Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Bir başka açıdan

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-23 07:38:00

Bir başka açıdan
 
Geçen hafta yazdığım bir yazıda değerli bir kumandanımızın duygusal yaklaşımını ele almış ve hiç eleştirme niyetim olmamasına rağmen sanki eleştirir bir duruma düşmüştüm.

Sayın Atilla Kıyat bir mektup göndererek 32. Gün Programı nedeniyle yazmış olduğum bu yazıda karşısındaki tutum ve duygularını çok zarif bir biçimde açıklamak nezaketini gösterdi.

Gene aynı mektubunda bu mektubun bu köşede yayınlaması ya da bu konuda bir başka yazı yazmam konusunda hiçbir talebi olmadığını belirtmesine rağmen ben Sayın Kıyat'ın mektubunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

X x x

"Değer mi" konusunda ya programın tamamını seyretmediğinizi ya da benim kendimi anlatamadığımı düşündüm. Açıklamamdan önce kırk üç yıllık üniformalı hayatımda hiç "değer mi" demediğim gibi on yıllık emeklilik hayatımda o günleri düşünerek hiç "değdi mi" demedim. Tekrar dünyaya gelsem hiç düşünmeden gene deniz subayı olurum.

Gelelim 32. Gün Programı'nda söylediklerime... Sayın Türköne'ye hitaben yaptım "Değer mi" konulu konuşmama. Sayın Türköne Türkiye için birinci tehdidin Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki çetelerin olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin halkın vergileriyle aldığı silahları Türk halkına çevirdiğini, küçük çocukları öldürmek üzere planlar yaptığını, yozlaşan bu ordunun tasfiye edilerek yeni bir ordunun kurulmasını söylüyordu. Makalelerin ve çıktığı televizyon programlarından aşina olduğumuz bu fikirlerini o gece 32. Gün'de de tekrar dile getiriyordu.

Ben işte bunun üzerine söz alarak aynen şunları söyledim.

"Sayın Türköne siz ve sizin gibileri dinledikçe, okudukça hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sonra şu anda Somali'de görev yapan firkateyn komutanı aklıma geldi. Sizi dinleyince sizin ve sizin gibi düşünenlerin yazılarını okuyunca o da şunları düşünmüştür. On dört yaşında üniforma giyelim. En fazla ihtiyacım olduğu dönemde sevgilerinden yoksun anne baba hasreti çektim. Harp Okulu'na geçtim. Bu hasrete sevgili hasreti de eklendi. Subay oldum. Evlendim, eş hasreti başladı. En zoru çocuklarımın hasreti oldu. Çocuklarım hasta mı iyi mi hiçbir zaman öğrenemedim.

Çünkü sevgili eşim üzülmeyeyim diye çocuklarım hasta da olsa beni haberdar etmez. Türkiye'de çok önemli görevler için ilköğretim yeterli görülmekle birlikte bir firkateyn komutanı için yeterli değil. Bu nedenle yirmi-yirmi beş yıl okudum, iki lisan öğrendim. Altı aydır evimden uzağım.

Aklıma Afganistan'daki, Bosna'daki, Güneydoğu'daki silah arkadaşlarım geldi. Onların şartları benden de zor. Ben ne de olsa dört yıldızlı bir otel konforundaki gemide yaşıyorum. Geminin değeri beş yüz milyon dolar. Bir düğmeye bastığımda giden güdümlü mermi bir buçuk milyon dolar. Bir tek top mermisi benim yıllık kazancımdan fazla. Top mermisi bu kadar pahalı mı diye sormayın. Yarbay ucuz. Maaşı 2800 TL.

Sayın Türköne, bu yarbayımız bunları düşündükten sonra sizin kulaklarınızı çınlatır ve "Değer mi" diye düşünür. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde "değer mi" diye düşünenlerin sayısı artarsa işte Türkiye için esas tehdit budur" diyerek bu konudaki konuşmamı bitirdim.

Sayın Ateş zannederim ne demek istediğimi bu sefer anlatabildim.

 

Bugün


 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara