Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Ayalon'un ettikleri...

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-16 09:06:00

Ayalon'un ettikleri...
 
Bilmem izliyor musunuz? TRT2'de Salı akşamları; "Açılar" adıyla bir program yapıyoruz.
Değerli Hocam Prof. Dr. Mahir Kaynak; değerli meslektaşım Prof. Dr. Hasan Köni ve emekli General Sayın Oltan Evren'le birlikte; iç ve dış politika konularını (kavga etmeden) tartışırız. Bu program bir açıdan da "strateji" programı olduğundan; her türlü tahmin ve varsayımlara açık oluyor. Ve benim sık sık dile getirdiğim üzere; "uçmanın sınırı yok." Her türlü tahmini dile getirebilirsiniz. Eğer tahminlerinizden biri doğru çıkarsa "biz söylemiştik..." Eğer tahminlerinizden hiçbiri "tutmazsa" da sorun yok. Zaten insanlar unutkan. "Siz bunun aksini söylemişsiniz" demeyecek kadar da nazikler. Bunlar "bilim insanı" olmanın getirdiği avantajlar. Bir bilim insanı olmanın bu kadar avantajı olsun artık. (!)

x x x

Bu haftaki programımızda; İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un Büyükelçimiz Sayın Oğuz Çelikkol'a yaptığı terbiyesizlik ve bu terbiyesizliğin sonucu olarak; Sayın Çelikkol üzerinden (aklı sıra) Türkiye'ye hakaret etmesini ve bunun muhtemel nedenleri ve sonuçlarını tartıştık.

İsrail ciddi bir biçimde özür dilediği için ve bir daha böyle bir şey olmayacağını dile getirdiği için; "sonuçta" tartışılacak bir şey yok. Fakat nedenler üzerinde biraz durabiliriz. Zira İsrail Dışişleri Bakanı ve müthiş bir "ırkçı" olan Lieberman'ın haberi olmaksızın böyle bir saygısızlık yapmasına ihtimal veremiyorum. Peki o zaman bu adamların "amaç" ve "beklentileri" neydi?

Hele İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Türkiye'ye gelmesine birkaç gün kala...

Türkiye'ye ne derece "kızgın" ve "kırgın" olduklarını bilemiyorum ama böyle bir "geri zekalılığa" Netanyahu ve Şimon Perez'in de sıcak bakacaklarını sanmıyorum. Eğer ortak bir plan yapıp bunu uygulamadıysalar. Ama bu (varsayımsal) plan; Türkiye'yi "küçültmek" ve Türkiye'ye "hakaret etmek" amacıyla değil; tam tersine Türkiye'yi "parlatmak" için hazırlanmış ve yaşama geçirilmiş olabilir. Zaten yukarıda ne dedim; "uçmanın sınırı yok..."

x x x

Olay biraz "soğuduktan" ve soğukkanlı düşünülmeye başlandıktan sonra; yapılan terbiyesizliğin çok fazla abartılmaması gerektiği konusunda kimi düşünceler ortaya çıktı. Ayalon'un Sayın Çelikkol'u kapıda bekletmesi ve İbranice bir şeyler söylemesi dışında; alçak bir koltuğa oturtması ve masada Türk bayrağı olmaması konusunun biraz duygusallıkla değerlendirildiği anlaşılıyor.

Doğrusunu isterseniz; bir an Ayalon'un "koltuğa yayıldığını" ve Oğuz Çelikkol'un iskemleye oturtulduğunu düşündüm. Hayal ettiğim bu fotoğraf; gazetelerde gördüğüm fotoğraftan daha rahatsız edici idi. Protokol gereği masada Türk bayrağı bulunması da gerekmiyormuş. Ama ne olursa olsun yapılanlar rahatsız edici idi. Acaba Ayalon'un niyeti de bizleri ve Türkiye kamuoyunu rahatsız etmek miydi? Olabilir de olmayabilir de...

Ama İsrailli siyasetçilerin bir başka amaçları olabilir mi?

Bence olabilir...

İsrail; Türkiye'nin Arap dünyasında ve İslam dünyasında daha fazla prestij sağlaması için böyle bir "numarayı" (!) tezgâhlamış olabilir. İlk anda insana çok saçma gelse bile...

x x x

Anımsayın; Davos'ta ünlü "one minute" olayı yaşandığında; kimi kalemler bu olayın bir "tezgâh" olduğunu yazmış ve bir ölçüde yandaş da bulmuşlardı. Doğrusunu isterseniz ben öyle düşünmedim. Fakat İsrail'in bu olay sonrasında; "aşağıdan alması" beni kuşkulandırmadı da değil.

Şimdi de; benzer bir oyun tezgâhlanmış olamaz mı? Belki biraz fazla "uçuyorum" ama az bir olasılık da olsa mümkündür.

Peki; bundan İsrail'in beklentisi ne olur?

Bugün Türkiye; Suriye, Irak ve Lübnan'la çok iyi ilişkiler içindedir. Ürdün'le zaten (her şeye rağmen) iyi ilişkilerimiz var. İsrail'in korkusu; bölgemizde İran'ın güçlenmesi. Hele ABD'nin yanlış politikalarından sonra; Şiiler ve dolayısıyla İran çok güçleniyor ve etkisi artıyor. Muhtemel bir İran tehdidine karşılık; yıllardan beri iyi ilişkiler içinde olduğu ve hatta bu uğurda Arap dünyasını darıltmayı bile zaman zaman göze alan Türkiye'nin güçlenmesi İsrail'in işine gelmez mi?

Bence gelebilir. Ve az; hatta çok az bir olasılık olsa bile böyle bir mizansen hazırlayabilir.

x x x

Bu olaydan kim "zararlı çıktı" sorusunu sorarsak; tükürüğünü yalamak zorunda kalan İsrail'in zararlı çıktığını söyleyebiliriz.

Ve okuduğumuz kadarıyla; bu olay İsrail kabinesinde de ciddi ayrılıklara yol açmış.

Bakalım bu işin sonunda ne olacak? Beklemek gerek...

Bu arada; kimi siyasetçilerimiz; bu olayda çok olumlu bir tutum sergilerken; kimi siyasetçilerimiz de bunu istismar etmeye çabaladılar. Hele emekli bir general, kurduğu siyasal partinin şimdiden oyların yüzde beşinden fazlasını topladığını söyledikten sonra; bu olayın ikinci bir "çuval olayı" olduğunu iddia etti. İlk "çuval" askerlerimizi hedef almış; bu ikinci "çuval" diplomatlarımızı...

Ne diyelim Allah akıl versin.

 

Bugün


 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara