Mısır’da son bir iki haftada olup bitenlere Hüsnü Mübarek bile anlam veremiyordur. 30 yıllık iktidarı bir haftada yıkıldı yıkılıyor vaziyete geldi.
Mübarek için daha da vahimi, isyanın Tunus’ta başlayıp kendini tehdit etmesiydi. Kendini yakan Tunus’lu seyyar satıcının ateşi Tunus sınırlarını da taşıp Mübarek’i de yaktı. İsyan komşuda pişti, ceremesi Mübarek’e düştü. İlginç bir son doğrusu.
Peki kimdir bu Mübarek?
Asıl adı Muhammed Hüsnü Seyyid Mübarek’tir. 1928 doğumlu olan Mübarek, hava kuvvetlerinden pilot olarak mezun olduktan sonra zaman içinde Hava Kuvvetleri komutanı, Savunma Bakan Yardımcısı, Devlet Başkan yardımcısı ve nihayetinde Enver Sedat’ın öldürülmesinden sonra 1981’de Mısır’ın dördüncü Devlet Başkanı olmuştur.
Eşi Suzanne Mübarek, Mısır’lı bir doktorla İngiliz bir hemşirenin kızıdır. Kendisi aynı zamanda İngiliz vatandaşıdır. First lady Suzanne, Mısır Rotary Kulübünün onursal başkanıdır. Oğlu Cemal ise Rotary kulübü üyesidir. Ailenin diğer ferdi büyük oğul Ala Mübarek ise zengin bir işadamıdır ve ailesine ait 35 milyar doları yönettiği söylenir. Ayrıca devletin büyük ihalelerini hep o kazanır.
Mübarek İsrail’lilerin sıkı bir dostudur. Müslümanlarınsa sıkı bir düşmanıdır. Bugüne kadar Müslüman Kardeşler grubuna mensup bir çok kişiyi hapislere atan Mübarek, İsrail’lerin doğudan sıkıştırdığı Filistinlilere batıdan duvarlar örerek onları Filistin’e hapsetmiştir.
1991’deki Körfez savaşında Amerika’lıların yanında Irak’a karşı saf tutan Mübarek’in, Amerika’dan asker başına 500 bin dolar, toplamda da 14 milyar dolar para aldığı veya borç sildirdiği iddia edilmektedir.
1979’da İsrail’le imzaladığı Camp David anlaşmasından bu yana Amerikalıların Mısır’a yaptığı yardım miktarı 50 milyar doları bulmuş. Amerika bu kadar yardımı şu ana kadar sadece İsrail’e yapmış. Ancak halkın bu yardımlardan haberi bile yok. Çünkü paranın çoğu Mübarek ailesinin ve diğer yöneticilerin ceplerine girmiş. Polisin halka karşı bu kadar acımasız olmasının sebebi başındaki generallerin Mübarek sayesinde zengin olmasından kaynaklanıyor.
Mübarek, Parade dergisi tarafından dünyanın en kötü 20. diktatörü seçildi.
Hüsnü Mübarek 6 suikastten sağ kurtulmak gibi bir rekora da sahip.
Çok otoriter ve hiçbir muhalefete tahammülü olmadığı için “son firavun” olarak da tanımlanıyor.
82 yaşında olmasına rağmen diri ve genç görünümü de firavunluğu hatırlatıyor. Firavun da ömr-ü hayatınca bir kere bile baş ağrısı çekmemiş .
Fakat sonları aynı olmayacak gibi görünüyor. Çünkü Hüsnü Mübarek şu anda kanser tedavisi görüyor. Ayrıca firavun Hz. Musa’nın liderlik ettiği halkın peşine düşerken ölmüş ve iktidarını kaybetmişti. Mübarekse halk tarafından kovalandığı için iktidarını kaybedecek gibi görünüyor.
Bu saatten sonra Mübarek’in koltuğunu muhafaza etmesi mümkün değil. Ama mesele sadece Mübarek’in istifası ya da ülkeyi terk etmesi değildir. Asıl mesele onun yerini kimin dolduracağıdır. Eğer onun yerine onun rejimi ve politikalarını devam ettirecek birileri gelirse halkın isyanı hezeyana dönüşecektir.
Nitekim İsrail şimdiden Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman üzerine oynamaya başladı bile. Amerika, İsrail ve diğer batı ülkelerinin kuklası olacak bir halef Mısırlılara Mübarek’i bile arattırır.
Mısır’a yeni bir firavun değil yeni bir Musa lazım. Ama bu Musa’nın bu sefer ki vazifesi Yahudileri korumak değil onlara karşı gelmek olacak ki Mısır’ın kaderi temelli değişsin.
Ben her halükarda olup bitenlerden memnunum.
Yeni dönem şimdiden hayırlı olsun ama mübarek (!) olmasın.