Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Almanya seçimleri

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-01 08:43:00

Almanya seçimleri
 
Demokrasi, çok ilginç bir yönetim biçimi. En özgür koşullarda yapılan seçimlerin sonrasında bile neyin gerçekleşeceğini tahmin etmek çok zor.
Aslında her üniversitenin siyaset ilmi kürsülerinde sonsuz seçim tahminleri yapılır. Ayrıca, sayısız araştırma şirketleri bu alanda çalışmalar yaparlar. Fakat sonunda öyle şeyler ortaya çıkar ki; açıklamakta zorlanırsınız.

Almanya'da yapılan seçimleri, "Hıristiyan Demokratlar'ın" kazanacağı belli idi. Fakat seçimler sonrasında; "CDU-CSU" ile diğer iki partinin yani "Sosyal Demokrat Parti" (SPD) ve "Hür Demokrat Parti" (FOP)'nin kurmuş oldukları "Büyük Koalisyon"un, devam edip etmeyeceği bilinemiyordu. Eğer, Sosyal Demokratlar oylarını artırabilirlerse; "Büyük Koalisyon" yerine bir "CDU/CSU- SPD Koalisyonu" oluşturulabilinirdi. Yok, eğer "Hür Demokrat Parti" oylarını artırabilirse; SPD'yi dışlayan bir koalisyon kurulabilirdi. Ve sonuçta görünen o ki; böyle bir koalisyon kurulacak.

Aslında, CDU/CSU biraz oy yitirmesine karşın SPD'nin ciddi oranda oy yitirmesi ve oylarını "Yeşillere" (Grünen) ve "Sol Parti"ye (Linken) kaptırması Merkel'in istediği sonucu, ortaya çıkardı ve SPD'siz bir koalisyon olasılığı belirdi. Aslında ben, "olasılıktan" söz ediyorum ama görünen köy, kılavuz istemez. Merkel'in niyeti SPD'yi sırtından atarak rahat bir yönetim oluşturmak.

x x x

Acaba bu seçim sonuçları, Angela Merkel'in umut ettiği üzere; kendisine "dikensiz bir gül bahçesi" oluşturacak mı? Doğrusu bilemiyorum. Hür Demokrat Parti, Federal Almanya'nın siyasetinde ciddi bir parti olarak görülmelidir ve CDU/CSU'nun, dümen suyunda gideceğini zannetmiyorum. FPD'nin ilginç lideri, Guido Westerwelle, çok sıkı bir bakanlık pazarlığına girecek gibi görünmektedir. Her şeyden önce "Büyük Koalisyonda" Sosyal Demokratlar'ın lideri Steinmeier'in yürüttüğü dışişleri bakanlığını almak isteyecektir. Şimdilik dile getirmemektedir ama Angela Merkel'in, bu bakanlığı partisinde tutmak isteyeceğini düşünüyorum. Zira geçmiş koalisyon döneminde; CDU lideri olarak söyledikleriyle, başbakan olarak söyledikleri arasında ciddi tutarsızlıklar vardı.

Aslında, burada da "koalisyon hükümetlerinin" bir erdemini görüyoruz. Basınımızda ve akademik camiada koalisyon hükümetlerinin yarar sağlamadığı hakkında yaygın bir kanaat ve söylem vardır. Oysaki ben; koalisyonların da yararları olduğunu sürekli savunurum. Evet koalisyon hükümetlerinde zaman zaman tartışmalar ortaya çıkar ve vakit yitirilebilir. Fakat koalisyonlar parti programlarında çoğu kez görülen "aşırılıkların" ciddi biçimde "törpülenebilmesinin" en kolay çaresidir.

Örneğin; Almanya'daki büyük koalisyonda Merkel, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesine, (çok şiddetli olmamakla birlikte) karşıyken, Dışişleri Bakanı ve SPD lideri Steinmeier'in bu konudaki ılımlı yaklaşımı, denge sağlıyordu.

Bakalım, bundan sonra, nasıl bir politika izleyecekler?

x x x

Avrupalılar'ın özgürlük anlayışları bizden çok farklı. Almanya'da koalisyonun müstakbel ortağı (hatta ikinci adamı) Guido Westerwelle eşcinsel olduğunu açıklamış bulunuyor. Ve bu açıklamasının ardından kıyamet kopmadığı gibi ciddi bir prestij kaybına da uğramamış gibi görünüyor.

Bizde müthiş eleştirilebilecek bir konu "Batılı" için artık normal görülmeye başlandı. Hatta Amerikan dizilerine ve filmlerine baktığımız zaman bir tür "alıştırma" politikasının izlendiğini düşünebiliyoruz. Örneğin; ABD'nin çok popüler dizisi "Friends" de lezbiyenler arasında nikah kıyılması normal bir şeymiş gibi gösteriliyor. Gene bir başka ABD dizisinde "Two and a Half Man" ( ki, pek hoşlandığım bir dizidir) evli ve çocuklu bir kadın bir başka kadına aşık olarak kocasından ayrılıyor ve diğer kadınla yaşamaya başlıyor.

Homoseksüel kovboyların maceralarını anlatan, bir sinema filmine verilen "Oskar"lar başka bir ilginç örnek. Gene bir ABD dizisi olan, "Sex and the City"deki rezillikleri anlatmaya yerim yeterli olmaz.

Galiba, kıyamet yaklaştı...

x x x

Almanya seçimlerinden söz ederken; gene bambaşka yerlere uzandık. Neyse Almanya'ya dönelim.

Bu seçim sonuçlarının Almanya-Türkiye ilişkilerinde çok ciddi değişiklikler yapacağını sanmıyorum. Türkiye'nin AB ilişkilerinde de Angela Merkel, yeni bir Sarkosy olmayacaktır. Zira ortak çıkarlarımız vardır. Ve her şeyden önemlisi Almanya'da bugün 3 milyon civarında vatandaşımız ya da Türkiye kökenli Alman vatandaşları (Mitbürger) vardır. Türkiye kökenlilerin önemli bir bölümü Alman vatandaşı olmuşlardır ve her Alman vatandaşının ne hakkı varsa onların da aynı hakkı vardır. Bu hakların kısıtlanması hiçbir biçimde mümkün değildir. Alman Nazi Partisi'nin bu konudaki hayalleri boş hayallerdir.

Atı alan Üsküdar'ı geçmiştir.

Fakat bu "Türk diasporası"nın bir türlü etkin olmaması ya da olamaması da bir başka ilginç noktadır.

Bu konuda galiba kusur Türkiye'dedir. Daha aktif olunmasında çok yarar var...

 

Bugün


 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara