Dolar

35,2041

Euro

36,7170

Altın

2.955,53

Bist

9.626,56

Yok yazılmamalı

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-21 10:37:00

Yok yazılmamalı

Her gün yoklama yapılıyor!

 

Hem de beş kez…

 

Yoklama öncesi davet…

 

Yoklama uykuda, hastalıkta, yolculukta hatta savaşın en şiddetli anında bile devam ediyor!

 

Gecikmeli katılmak da mümkün…

 

Bunun için ‘geç kâğıdı’ da gerekmiyor!

 

Yoklama vaktin de sınıfta olanlar yıldızlı pekiyi, gecikenler tam puanla yetinmek zorunda...

 

İlk sırada olanlarla, son sırada olanlar arasında bile önemli farkların olduğu bir yoklama bu!

 

Sürekli yok yazılanları bekleyen ise acıklı bir son!

 

Mazeret belgesi götürüp ‘yok’u sildiririz fikri de, şeytani…

 

Müteakip yoklama saati geldi mi öncekinin defteri kapanıyor!

 

‘Yok’ kaydının silinme ihtimali zannedildiği gibi kolay değil!

 

Silinse bile hâlâ okunabildiğinden mazeretin Rahmani olması şart!

 

Bu öyle bir yoklama ki ergenlikle başlıyor, ölümle bitiyor!

 

‘Yok’ yazılmak için, sayısız mazereti insanın…

 

İş, eş, aş, arkadaş, zaman, nefis, haz, kompleks, kınayanın kınamasından çekinme, makam hırsı, cehalet, zan, şeytan vs… Çoğaltmak mümkün…

 

Bütün bunları ortadan kaldırabilecek tek güç ‘irade’. Ama sağlam ve sarsılmaz bir irade!

 

Yoklama sırasında ne kadar mazereti varsa kapı dışında bırakabilen, bembeyaz bir sayfa ile çıkabilir dışarı. Arınmış olarak… Tıpkı ilk günkü gibi…

 

Yoklama saati bazen yatakta, bazen evde, bazen işte, bazen uçakta, bazen gemide, bazen sokakta, bazen de Mekke’de gelir!

 

Şayet Mekke’de gelmişse vakit, koşmalı Kâbe’ye!

 

Ancak, Kâbe’ye tapmak için değil. Kâbe’nin Rabbine yönelmek için…

 

Ve arınılmalı ne kadar arınılması gereken varsa…

 

Orası arınma yeri…

 

Haddini bilerek!

 

Arınma; ev sahibinin rıza göstermeyeceği ne kadar dünyevi, gayri insanî, tâğutî, şeytani arzu ve haslet varsa terk ederek, mümkün olabileceği bilinciyle…

 

Maddi ve manevi arınmanın arttığı, yoklamaya katılanların çoğaldığı bir ayı idrak ederek ‘bayram’ı yaşıyoruz!

 

Ebedi bayram için sürekli yoklama…

 

Yoklamanın sürekli kaçakları içinse ebedi kalınacak bir ‘ateş!’

 

O halde Ali Şeriati’nin tabiriyle; “Ruhun, evrenin manevi merkezine, varlığın büyük mabûd ve maşukuna doğru gezinti” olan bu yoklamaya yani en az beş vakit namaza devam etmeli yeni bir Ramazan’a kadar ve o Ramazan’dan diğer Ramazan’a kadar…

 

Viktor Hugo’nun ifadesiyle “Küçük sonsuz’un, ‘büyük sonsuz’ karşısında duruşu” olan namazla yükselmeli ve yücelmeli insan! Ve tabii ki Müslüman!

 

Her kim ki namaz yoklamasında yok yazılırsa ya da her kim ki yoklama da Kur’an tabiriyle ‘dost doğru’ olmaz ise vay haline!

 

O kimseler ziyandalar!

 

Tarifsiz bir ziyan!

 

Telâfisiz bir kayıp!

 

İlim ehli, namazın terkini “küfran-ı nîmet" yani sayısız nîmetin görmezlikten gelinmesi olarak nitelendirmekte…

 

Yoklamada sürekli var yazılanlardan olmamızı ve ebedi bayrama kavuşmamızı dilerken, konuyu birkaç Hadis-i Şerif ile tamamlayalım:

 

"Münafıklarla bizim aramızdaki ahit, namazdır…”

 

"Kim namazı kasten terk ederse, Allah c.c.'in koruması ondan uzak olur!"

 

"İnsanlardan ilk kaldırılacak şey emanet duygusu, onlarda en son kalacak şey de namaz. Nice namaz kılanlar vardır ki, onlarda hayır yoktur!"

 

"Kulların kıyamet günü ilk hesaba çekilecekleri amel namazdır. Rabbimiz, meleklere şöyle buyuracaktır: `Kulumun namazlarına bakın, onları tam mı kılmış, eksik mi bırakmış?' Eğer namazları tam ise, tam olarak yazılır. Eğer eksiği varsa Allah Teâlâ şöyle buyuracak: `Bakın kulumun nafile namazı var mı?' Eğer nafile namazı varsa Allah: `Kulumun farz namazlarını, nafile namazlarıyla tamamlayın' buyuracak, sonra diğer farz ibadetleri de aynı işleme tâbi tutulacaktır."

Haber Ara