Türkiye’nin bir yandan İran’ı desteklerken bir yandan da Gazze katliamı ve İHH filosuna yapılan saldırı nedeniyle İsrail karşıtı tutum sergilemesi Amerika’da büyük rahatsızlığa neden olmuş durumda. Yahudi lobileri ve neo-conların Türkiye’nin cezalandırılması için Amerikan hükümetine baskılar yaptığı şu günlerde, Türkiye yanlısı insanlar da seslerini yükseltmeye başladı.
Bu seslerden birisi de, eski bir CIA ajanı olan ve Amerika’nın Irak’a saldırmak için uydurma raporlar hazırladığını deşifre eden Philip Giraldi. Giraldi, 24 Haziran tarihli, antiwar.com’da yayınlanan “Punishing Turkey” (Türkiye’yi Cezalandırmak) isimli makalesinde Yahudi lobisi ve İsrail’in Türkiye aleyhine yaptığı faaliyetlere tepkisini ortaya koyuyor.
Philip Giraldi’ye göre; “İsrail her devirde birilerini Hitler ilan eder. Saddam Hüseyin yeni Hitler olarak tanımlanmıştı. Mahmut Ahmedinejad ise yeniden doğmuş, çirkin, soykırım yapmaya hazır bir Hitler olarak gösteriliyor. Son olarak Türk Başbakanı Erdoğan da İsrail’liler tarafından Hitler olarak lanse ediliyor. Türk başbakanın Hitler’e benzetilmesi Erdoğan’ın Davos’ta Peres’e “ Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” demesiyle başladı. Erdoğan, Gazze’ye giden filoya yapılan saldırıdan sonra tam bir Hitler olarak gösterilmeye başlandı. Hitlerizasyon, İsrail’in kendisini veya politikalarını eleştiren herkese ödetmeye çalıştığı bir bedeldir.”
Giraldi’nin bu tutumla ilgili psikolojik tahlili ise şöyle; “İsrail ne zaman yeni bir ülkenin daha Nazileştiğini görse, Amerikan fino köpeği (İsrail) hemen kokuyu alır. Andrew Sullivan bunu “İsrail’in dengesizlik sendromu” olarak tanımlıyor. Bu sendrom yüzünden diğer ülkelere karşı ahlaki kurallar gözardı ediliyor. İsrail için insan hayatının önemi yoktur. Öldürdükten sonra pişmanlık duymaz. Gazze’de ölenlerin sorumlusu saldıranlar değil ölenlerdi. Gazze konvoyuna yapılan saldırada böyle bir ruh hali vardı. Özellikle medya mağdurları suçladı. Hiç insanlıktan, can çekişen Gazzelilerden bahsetmedi. İsrail bir yana, Amerikalı senatörlerin “ onları ekonomik olarak boğun” veya konvoy için “içi şiddet ve nefret müptelaları ile dolu” gibi tahrik edici demeçler vermesinden sonra İsrail askerlerinin sadece 9 kişiyi öldürmeleri sürpriz oldu.”
Yazar, Amerikan kongresinin sürekli ısıtılıp ısıtılıp tekrar servis edilen Ermeni soykırım yasa tasarısını yeniden gündeme getirmeye hazırlandığını da haber veriyor. Bazı milletvekillerinin “ Türkiye’nin İsrail’den uzaklaşıp İran’a yakınlaşmasının bedelinin ödetilmesini istemesi ve Avrupa Birliğine girişinin engellenmesi taleplerini de eleştiriyor Giraldi.
Giraldi, “ Türkiye’nin İslamcılığı halkının dindarlığından kaynaklanıyor. Mevcut gidişat Türkiye’de demokrasinin ölmesi anlamına gelmiyor. Hem Türkiye’de İslamcı duyguları dengede tutan ordu ve yargı kurumları var.” diyor. Ayrıca Amerika’nın müslüman ülkelerde demokratik çoğulculukla dindarlığı desteklemesinin kendi çıkarına olduğunu belirtiyor.
Eski CIA ajanı Türkiye’nin doğuya kaymadığını, tam tersi doğu ile batı arasında bir köprü vazifesi gördüğünü söylüyor. Türkiye’nin artık güvenilmez olduğu tezine ise Gazze ablukasının kalkmasına ve İran’la yapılan müzakerelere İsrail ve Amerika’dan başka herkesin destek verdiğini söyleyerek karşı çıkıyor. Giraldi’nin en dikkat çeken yorumu ise; Amerika’nın İran’la yapacağı bir savaşta Tel Aviv adına savaşacağını ve Amerika’nın eline hiç bir şeyin geçmeyeceğini iddia etmesidir.
Giraldi’nin yazısından Amerikan Yahudi lobisi ve neo-conların Türk-Amerikan askeri işbirliğinin kesilmesi ve Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması için uğraştığını da anlıyoruz.
Philip Giraldi yazısını şöyle bitiriyor; “Türkiye, Washington için hayati bir stratejik partnerdir. Nüfusu, büyüyen ekonomisi ve konumu itibariyle Amerika’nın çıkarları için vazgeçilmez bir ülkedir. Ancak şimdi İsrail’le kötü olduğu için cezalandırılmak isteniyor. Hatta medya ceza kesmeye başladı bile. Sırada kongre, sonra Beyaz Saray var. Ancak kaybeden yine Amerikan halkı olacak. Çünkü Ortadoğuda sadık bir dostlarını kaybetmekle kalmayıp hiç gereği yokken bir düşman kazanacaklar.”
Ermeni ve Yahudi lobilerinin sıkı markajında olan Amerikan yönetiminin böyle hakperest seslere kulak verip vermeyeceğini bilemiyoruz. Ancak Amerika’da herhangi bir lobi faaliyeti olmayan Türkiye, bu insanlara hem sahip çıkarak hem de kullanarak Washington’da belli bir ağırlık kazanabilir. Güçlünün haklı olduğu bir ortamda haklı olmanız, adaletin sizin lehinize tecelli edeceği manasına gelmiyor. Kimin lobisi güçlüyse Amerika’nın adalet terazisi o yöne doğru eğiliyor.
Demem o ki Giraldi gibileri kullanılırsa o ayarı bozuk terazi dengede tutulabilir.
Dışişlerimizin bilgisine ...