Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

El-Cezire Bir Şehid Daha Verdi

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-14 01:34:24

El-Cezire Bir Şehid Daha Verdi

İstanbul’dan Libya’ya, Libya’dan Katar’a acaba kaç kilometre var? Biz Müslümanların kalpleri bir olduktan sonra mesafenin ne anlamı var.

El-Cezire’de şehitler bitmez…

El-Cezire yeniden bir şehit verdi. Şehit kardeşimiz El-Cezire’nin Kameramanı olan Katarlı Ali Hasan El-Cabiri Libya’da şehit düştü.

Kendisi birçok belgesele de imza atmış, kendi alanında Ortadoğu’da yetişen önemli uzmanlardan biri. El-Cezire’yi bu noktaya getirenlerden biri. Kendisini şehit düştüğünde televizyonda gördüm. Çok üzüldüm. Böyle insanlar kolay yetişmiyor. Üzüntüden gözlerim doldu. Bize bu acıyı yaşatanları Kahhar olan Allah’a havale ediyorum.

Nerede Müslümanlar zulme ve katliama maruz kaldılarsa, El-Cezire bu zulmü ve katliamı durdurmak için, insanların vicdanına attı haberleri. Amerikalılar Ruslardan sonra sebepsiz yere Afganistan’da hiçbir kanun tanımadan, insanları öldürürken, rast gele şehir merkezlerini halı bombardımanına tabi tutarken dünyaya bu katliamları ve yıkımları El-Cezire verdi. Felluce’de yer gök cehenneme çevrilirken El-Cezire vardı.

Mazlumların Televizyonu

Bugünlerde haksız yere Irak’a saldırıldığı artık saldıranlar bizzat itiraf ediyor. Batılı işgal güçleri tarafından Irak’ın doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine insanları katliama tabi tutulurken, malları yağmalanırken, namuslarına el uzatılırken, tarihi yok edilirken El-Cezire vardı.

Filistin’in her yerinde her gün saldırılar olurken, intifadalar olurken El-Cezire vardı.

Lübnan İsrailliler tarafından yerle bir edilirken, bini geçen çocuk, kadın yaşlı ve halktan insanlar öldürülürken orada El-Cezire vardı.

El-Cezire vahşeti dünyaya duyurdu. Gazze’ye insanlık dışı saldırılar yapılmadan önce açlıkla, yoklukla, her gün savaş uçaklarının saldırılarıyla, ambargoyla İsraillilerin saldırılarına maruz kalırken El-Cezire vardı.

Gazze batılıların yardımıyla İsraillilerin eliyle yerle bir edilirken, İsrailli Yahudiler Gazze’ye yakın tepelerde bu katliamı ve insanlık dışı saldırıları düğün alayını seyrederken, orada El-Ceziire vardı.

Batıda Peygamber Efendimizi kendilerine benzetmeye çalışan bir takım yeryüzü solucanları piyasaya çıkarken, El-Cezire Müslümanlarla birlikte Müslümanların ortak tepkisini verdi dünyaya. Orda El-Cezire vardı.

Önce Mısır’da sonra yavaş yavaş Arap ülkelerinde intifada başlarken El-Cezire vardı.

Filistin ve Kudüs Abbas’ın adamları tarafından satılırken El-Cezire ihaneti haber verdi. Orada El-Cezire vardı.

İslam Ümmeti Ebu Gureyb hapishanesiyle tahkir edilirken, Guantanamo Hapishanesiyle gözdağı verilirken El-Cezire bize ayrıntılı haber verdi. Orada El-Cezire vardı.

Buş, Afganistan ve Irak Savaşı için Haçlı Savaşı derken, El-Cezire bu haberi dünyaya duyurdu.

Tehdit ettiler, korkuttular, sadırdılar… El-Cezire ayakta kalmayı başardı. O kadar El-Cezire’ye düşman oldular ki, öldürdükleri muhabirleri, bombaladıkları merkezleri yetmediği gibi, daha büyük gözdağı vermek için muhabirlerinden Sami El-Haac’ı Guantanamo’da uzun süre tuttular. Guantanamo hapishanesinden çıktığı zaman, E-Cezire’ye mülakat verdiğinde duyduklarımıza inanamadık. İnsan kendisine yapılanları duyduktan sonra insanlığından utanır hale gelir. Sami el-Haac’a yapılanlar üzerinden El-Cezire muhabirlerine gözdağı verilmek istendi, El-Cezire çalışanları dik durdu.

Yalan Haberlerin Korkulu Rüyası

ABD bununla da yetinmedi. Afganistan ve Irak’tan doğru haberleri engellemek için milyar dolarlar dağıttı İslam Dünyası’nın basınına. Bugünlerde Türkiye’deki basının ne kadar hür olduğu tartışmaları yapılırken, o günlerde ABD’nin Ortadoğu’da kaç kalem ve haber merkezinin satın aldığından kimse söz etmiyor.

ABD, Irak Savaşı öncesinde özel medya subayı yetiştirerek El-Cezire gibi televizyonlarda ve gazetelerde doğru haberleri farklı göstermek, yalanlamak veya şüphe uyandırmakta kullandı. Bununla da yetinmeyerek, “daha savaş başlamadan bir ay önce El-Cezire siteleri çökertildi. İnternet sayfaları New York, Los Angeles, Atlanta ve Amsterdam’da Horizon Media’nın webhosterindeydi.

İkinci Körfez Savaşı’nda belki askeri savaşı kazandı ancak, medya savaşını kaybetti. El-Cezire bu savaşın gerçek galibi oldu” ( “chip online.de” adlı haber sitesinde 26.03.2003.” ). ABD’nin “ Iraklıları hürriyete götüren savaş” diye niteledikleri II. Körfez Savaşı’nda yaptığı katliamların çoğunu, yıkımları, soygunları vermeyi başarabildi El-Cezire.

El-Cezire’yi belki de başarıya götüren en önemli tarafı, gerçekten tarafsız olmaya çalışmasıydı. 11 Eylül olayından sonra hem Üsame bin Ladin’in ses kasetlerini yayımladı, hem de ABD yetkililerine söz hakkı vererek onların düşüncelerine yer verdi. İsrail-Filistin olayında hem Gazzelileri veya Filistinlileri hem de sansürsüz İsrailli yetkilileri konuşturdu. Arap yöneticilerinin açığını bulduğunda onu haber yapmaktan kaçınmadığı gibi, kendisini suçlasalar da Arap devletlerinin sözcülerine kendi kanalından savunma hakkı tanıdı. Elbette namuslu insanların vicdanında doğruyu tartacak bir tartı vardır. Doğruyu eğriden ayırt edebildiler. Bu yolla Ortadoğu’nun uyanışı daha bir hızlandı.

El-Cezire Herkesin


Ümmet o kadar komplolara, düzenbazlıklara, içten ihanetlere uğradı ki, haklı olarak her taşın altında komplo aramaya başladık. Biz Müslümanların El-Cezire gibi yeryüzünde bir numara olan bir televizyon kanalı çıkaramayacağını düşünmeye başladık.

Geçmişte ümmetin Dünya Tarihindeki bir numara yerini çabuk unutuverdik. El-Cezire’nin birilerinin projesi olduğunu söyleyenler artık uyanmalılar. El-Cezire hiç kimsenin projesi değil. Haksızlığa uğrayan, zulüm gören bütün halkların projesi. Halihazırda Müslümanlar yeryüzünde en çok zulme uğruyorlarsa, elbette ki onların uğradığı zulmü işlemesi tabiidir.

Arap İntifadasının Öncüsü: El-Cezire

Neticede kim ne derse desin, El-Cezire’nin kimin faydasına olduğu ortada. İyi takip edenler takdir ederler. Geçen gün ABD’nin Dışişleri Bakanı Hilary Clinton bile ABD televizyonlarını fırçalayarak kendilerinin bile El-Cezire’den haber almak zorunda kaldıklarını bildirmesi, El-Ceziire’nin ağırlığını bir daha teyit etti.

El-Cezire yılmadı bir şehit daha verdi. Bir tane daha, bir tane daha…

Her zalim yönetime bir şehid hazırladı El-Cezire. Artık bir kameraman zalimler için bin tanktan daha tehlikeli hale geldi. Bugünlerde tankların yapamadığını kameramanlar yapar oldu. Önümüzdeki on yıllar sonra savaş müzelerinde El-Cezire’nin kameraları, mikrofonları tankların yerlerine konulacağına inanıyorum.

El-Cezire, İslam ümmeti katliama uğradığı zaman; İslam Beldeleri zamanın Moğolları tarafından yakılıp yıkıldığı zaman; şehir şehir, ev ev talan edildiği zaman, namusuna el uzatıldığı zaman ümmetin imdat isteyen sesi oldu. Ne hazindir ki, bu sesi Müslümanların yaşadığı ülkelerdeki yöneticiler duymak istemediler, duyurmamak için engeller çıkardılar. Hala da duymuyorlar. Ancak ümmet duydu. Ve İslam Ümmeti’nin intifadası böyle başladı.

Profesyonellerin Kanalı

El-Cezire, Türkiye’de medyanın örnek alacağı bir televizyon kanalı. Tehlikeye atılmadan habercilik yapılmaz. TRT son altı yedi senedir bu hususta büyük mesafe kat ettiyse de geç başladı.

Biz Arap Dünyası’nın uyanışını el-Cezire’nin öncülüğünde gördük. Dünya’ya Arapların varoluşunu haykıran meşhur televizyon kanalı. Her iki Körfez Savaşının gerçek gazisi. İslam Dünyası’nda en çok şehit veren Televizyon Kanalı.

El-Cezire ümmetin yanındayken, her yerde varken ey yöneticiler siz nerdeydiniz?


Haber Ara