Çin'in karanlık yüzü, unuttuğumuz Doğu Türkistan-1
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-04 10:04:52
Doğu Türkistan dünya genelinde, insan hakları ihlallerinin en ağır yaşandığı yerlerden birisidir.
Çin Hükümeti, Uygur Müslümanlarına yönelik baskı politikalarını sürekli olarak sertleştirmeye devam ediyor.
ÇİN’İN POLİTİKALARI DAYANILMAZ VE KABUL EDİLEMEZ
1950’li yıllardan itibaren Çin işgaliyle birlikte komünist yönetimin, Doğu Türkistan halkını kimliksizleştirme ve asimilasyon politikaları bugün dayanılmaz ve kabul edilemez bir sürece evrilmiştir.
Çin yıllardır Doğu Türkistan’ın, nüfusunu saklamaya devam ediyor.
Doğu Türkistanlıların nüfusu yurtdışındaki araştırmacılara göre 35-40 milyon arası olduğu tahmin edilirken, Çin 2012 yılındaki resmi rakamlara göre Doğu Türkistan’ın nüfusunu 21 milyon olarak açıklayıp, yüzde 40 Çinli göçmen, yüzde 46 Uygur Türkleri, yüzde 14 Kazak, Kırgız, Özbek ve Moğol gibi azınlıklar olarak açıkladı.
Çin Komünist Partisi eski Genel Sekreteri ve Çin Eski Cumhurbaşkanı Jian Zemin; Çin’in 200 milyon Çinliyi Doğu Türkistan’a yerleştirmek istediğini açıklamıştı. Çin yönetimi; milyonlarca Çinliyi, Doğu Türkistan’a göç ettirerek, Müslüman çoğunluğun etnik ve kültürel kimliğini yok edip, bugün bölgede bulunan Müslüman Uygurları azınlık haline getirmeye çalışıyor.
DOĞU TÜRKİSTAN, STRATEJİK KONUMA SAHİPTİR
Doğu Türkistan’ın yüz ölçümünün 1 milyon 828 bin 418 km kare olup, Türkiye’den 2.5 misli büyük olduğunu unutmayalım. Doğu Türkistan; Orta Asya’da çok önemli stratejik konuma ve doğal zenginliklere sahiptir.
2002 Eylül ayından itibaren Doğu Türkistan’da ilk okuldan üniversiteye kadar bütün okullarda birçok derste Uygur dilinde eğitim yapılması yasaklandı ve Çinceye çevirdiler.
Medya kuruluşları ve bazı devlet dairelerini, istenmeyen unsurlardan kurtarmak için temizlik amacıyla periyodik tutuklamalar yapılmaktadır.
Seyahat özgürlüğü önünde ciddi engeller bulunmaktadır. Bir köyden diğerine giderken dahi yerel güvenlik kurumlarından belge almak gerekiyor.
Reşit bir insanın yurt dışına çıkmak için pasaport alabilmesi neredeyse imkansızdır.
Daha önce pasaport verilen kişilerin pasaportlarına devlet tarafından el konuluyor.
Çin’in içeri eyaletlerinde Çin vatandaşlarının Uygurlara yönelik tavrı da devlet bazında yürütülen ayrımcılık siyasetinin açık bir yansımasıdır.
YEREL HALKIN TAVIRLARINDA DA IRKÇILIK VAR
Yerel halkın menfi tavrı, ırki bir ayrımcılık şeklinde tezahüre dönüşmüş bir şekildedir.
Polisler, Uygurları keyfi olarak arayıp sorgulayabilmekteler ve genel olarak Çin halkı da, bir Uygur gördüğünde ona kin ve nefretle bakabilmektedir.
Hapishanelerde 1,5 metrekarelik hücrelerde tutulan kişiler bütün ihtiyaçlarını burada görmek zorunda kalmakta ve bu kişilerin dış dünya ile hiçbir irtibatları bulunmamaktadır.
2014 yılında sadece Kaşgar vilayetinde 148 büyük operasyon yapıldı. Fikir ve ifade özgürlüğü eyleminde 30 bin Uygur genci tutuklandı. Faili meçhul ve idam sayısı bilinmiyor.
Çin Hükümeti; Doğu Türkistan’daki güvenlik güçlerine, muhtar, mahalle komitelerine Doğu Türkistan genelinde sokakta istediği kişiyi durdurma, arama, tutuklama, baskın yapma ve öldürme yetkisi vermiştir.
Çin’in ticaretteki başarısı çok konuşulan, çok haşır neşir olduğumuz yüzü lakin Çin’in unuttuğumuz karanlık yüzü yaşadığımız yüzyıl için adeta yüz karası bir durumdur.
İnsan hakları, özgürlükler açısından dünyanın birçok ülkesinde bir bardak suda kopartılan fırtınalara bakdığımızda, Doğu Türkistan, İslam dünyasının unutulmuş birkaç beldesinden biri olarak kanayan bir yaradır.
STK’lar ve İnsan Hakları Örgütleri’nin, Doğu Türkistan sorununu, Türkiye’nin gündemine getirmesi insani ve vicdani bir sorumluluktur.
SON VİDEO HABER
Haber Ara