Büyük insanların övgüye ihtiyacı yoktur... Merhum Necmeddin bey, her fani gibi doğdu, yaşadı ve ezelde takdir edilmiş vakt-i merhunu gelince vefat etti. Önemli olan, kişinin ömrünün ölümüne nasıl bitiştiği meselesidir. Geride kalanlar üzülür ağlar ama imanla ölen said Müslüman bayram yaparak gider ahirete.
Yadın da mı doğduğun zamanlar
Sen ağlar idin gülerdi alem
Bir ömür geçir ki, olsun
Mevtin sana hande, halka matem
Kimdi o ?.. Mü'mindi... Rab olarak Allah'tan, nebi olarak Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselamdan, Kitab olarak Kur'andan, din olarak İslam'dan, şeriat olarak Şeriat-ı Garra-i Ahmediyye'den razı olan ve yarın Mahkeme-i Kübra'da defterleri sağından verilecek olar kimseler, ne mutlu size, ne mutlu size!..
Bir Müslümanın en büyük rütbesi mü'min olmasıdır. Hiçbir makam, mevki, riyaset, sultanlık imandan üstün olamaz.
Dünya hayatındaki en büyük ticaret ve kazanç Allah için, Resulullah için, İslam ve Kur'an için, Sünnet ve Şeriat için hasbeten lillah ve muhlisen lillah çalışmaktır.
Merhum Necmeddin beyi nasıl biliriz? Mü'min miydi? Evet mü'mindi... Dinin direği olan beş vakit namazı kılar mıydı? Evet kılardı... Allah'ın inzal etmiş olduğu hükümlerle amel edilmesini ister miydi?.. Hiç şüphe yoktur ki, isterdi. Ecdadına bağlı bir Müslüman mıydı?.. Evet öyleydi...
Başka faziletleri var mıydı?.. Vardı... Çok azimli bir Müslümandı, hak bellediği yoldan dönmezdi. Azim neymiş, sabır neymiş insanlar ona bakıp öğrensinler.
Türkiye'nin son 50 yıllık tarihine damgasını vurmuştur.
Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, parya, esir, zenci statüsünde yaşayan Müslüman çoğunluğu uyarmış ve hak arama yoluna sokmuştur.
Vesayet rejiminin, içten sömürge sisteminin belini kırmıştır.
Milli siyasal İslam hareketinin kurucusu ve hocasıdır.
Bugünkü Cumhurbaşkanı onun talebesidir... Başbakan onun talebesidir... Devletin sivil ricalinin çoğu onun, şöyle veya böyle talebesidir.
Necmeddin beyin ülkemizde yepyeni bir çığır açmış olduğunu kim inkar edebilir?
Onun hayalinde ve hedefinde Büyük bir Türkiye vardı. Milli kimliğine ve kültürüne sımsıkı bağlı, kökünü maziden alan, kollarını istikbale uzatmış, İslam'ı iyi anlayan ve yorumlayan, çağı yakalamış büyük, zengin, müreffeh, ileri bir Türkiye.
Necmeddin beye gerici diyenin alnını karışlamak gerekir. Ondaki zeka ilerici ve çağdaş geçinen kaç kişide vardır? Zekasına ve çalışkanlığına Almanlar bile hayran kalmıştı. Kaç kişi onun yaşında profesör olabilmiştir?..
Necmeddin beye kalmış olsaydı Türkiye'nin şu anda Güney Kore'nin otomotiv sanayinden daha güçlü yüzde yüz milli ve yerli bir otomobil sanayii olurdu. Necmeddin beye fırsat verilmiş olsaydı Türkiye kendi uçağını yapabilirdi.
Necmeddin bey manevi gücünü hangi kaynaktan alıyordu?.. O, tarikat-i seniyye-i Nakşibendiyeye mensuptu. Muhammed Zahid Kotku hazretleri vasıtasıyla, ucu Resullerin Seyyidine ulaşan bir silsileye yapışmıştı.
Necmeddin bey şehir ve medeniyet kültürüne, görgüsüne, nezaketine sahip bir kimseydi. Kabalık yaptığı görülmemiştir. Oğlu, torunu yaşındaki gençlere bile itibar eder, onlara önem verirdi.
Dinine, ülkesine, halkına, devletine (düzene değil!) hizmet için çileli, arızalı, dikenli bir yol seçti ve çok acılar çekti.
Bendenize şahsen iyiliği dokunmuştur. Hadis-i şerifte "İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a şükr etmemiş olur" buyruluyor. Yirmi yıldan beri Milli Gazete'de günlük fıkralar yazabilme imkan ve fırsatına sahip olduğum için kendisine teşekkür borçluyum. Bu yirmi yıl zarfında küçük de olsa bir hizmet edebildim mi? İnşaallah edebilmişimdir.
Dünya ve insanlar genelde vefasızdır. Dünyada, hele siyaset meydanında vefa aramak abesle iştigaldir.
Cenab-ı Hak rahmetiyle muamele buyursun. Evladına, torunlarına, yakınlarına, sevenlerine, Milli Görüş camiasına ve milletimize baş sağlığı diliyorum.
Hayırlı bir insan için, halkın "Allah ona rahmet etsin" demesi ne büyük bir mükafattır.