Dolar

34,5620

Euro

36,2482

Altın

2.962,73

Bist

9.549,89

Milliyetçilik ve cehalet

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-30 13:19:44

Milliyetçilik ve cehalet

Bir insanın mensubu olduğu milleti sevmesi, gurur duyması , bireysel olarak gelişimine katkıda bulunması ve milleti için gerektiğinde savaşması normaldir. İçinde kendinizi bulduğunuz toplumu  sevme ve onu koruyup kollama refleksi negatif bir davranış değildir.

Ancak milliyetçiliği kafatasçılık olarak algılayıp, başkalarına karşı olmayan bir üstünlüğü önce zihninde kurgulayıp sonra da o kurguyu pratikte davranışlarına da yansıtan ve çoğu kez kendisinden olmayan ötekiye şiddet uygulamaya kadar götürenlere milliyetçi demek yerine cahil demek daha uygun bir tanımlama olur.

Nedenine gelince;

Hiç kimse hangi anne-babadan doğup hangi millete mensup olacağının kararını veremez.  Yaradanın herhangi bir milleti diğerinden üstün tutmadığı da gerek Kur’an’da gerekse de hadislerde vurgulanmışken birilerinin kendisine bahşedilen bazı hususiyetlerle başkalarına üstünlük taslaması ancak cehaletten ileri gelir. Hiç bir akıl sahibinin bu tür farazi üstünlükleri kabul etmesi mümkün değildir.

Eğer bir milletin üstünlüğünü kabul ederseniz o milletin bütün ferdlerinin zeka, fiziki güç, ahlaki değerler gibi hususlarda da homojen olduğunu kabul etmeniz gerekecektir.  Yeryüzünde tamamı zeki ya da tamamı zengin veyahut tamamı medeni bir toplum görülmüş değildir.

Bu noktada üstünlüğün hangi kriterlere göre belirlendiğini de tartışmak gerek.  Japonların kısa boylu olması onları geri kılar mı? Ya da Yahudilerin zengin olması onları üstün kılar mı? Türkiye’de bir Türk’ün bir Kürt’e karşı üstün olduğunu kabul etmek Almanya’da bir Alman’ı bir Türk’ten üstün görmek demek değil midir? Kendisini bir Kürt’ten üstün gören bir Türk Almanya’da ikinci sınıf olmayı da kabul etmiş olmuyor mu? Bu mantıkla çıkarımlar yaptığımızda Almanları yukarıdaki kıyasta en üstün millet olarak görmüş olmaz mıyız?

Ayrıca geri kalmış sayılan bir millete mensup çok zeki insanları da medeni sayılan milletin ayak takımından daha aşağı bir seviyede saymak gerekmeyecek mi? Ya da üstün milletin katillerini geri milletin medeni insanlarına tercih mi etmek gerek?

Milliyetçilerin neden şiddete eğimli olduklarını ve suça meyilli insanlar içinden daha çok taraftar bulduklarını da izah etmesi gerekiyor.  Neden milliyetçi partiler hep mafyayla, kabadayılıkla ya da terörle özdeşleşirler?  Neden bu partiler şiddet arttıkça daha çok taraftar bulurlar? Birinci Dünya Savaşı olmasaydı Hitler olur muydu? PKK olmasaydı MHP barajı geçer miydi? Eğitimsiz insanların bu tür partilere teveccüh etmeleri bir tesadüf müdür yoksa bu partiler onların seviyesinde siyaset yaptıkları için mi daha çok eğitimsizler tarafından destekleniyor?

Ya asimilasyona ne demeli? Geri kalmış bir milleti asimile ederek onların seviyesini mi yükseltirsiniz yoksa kendi seviyenizi mi düşürürsünüz?

Son olarak milliyetçiliğin kendisi kuru gürültüden ibaretken milliyetçilikle farklı ideolojilerin sentezlenmesiyle ortaya çıkan melez ideolojilerle yola çıkılabilir mi? Türk-İslam sentezi ne kadar gerçekçidir? İslam’ın Türkçesi olur mu? Oluyorsa İslam’ın Arapçasını da kabul etmiş olmayacak mıyız? Hal böyle olunca bilerek veya bilmeyerek İslam’ı bölmüş olmuyor muyuz?

Cehalet nasıl ki insanın gelişmesi için en büyük engelse milliyetçilik de toplumların gelişmesine engeldir. Hedefi yüksekler olan toplumlar önce bu ayakbağından kurtulmalılar.

Yoksa geri kalmışlığa mahkumdurlar.

Haber Ara