İnsana sunulan nimetlerin sayısını, insanların saymaya güçleri yetmez.
İnsanın güç yetiremediği kadar çok olan nimetlerin içerisinde, yasaklananların sayısı bir elin parmağını geçmez.
Bunlar: Leş, yırtıcılar, kan, alkol ve domuz.
Gelin görün ki insan, insan gibi davranmak yerine yaratıcısına isyan etme yarışından bir türlü vazgeçmemektedir.
Allah c.c. bir nimeti haram kılmışsa, bu mutlaka bir imtihandır ve bu imtihan kulunun sağlığı açısından son derece zararlıdır.
Ancak, insan bu imtihandan başarısız olmak için elinden geleni yapmaktadır.
- Kanın hangi hastalıkları taşıdığını bildiği halde, kanı hayvan yemlerine ve gıdalara katmakta ısrar etmekte,
- Leşleri yemekte ve ürünlerinde kullanmakta,
- Yırtıcıları tüketmekten çekinmemekte,
- Kendini kaybedinceye kadar alkolle demlenmekte ve hemen her gıdaya alkol katmakta,
-Domuzun etini, yağını, sütünü, kılını, derisini, kemiğini farklı ad ve şekillerde tüketmekte ve tükettirmekte.
Önceki gün ortaya çıkan ?domuz gribi? bir kasırga gibi ilerliyor.
Hem de daha ilk günde Obama'nın Sarayı'na hatta hatta Obama'nın eline kadar ulaştı.
ABD, 'Yeşil Devrim' adını verdiği bitkilerin genetiğini değiştirme operasyonuna ilk olarak Meksika'da başlamış, ardından tüm Latin Amerika ve Hindistan'ı kapsama alanına almıştı.
Yeşil devrim iddiasıyla doğal yaşamını felç ettiği bir Meksika'da bir Meksikalı olan Arkeolog Felipe Solis önceki gün Obama ile görüşmüş ve tokalaşmıştı.
Solis'in, Obama ile görüştükten yirmi dört saat sonra domuz gribinden ölmesi bir tesadüf olabilir mi?
Domuz virüsü bulaşıcı ve hızlı yayılan bir virüs?
Şu bilgilere dikkat! ?İnsanlar bu virüse genellikle domuzlarla direk temas kurduklarında ve virüs bulaşmış yerlerde bulundukları zaman yakalanırlar. İnsan, insana temas ta bu virüsün bulaşmasının bir diğer yoludur. Ayrıca virüs tıpkı diğer mevsimlik gripler gibi solunum yolu ile de bulaşmaktadır.?
Tüm dünyanın nefretini kazanmış bir ülkenin başkanın düşmanları sayılamayacak kadar çok olacaktır.
Aslında pek dışarıdan düşman aramaya da gereke yok. Amerikan'ın Ergenekon'u Evangelistler Obama'ya düşman olarak yeter.
Evangelistlerler, katil Bush ve çetesinin de mensubu olduğu kirli ve vahşi bir yapıdır.
Bizim çetelerde bu çetelerin birer ürünü değil midir?
Obama'yı, domuz gribi ile öldürürlerse hiç şaşmamak lazım.
Bu durumda da ABD'nin kâtil aramasına, Meksika'ya savaş açmasına gerek yok. Kâtilini kalbinde araması gerek.
Domuz gribi, Türkiye'ye gelmez diyorsanız bu aşağıdaki resmi verileri dikkatle okuyun.
CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'e soruyor: 'Türkiye'ye ne kadar domuz ürünü ithal edildi?'
Ne alaka, burası yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülke. Böyle sorumu olur diyorsanız sıkı durun.
Türkiye, 2007'de 103 ton domuz yağı ve 525 ton domuz kılı ithal etmiş. Bu Kürşat Tüzmen'in verdiği resmi rakam. Kaçak gelenlerin ve Türkiye'de resmi ve kaçak üretilenlerin hesabı defterlerde tutulmuyor.
Türkiye`nin son 5 yıllık ithalat kalemleri incelendiğinde domuz ürünlerine ilişkin ithalatın yıllardır sürdüğü görülüyor. Buna göre, Türkiye 2003-2008 yılı arasında katı domuz yağından son 3 yılda 156 bin 108 dolar karşılığında 226 bin
`Domuz yağı seratini, sıvı domuz yağı ve sıvı don yağı` tanımıyla yapılan domuz yağı ithalatı ise 2001 yılından bu yana 66 bin
Türkiye, 2005 yılında aralarında domuz kılının da bulunduğu fırça yapımında kullanılan kıllardan 525,3 ton ithal edildi. Son 5 yılda ithal edilen kıl toplamı yaklaşık 2 bin 500 ton. Bunlar için ödenen para ise 4 milyon dolar. Türkiye, son 5 yıl içinde bir kez de canlı domuz ithalatı yapmış.
Bu veriler dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı'nın Bursa Milletvekili Kemal Demirel'e verdiği cevaplardır.
Winston Churchill ne demişti 'Biz Çanakkale'de Türklerle değil Allah'la savaştık. Allah'la savaşan kaybeder'
Allah'ın haramlarına savaş açanlar kaybedeceğiniz savaşa neden girişiyorsunuz?
Ve Allah'ın yasaklarıyla savaşlara sessiz kalanlar, acınacak haldesiniz. Hem de çok.