Dolar

33,9940

Euro

37,8933

Altın

2.823,44

Bist

9.609,77

Yevgeni Onegin'in suçu

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-06 12:01:57

Yevgeni Onegin'in suçu

Dostoyevski, Puşkin Üzerine yaptığı meşhur konuşmada ozanın Yevgeni Onegin isimli manzum romanı üzerinde durur uzun uzun. Niyeti bu romanın başkahramanları Onegin ve Tatyana arasında gerçekleştirdiği mukayese üzerinden Rusya'nın ruhunu onaylamaktır.

Bu romanın adı Yevgeni Onegin, der, oysa Tatyana olmalıydı. Çünkü Onegin yozlaşmış ruhu, insan doğasına yabancılaşmış yapmacık tavırları ile Rusya'yı temsil edemez. Oysa Tanya, hem kendisine hem gerçeğe duyduğu bütün inançla Rusya'nın ruhudur. Gelecek ancak onun temsil ettiği ruh üzerinde yükselebilir.

Puşkin'in de aynı görüşü paylaştığı hissedilir. Onegin'den bahsederken yer yer kararsız fakat Tanya'dan bahsederken daima müşfiktir. Onegin'i kimi samimiyetle "Onegin'im" diye sahiplenir, kimi kinayelidir bu söyleyiş, "Şu bizim Onegin!" Ama Tanya söz konusu olduğunda ağız dolusu "Benim Tanyam" demektedir.

Bu hazin hikâyede kahramanları arasında kurduğu kalite sıralamasında Puşkin'in hareket noktası onların aşk karşısında aldığı tavırdır. Çünkü aşk bireysel mizaçlar kadar toplumsal reflekslerin de miyarıdır. Ömrünü salonlarda, balolarda, yüksek sosyetenin ikiyüzlü dünyasında geçirmiş soylu Onegin bu yaşamdan bıkmış, tükenmiş, beklenmedik bir miras vesilesiyle yola çıkmıştır. Miras mülk onu taşra insanlarına komşusu kılsa da aslında gidecek yeri yoktur onun. Terk ettiği şeyin yerine yeni bir değer koymaktan mahrumdur. Bir başka ifadeyle terk ettiği şeyi, onu onaylamadığı için değil onunla artık doymadığı için terk etmektedir. Kibirli, ikiyüzlü olmayı bilecek denli "ince!" Fakat bu kadar incelen şey kaçınılmaz olarak doğallığını kaybetmez, çürümez mi? Bu kıvamda karşılaşır Onegin Tatyana ile. Aşk bu noktada sınar onları.

Yalnız başına ve tehlikeli kitaplarla dolaşmaya alışkın romantik Tanya, Onegin'in yüceltilmiş yapmacıklığına mukabil bütünüyle doğaldır ve daima coşku içinde olan kahraman bütün benzerleri gibi kendisini kurban etmeye çoktan hazırdır. Vakit geldi ve o âşık oldu... İşte o bu! Tatyana şaka yapmadan sevmekte, tıpkı bir çocuk gibi aşka koşulsuzca teslim olmakta, hesap yapmamakta, oyun oynamamaktadır. Garip bir çelişkiyle ona bu sahici aşkın haritasını veren şey de okuduğu romanlardır. Roman kahramanlarını gerçek hayatta da bulabileceğini zanneden saf Tanya, bu narin düş kurucu, bütün mükemmel sevgilileri Onegin'in suretine büründürür. Ve sonuçlarını tahmine gerek duymadan parmaklarını, yüzünü gözünü mürekkep lekelerine bulaya bulaya, seher vaktine değin meşhur mektubunu yazar, bitirir: Ben yazgımı/Bundan böyle sana teslim ediyorum.

Fakat roman kahramanları gerçek hayatta yoktur. Bunun Puşkin de farkındadır. Bu nedenle der ki, güzelim Tanya, yazgısını bir zamane tiranının ellerine teslim etmiştir. O uğursuz baştan çıkarıcı bundan böyle her yerde karşısındadır.

Soran bir mektubun bir de cevabı olmalıdır. Bir kucak leylâk dalını kıracak kadar şaşkın adımlarla Onegin'in yanına vardığında, Tanya'nın, sözü dolandırmadan yazdığı mektubun karşılığı Onegin'in uzun söylevi olur. Onegin gurur duymuştur çünkü Tanya bir erkeği fazlasıyla mutlu edebilecek kızlardandır; oysa Onegin evlenecek erkeklerden değildir çünkü evlilik heyecanı öldürür vs vs. Sebep yetiştiren (çünkü çünkü) bu çokbilmiş söylevin arkasından ağzındaki baklayı çıkarır ki, Tatyana kendisini Onegin'in kaderine teslim ederken, Onegin kendisini Tanya'nın yargısına teslim etmektedir. Yine de Ateşlice bir belâgat! Süslü sözler yığını!

Aşkı kabul etmek kadar onu reddetmek de kişinin en özgür hakkıdır oysa. Nedir suçu Onegin'in, diye düşünmeden edemez insan. Aşkı reddetmek vefasızlıktır belki ama onu fark etmemek ve ciddiye almamak düpedüz ahlâksızlık. Budur suçu onun. Samimiyetsizliği. Tabii eğer Puşkin XIX. asır Rus aydınının ortak tavrına erken bir örnek olarak, aristokrasinin ipliğini pazara çıkarmak ve onun karşısında taşra ruhunu yüceltmek adına infaz etmek istediği bir roman kahramanı yazmaya kalkışıp da ona duyduğu sempatiyle bir yazar olarak komutayı kaybetmediyse. Söz aramızda bana öyle geliyor.

Haber Ara