Dolar

35,2044

Euro

36,6651

Altın

2.955,94

Bist

9.626,56

İyi ki varsın dostum!

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-06 02:16:00

İyi ki varsın dostum!

Birçok kişi şu fâni dünyada iyi gelir, iyi eş, iyi evlat, iyi konut, iyi binit vs. vs. arzular. Kimileri de, iyi bir ilim ve iyi dostlar da ister.

 

Fakat yeni anne babalar, buna ilave olarak; çocuğu için iyi bir okul, iyi bir diploma, iyi bir iş istiyorlar.

 

Geleceğe dair hiçbir güven(ce)leri yok. Çünkü çocuklarından emin değiller. El bebek, gül bebek büyütüyorlar.

 

Sınav günü okul bahçelerinde ecel teri döküyorlar. Bekleşenlerin hepsinin dileği aynı…

 

Allah rızkı dilediğine, ilmi isteyene verirmiş.

 

Batılı bir üniversite de okumadık. Anne ve babamız sınav günleri, okul bahçelerinde de beklemedi.

 

Bundan rahatsız mıyım? Hayır. Hatta bana güvenip beklemedikleri için onlara minnettarım.

 

Bana düşen çalışmak, onlara düşense dua idi. Öyle de oldu…

 

* * *

Çoğu çocuğuna, eskilerin tabiriyle bağ, bahçe; yenilerin diliyle banka hesabı, hayat sigortası, ev, araba ve lüks bir yaşam bırakma derdine düşmüş.

 

Bu yüzden, ne açın hâlinden haberdârlar, ne de vermeyi biliyorlar.

 

Hep merak etmişimdir, ‘bu tiplerin Allah tasavvuru nasıldır acaba?’

 

Mesela kendileri ölünce ‘çocukların rızkını kimin vereceği konusunda’ ne düşünüyorlardır?

 

Bugün çok değerli bir dostumla uzun ve verimli bir sohbet yaptık. Muhabbet sırasında dedi ki: “Ağılda bir kuzu doğunca, yiyeceği ot dağda bitermiş…

 

Bunlar Allah’ın Kitabı Kerim’indeki; “Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı –çeşitli usullerle- öldürmeyin/yok etmeyin. Onlara da, size de biz rızık veriyoruz” emri ve taahhüdü konusunda ne düşünürler? (Buradaki ‘öldürmeyin’ emrinin zahirî ve bâtınî manası olmalı)

 

Diyorlar mı ki; ‘iyi bir okul okumasa, iyi bir işi, katı-yatı, bağı-bahçesi, lüks bir arabası olmasa da iyi bir insan, kâmil bir mü’min olsun!’

 

Elbette bunun her ikisinin de taliplileri var. Herkes zengin olamaz. Herkes ünlü Siyonist Rockefellerin Harward Üniversitesi’nde okuyamaz. Ama herkes iyi bir bilgin, iyi bir insan yahut da kâmil bir mü’min olabilir.

 

Biliyorum hâlâ bazı anne babalarda, ‘bahtı açık olsun, alim olsun, benim oğlum ve kızıma da sahip çıkan olarak Allah c.c. yeter!’ diye dua ediyorlar.

 

Mesele, hangisinin daha çok olduğunda…

 

Allah-ü âlem, dünyalık endişesiyle yığınak yapan, çocuğunun etrafında şemsiyelik yapmak için, din ve dünyasını terk edenler daha çoğunlukta.

 

Yine galiba, çoğunun kursağına ‘helâl kazanılmış lokma’ ve en az onun kadar önemli olan ‘helâl ve tayyib nimetler’ girsin diye endişelenmek yerine; ‘çocuğum doysun da, çocuğum başkasına imrenmesin de, benim çocuğum arkadaşından niye geri kalsın da’ gibi özenti, güya kurnazlık ve haşa Allah c.c.’den daha merhametli olma gayreti yüzünden bu hallerdeyiz.

 

Kim bilir, belki de biz bu hallere, bizden önce küresel şeytanî tuzaklara düşen ve bizim düşmememiz için önlem almayan anne ve babalar yüzünden düştük.


* * *

Ama benim az sayıda da olsa iyi arkadaşlarım ve dostlarım var! İzninizle ismi bende mahfuz bir arkadaşımı tanıtayım.

 

İsmini bilmeseniz de olur. Ona dua etseniz yeter. Bu vesileyle bize de elbette…

 

Uzaklarda olması hasebiyle ebeveynini tanıyamasam da, belki de onun anne ve babası, sayıları azalan ikinci gruptan…

 

O, gördüğü herkese selam verir. Uzaktan geçse de çağırır ve hâlini hatırını sorar. Asla görmezlikten gelmez…

 

O, hâlâ yüzü kızarabilenlerden…

 

O, herkese ikram izzet için çabalar…

 

Bırakınız bir kişiye ikram etmemiz olsun, o her gün, sayısız kişiye bir şeyler ikram etmiştir…

 

Bir hesap ödenecekse ilk o atılır…

 

Hayırlı bir yapılacaksa ilk o teşebbüse kalkışır…

 

Ümmet ve insanlık için vakfetmiş kendini…

 

Bu hasletini bildikleri için, yedi düvelden gelirler yanına…

 

Ama bugün beni üzdü. Yok yok bana bir yanlışlık falan yapmadı!

 

Fakat bir yabancıya, kendisinin ‘ticaret ve şark kurnazlığı bilmediğini’ söyleyerek kötülemişler. Hem de çok kişi…

 

Galiba incinmiş veya ben öyle anladım…

 

Yabancı demiş ki: ‘İyi de kardeşim bu arkadaş dürüst mü?’ ‘Evet’ demişler. ‘Bu arkadaş işini iyi yapar mı?’ ‘Ondan ne şüphe’ demişler. ‘Ama ticareti bilmez.’

 

‘Ona buna ikramda yarışarak tüketir kazancını…’

 

İşte kusuru buymuş dostumun!

 

Ne demeli bilmiyorum. Başınıza düşman mı düşsün, Allah sizi ıslah mı etsin? Gerisini siz getirin…

 

Allah, hepinize böyle hayır dua alan dostlar nasip etsin. Bende sayıları çok değil hatta bazıları bana kızıp, selam-ı sabahı kesse de hani iki elin parmakları kadar var. Şükür…

 

Daha çok olması için neleri feda etmezdim ki?

 

Haber Ara