73 milyonluk bir ülkede gönüllü sayısı, sadece on binlerle ifade ediliyor. Bu fotoğraf iyi bir geleceğin habercisi değil.
İnsan, bu ihtiyacını şimdilik sadece insandan temin edebiliyor. Ufukta başka bir seçenek de gözükmüyor.
Şu an sizin ya da bir yakınınızın ihtiyacı olmayabilir. Lakin bir saat sonrası için kimin garantisi var ki?
Doğum, ameliyat, görünür görünmez kaza gibi birçok neden, zengin-fakir, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırımı yapmadan sizi de bir ünite kana muhtaç edebilir.
Bugün bir ihtiyaç sahibine iyilik yapmazsak, başkası yarın bize neden iyilik yapsın? Hele materyalist bir toplumda bu iyilik için haklı bir gerekçe üretilebilir mi?
Şimdi biz birine yarım saat zaman ayıramazsak yarın tanımadığımız biri, bize neden yarım saatini ayırsın ki?
Size kanın öneminden bahsedecek değilim. Önemi ve fonksiyonlarını hemen herkes yeterince biliyor zaten.
Ancak şunu iyi bilmeliyiz ki: Kan, yaşamımız için en kritik organlardan biri. İnsan vücudunun kendi ürettiği bu organın dinen ve hukuken ticareti yasak.
Organ nakli Musevi din adamlarınca ?cinayet? olarak değerlendirilirken, Hıristiyanlar için ortak bir görüş olmamakla beraber, mevcut Papa organ nakline cevaz vermemektedir. Papa'nın görüşü Katolikler açısından bağlayıcıdır. Yahova Şahitleri ise organ naklini kişisel ve vicdani bir mesele olarak görmektedir.
İslam Hukukçuları'nın ezici çoğunluğu ise canlı kimselerin (beyin ölümü tanısı, henüz ruh bedeni terk etmediği için canlıdır) organlarının nakline cevaz vermemektedir. (Bu konuda bakınız: