Türkiye’de darbe yapanlar; her gün bir askeri aracın okulların bahçesinde görünmesini, birkaç askerin okul bahçesinde sürekli nöbet tutmasını ve askeri düşünceyi herkese empoze etmeyi planlamış olmalılar ki, ‘Milli Güvenlik’ adlı bir ders icat ederler.
Bu sayede okul idareleri, öğretmenler ve öğrenciler en azından psikolojik olarak baskı altında tutulacaktır.
Yine bu sayede kadın ve erkek herkes, kısa dönem askerlik yapar gibi askeri eğitimden geçirilecektir.
Darbelerin bu eseri hâlen devam ediyor!
İster kız isterse de erkek tüm öğrencilerin bu dersi alması zorunlu.
Derse rütbeli subaylar giriyor.
Tüm liselerimiz 30 yıla yakındır âdeta bir kışla gibi.
Milli Eğitim mevzuatına göre öğretmen olabilmek için formasyon (eğitim bilimi) dersi almış olmak zorunlu olduğu halde, Milli Güvenlik Dersi’ne giren askerlere ayrıcalık uygulanarak bu şart aranmaz.
Öğrenciler kendilerine ikmale koyan dersler ve o dersin hocalarını sevmezler. Bu nedenle olsa gerek Milli Güvenlik Dersi’nden hiçbir öğrenci ikmale bırakılmaz.
Ders kitabının birkaç örnek sunarak devam edelim.
- Milli Güvenlik ve Milli Güvenlik Stratejimiz,
- Milli Güvenlik Kurulu (MGK),
- Milli Güvenliği Sağlayan Teşkilatlar (Asker, Polis vs)
- TSK’nin Özel Yasaları,
- Atatürkçülük ve Atatürk İlkeleri Milli Birlik ve Beraberlik
- Türkiye’nin Konumu ve Türkiye’ye Yönelik Tehditler Çevre Ülkeler ve Uluslararası Kuruluşlarla İlişkiler,
- Türkiye’nin Konumu ve Türkiye’ye Yönelik Tehditler,
- Çevre Ülkelerle İlişkiler (Yunanistan, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye, Bulgaristan, İsrail, Ukrayna, Romanya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri),
- Milli Güvenlik Stratejimizde TSK’nın yeri ve Önemi,
- Uluslararası Kuruluşlarla İlişkiler (BM, AB, NATO, ECO, KEİB, İKO, UCM)
Bütün bu konular son derece ilginç ve hassas konular.
Askerlerin düşünce ve görüşlerinin tüm öğrencilere zihnine, tıpkı bir askeri öğrenci gibi işlenmesi acaba psikolojik bir harekât mıdır?
Bu yüzden mi idare edilmek ve itiraz etmemek genlerimize işlemiştir?
Son yıllarda gerileme gözlense de -bu sonuçlar gerçekten manipüle edilmiyorsa- ‘ordunun en çok güvenilir’ kuruluş çıkmasının Milli Güvenlik eğitimi ile bir ilişkisi var mıdır?
Arzulanan hızla ilerlemese bile Türkiye’de ki sivilleşme ve demokratikleşme çabalarına okullardan başlanması gerekmiyor mu?
Geçmişteki bir yazımızda “Milli Güvenlik dersleri illa olacaksa ve öğretmenlere güven sorunları yoksa askerliğini asteğmen olarak yapmış öğretmenlerin hepsi bu derse girebilir. Neden hâlâ asker, sivil okullarda üstelik asker kıyafeti ile ders verir? Üstelik öğretmenler odasına gelip kurulur?” siye sormuştuk.
Belli ki hata etmişiz!
Darbelere ait ne varsa kazımadan sivilleşenin mümkün olamayacağını düşündüğümüz halde kaleme al(a)mamışız.
Bu dersleri bırakınız sivillerin vermesini askerin zorunlu bir savaş, güvenlik dışında bu bir ülkenin gündeminde olmasının, sivilleşme ve demokratikleşmenin önündeki en büyük engel olduğu gün gibi aşikâr.
Hangi ülkenin genelkurmayı her hafta tüm medyayı karşısına alıp yediden yetmişe her konuyu konuşur? Hangi ülkeni genelkurmay başkanı 50 yılını devirmiş gazetecileri azarlar?
Unutmamalıyız ki, 12 Eylül despotizminin kalıntısı bu uygulamalar son bulmadıkça -zorlaşsa bile- darbeler gündemimizde kalmaya devam eder.
30 yıldır ülkenin hiçbir köşesine okul, spor kompleksi, müze, cadde adı gibi alanlarda Kenan Evren başta olmak üzere darbecilerin adları devam ediyorsa ve belediyeler her köşeye bu isimleri asarak, darbecileri onure etmesi bu ülkeye zül olarak yeter!
Bu durumda sormak gerekiyor, acaba siyasi iradenin gündeminde okulları da sivilleştirmek var mı?
Bu çağda hâlâ rütbelilerin askeri kıyafetleri ve askeri araçları ile okullara gelip ders vermesi konusunda iktidar ne düşünüyor?
Mesela, Milli Güvenlik derslerini kaldırıp yerine temel hukuk ve insan hakları, tüketici bilinci ve gıda güvenliği gibi dersler koymayı düşünüyor mu?
Darbecilerin isimleri, okullar başta olmak üzere ülke sathından ne zaman kaldırılacak?
Demokratik açılım bunları da kapsıyor mu?
