düşen gelir 400 dolar bile değil.

İstatistiklere bakarak Müslümanların fakirlik diye bir sorunlarının olmadığını, sorunun gelir dağılımındaki eşitsizlik olduğu söylenebilir.

Müslüman ülkelerin siyasi olarak bir olup ortak bir karar mekanizması oluşturması ve bir bütünlük oluşturmaları pek mümkün görünmüyor. Buna ülke yöneticilerinin ve Batının çıkarları müsaade etmeyecektir. Ancak bir müslümanın diğer müslümanın elinden tutması, onu açlıktan kurtarmasına kimsenin ses çıkaracağını sanmıyorum.

Müslüman dünyasının yıllık geliri olan 7,74 trilyon doların zekatı 193,5 milyar dolar ediyor. Her yıl bu kadar para toplanıp fakir Müslümanlara dağıtılsa fakirliğe olmasa da açlığa çözüm bulunabilir.

Geçen hafta Birleşmiş Milletler Somali’nin kuraklıktan kaynaklanan açlık felaketi ile karşı karşıya kaldığını bildirdi. Somali gibi bir Müslüman bir ülkeye Amerika’nın, Avrupa’nın ya da İsrail’in yardım etmeyeceği muhakkak. Onlar sadece sömürmeyi bilirler. Daha geçen hafta Sudan’ı böldüler. Güney Sudan kurulduğunda televizyondaki sevinç gösterilerinde halkın elinde İsrail bayrakları vardı. Çünkü İsrail petrol zengini ve Nil’le beslenen verimli topraklara sahip Güney Sudan’ı Müslüman Kuzey Sudan’dan koparmak için yıllarca silah yardımında bulunmuştu. Halkın teveccühü bundan.

Fakir Müslümanlara sahip çıkacak olanlar zengin Müslümanlar, kurumlar ve devletlerdir. Eğer iş sivil toplum kuruluşlarına bırakılırsa sonuç Gazze filosundaki gibi olacaktır. İHH’nın iyi niyetle giriştiği yardım seferberliğinin nasıl acımasız bir şekilde bastırıldığına hepimiz şahit olduk. Müslüman bir STK ne zaman Müslümanlara yardım etse hemen sıkboğaz ediliyor. Onun için daha güçlü bir kurum veya örgüte ihtiyaç var.

Bu işi adı İslam Konferansı Teşkilatı’ndan İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) çevrilen teşkilat yapabilir. İİT konuyla mutlaka ilgileniyordur ama açlık devam ettiğine göre daha fazla ilgi gerekiyor demek ki . Hem İİT siyasi olarak da desteklenen güçlü bir kuruluş. Müslüman hükümetlerle birlikte hareket ederek soruna bir çözüm bulabilirler.

Müslümanları fakirlikten kurtaracak daha orijinal çözümler de olabilir. Ancak çözüm her ne olacaksa bir an önce olmalı. Hem fakir Müslüman açlıkla imtihan edilirken, tok Müslümanlar “ Komşusu açken kendisi tok olan bizden değildir” hadis-i şerifinin emrine itaatsizlikten ümmetten azledilme tehlikesiyle karşı karşıyalar.

Buna gerek kalmadan, fakir kardeşlerimizi de sahiplenip onları da kalkındırmak için bu meseleye daha fazla önem verilmesi dileğiyle…

Haber Ara