Daha önce yazdığım “Aslanlarla Çakallar” isimli yazımda Türkiye’de CHP gibi partileri tıpkı ava çıkan aslanları takip edip, aslanlar doyduktan sonra leşin kalan kısmıyla karnını doyuran çakallara, darbecileri de aslanlara benzetmiştim.
İşbu benzetmenin doğru olduğu, Süheyl Batum’un orduya “kağıttan kaplan” diye hakaret etmesiyle teyid edilmiş oldu. Anlaşıldı ki (teşbihde hata olmasın) çakallar aç kalınca aslanları av için tahrik de edebilirlermiş.
CHP de ordudan beklediği müdahaleyi göremeyince bu sefer onları tahrik yoluna gitti. Ama kağıttan kaplan kükreyince kağıt gibi sağa sola uçuştular. Lafın sahibi “orduyu üzdüysem özür dilerim” gibi kendince medeni, aslında ürkek bir U dönüşü yaptı. Böylelikle kimin kağıttan mamul olduğu ortaya çıkmış oldu.
Evet, CHP kağıttan bir partidir.
CHP kağıttan bir parti olmasaydı sırtını halk yerine statükoculara dayayan bir partinin ömrünün statükonun ömrü kadar olduğunu anlayıp ha bire darbecilerden medet ummazdı.
Baykal, Sav ve Kılıçdaroğlu tarafından kağıt gibi üçe bölünüp siyasi hırs ve çıkar yapıştırıcısıyla birbirine tutuşturulan, kendi içinde bile birkaç iktidarın olduğu bir partiden iktidar çıkamayacağını ancak kağıttan parti mensupları bilmez.
Süheyl Batum gibi bir gecede solcu olacak kadar çıkar eksenli çalışanlar ancak kağıt partilerin en önemli yöneticisi olabilirler.
Ya “ biz de Mısır halkı gibi AKP hükümetine karşı ayaklanalım” diyen partililere ne demeli?
Bu tipler de ancak CHP’de olur. Çünkü sadece CHP’li milletvekilleri partilerinin Mübarek’in partisinin Türkiye versiyonu olduklarının farkına varmazlar.
Türkiye, Mısır halkının maruz kaldığı maddi ve manevi biçareliği bir tek CHP hükümetlerinin döneminde gördü. Devlet yüzde 5000’lik faizlerle onların döneminde soyuldu. CHP dönemlerinde ekmek, şeker gibi temel gıda maddeleri karne ile satıldı.
Mesele sokağa adam toplamaksa Ak Partinin daha çok adam toplayacağını yine onlar hesaplamaz.
Başörtüsüne rahibe kıyafeti diyenler de onlar. Halk “Cena.et Halkın Partisi” yaftasını yapıştırınca çarşaflıya rozet takanlar da onlar.
Akla ziyan fikirler veren CHP’lilerin tekrar milletvekili olmak için bu tür davranışlarda bulunma ihtimalleri de var. Aday gösterilmeyince hükümete mi yoksa CHP yönetimine mi başkaldıracaklarını hep birlikte göreceğiz. Bakalım sandalyeleri kimlerin kafasında kıracaklar.
Halbuki Baykal’ı çapkınlıkla suçlayıp yerine Kılıçdaroğlu’nu getirdiklerinde hepsi birer kaplan gibi atlamıştı makamlara. Kimisi genel sekreter oldu, kimisi sözcü , kimisi de genel başkan yardımcısı. Ancak belli oldu ki CHP’de genel başkan sorunu olmasa da bir lider sorunu var. Maşaallah herkes genel başkan. Ne belediye başkanları, ne il başkanları, ne de milletvekillerinin genel başkanı taktığı yok. Ağzı olan konuşuyor.
Doğrusu bu hallerine üzüldüğümü söyleyemem. CHP’lilerin söz ve icraatları iktidarlarının da ayinesi olacaktır. Seçim öncesi ortaya koydukları bu tiyatro oyunları halk tarafından daha da tanınmalarına vesile olacaktır.
Bakalım halk yerine orduya bel bağlamak, ordudan yüz bulamayınca kağıttan kaplan diye hakaret etmek CHP’ye oy mu toplatacak yoksa kağıt gibi dağıtacak mı…
Dört ay daha sabır.