Haber merkezi toplantısında Cumhurbaşkanı Gül’un Anayasa ve Kırmızı Kitap’la ilgili sözlerini değerlendirirken çoğumuzun aklına Ahmet Altan’ın geçtiğimiz günlerde yazığı makale gelmişti.
Ardından sonsayfa.com sitesinde yer alaan “Yeni MİT Müsteşarı kim olacak?” şeklindeki haberin ayrıntıları, ‘neler oluyor’ sorularını sorma ihtiyacını doğuruyor!
Hindistan ziyaretinde olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘Kırmızı Kitap’ adıyla ünlenen ‘Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ hakkında görüşleri oldukça şaşırtıcı hatta şok edici...
“Her şey kanunlara yazılmaz" diyerek çok tartışılacak şeyler söylüyor.
Bu sözler ‘neler oluyor’ sorusunun sorulmasını gerektirir.
“Her şey kanunlara yazılmaz” diyerek olumlanılmak istenen şey nedir?
Bu mesajlar kime ve nereye?
Daha görev süresinin dolması için 18 ay olan bir meclis için “Bu meclis anayasa fırsatını kaçırdı” diyen bir Cumhurbaşkanı’nın Meclis ve Hükümet’le arasının iyi olduğu söylenebilir mi?
Bütün bunların üzerine yeni MİT Müsteşarı için verilen “Kayserili olacak” hatta “benim dediğim” olacak anlamına gelebilecek mesajına ne demeli?
Peki ya “Benim önüme Ahmet Köksoy’dan başka isim getirmeyin” mesajını nasıl yorumlamalı?
Bu “gerilimin” Başbakan’ın “bize göre Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıldır” cümlesi ile bir bağı olabilir mi?
Son kez Genel Başkan olan ve muhtemelen son kez bir seçime girecek olan Başbakan’ın yeni dönemde Çankaya’yı istemesi ihtimaline karşı, asimetrik bir savaş mı başlatıldı?
Herkesin “anayasa değişikliğinin tam zamanı” dediği bir dönemde Ak Parti’nin daha da ötesi Türkiye’nin el birliği yaparak Cumhurbaşkanlığına taşıdığı Abdullah Gül’ün, anayasa değişikliği fırsatının kaçırıldığını iddia etmesi bazı güç dengelerine yönelik “uyum” mesajı olabilir mi?
Evet, bütün bu soruları artık herkes yüksek sesle konuşuyor? Görünen o ki; bundan sonra çokça da yazılıp çizilecek.
Ankara ısınıyor!
Kavga alenileşiyor!
Bu durum belki de Ankara’da gizliden ve derin süren savaşı daha da gün yüzüne çıkaracağa benziyor.
Kardeşler arasında yaşanacak “geliyorum” diyen bu yeni kavga yahut da savaşın tarifsiz yaralar açacağı ortada.
Bilmediğimiz amaçlar taşımıyrsa Abdullah Gül’ün kaybedeceği savaşa girişmesini anlamak çok ama çok güç.
Hayır olur inşaallah.
