Polis, Terör ve Yolun Sonu

Hükümet terörle mücadelede Özel Harekat Polislerini de kullanmaya karar verdiğinde başta eski Genelkurmay Başkanı olmak üzere belli kesimlerden tepki gelmişti. İlker Başbuğ , polisin kırsal alanda başarılı olamayacağını, sadece düz arazilerde polisten istifade edilebileceğini belirtmiş ve polisin terörle mücadeleye dahil olmasını KOMİK olarak görmüştü.

Ama Başbuğ, hayatında eline silah almamış gençleri sürü halinde dağlara sürüp teröristlere yem etmenin terörle mücadelede ne kadar KOMİK olduğundan hiç bahsetmedi. Herhalde farkında değildi. Sanırım biraz da terörle mücadelede askere güven kalmadığı için polise görev verilmesini hazmedemedi.

Dikkat edilirse PKK bilhassa polise saldırıyor. Amaçları polisin de kendileriyle baş edemeyeceğini ispat etmek ve KCK’yı pasifize eden polisten intikam almak. Adeta polise hadlerini bildirmeye çalışıyorlar. Ne var ki polise her saldırdığında büyük kayıplar vererek geri çekilmek durumunda kalıyorlar ve haddi bildirilen kendileri oluyor. Birebir çatışmalarda polisin PKK’yı rahatlıkla püskürtebildiğine, ağır kayıplar verdiğine şu günlerde çok sık şahit oluyoruz . Daha dün Batman’da polise iki ayrı saldırı oldu. Birinde 2 polis yaralandı. Diğerinde bir polis yaralanırken 3 terörist ölü ele geçirildi. O teröristleri öldürenler Özel Harekatçı Polislerdi.

Polisin iyi çatışmasının yanı sıra iyi istihbarat toplamasının bir çok bombalama eylemine engel olduğunu da ekleyelim.
Polisin başarısı, profesyonel gücün terörle mücadeledeki öneminin ispatı, bugüne kadar izlenen askeri mücadele tarzının da başarısız olduğunun göstergesidir.Karşınızda üniformasız, sivil giyimli, yeri yurdu belli olmayan, gerilla taktiğiyle savaşan bir örgüt varsa onlarla kalkıp da binlerce yeşil üniformalı, 15 ay askerlik yapan tecrübesiz erlerle baş edemezsiniz. Asker sayısının çokluğuna ve silah üstünlüğüne güvenmek iyidir hoştur ama o kadar devasa bir güçle küçük bir örgütü yok edemezseniz o örgütü büyütür, kendinizi de küçük düşürürsünüz.

Neyse ki askeriye de geç de olsa profesyonel ordunun önemini anlamış olmalı ki şimdilerde ölesiye eğittiği askerleri yakında bölgeye göndermenin hazırlıklarını yapıyor. Profesyonel askerlerin aldığı eğitimin çok iyi olduğuna dair haberler geliyor. Eğer haberler doğruysa önümüzdeki aylardan itibaren polis şehirde, asker de kırsalda teröre büyük darbeler vurarak terörü minimize edebilir. Belki de terör örgütüne ağır kayıplar vererek onları silah bıraktırmaya zorlayabilir.

Bu meselenin beklenmedik bir şekilde şiddete gerek duyulmadan bitebileceğini de ihtimal dahilinde tutmak gerek. Çünkü PKK içinde de şiddetin bir araç olmaktan çıkarılıp amaç haline getirilmesine karşı çıkanlar var. Bütün PKK’lıların aynı zihniyette olmayacağını kabul etmek gerek. Şiddeti Kürtçülük için kullananlar da var, Kürtçülüğü şiddet için kullananlar da var. Batman’da daha doğmadan, anadil, siyasi haklar, eşitlik vs. gibi hakları bırakın, yaşama hakkı bile elinden alınan bir Kürt bebeğini herhalde PKK içinden birileri de görmezden gelmeyecektir. O ölen bebeğin dağdaki birilerinin akrabası olduğu muhakkaktır. O birileri de kendi akrabalarını öldürmek için dağa çıkmadığına göre bunun muhasebesini mutlaka yapacaklardır.

İşin özeti, PKK ya profesyonel birliklerle ya da kendi içindeki iç çatışmalar nedeniyle yakında tarih olabilir.

Bekleyip görelim.