Birlikte yaşamak
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-05-14 02:18:00

Geçen haftadan bu yana koruculuk, azınlıklar, milli kimliklerin tartışılması, eğitim dilinin çeşitlendirilmesi, genel af, yerel yönetimlerin yetkileri, olumsuz vurgular yapılarak da olsa söylemlerde ve yazılarda daha çok geçti.
En azından bu konuların varlığı kabul edilmiş oldu. Tabii, konuları kişiselleştirme alışkanlığını sürdüren bazı yazarlarımız da var. Onların halkın sorunlarını kişileri övmek veya yermek için kullanmaya devam edecekleri anlaşılıyor. Yaptıkları doğru olmasa da, farklılık zenginliktir, devam etsinler!
Genel kabul görmüş bazı kurallar, Kürt sorunu için söylenince dikkat kesilip, karşı çıkanlar oluyor. Yerel yönetimlerin işlev ve yetkileri bunlardan biridir. İş nerenin işiyse, nereye mahsus ve ait ise orada kotarılır. Yerindenlik denilen bu genel kural, Kürtler bağımsızlık isterler korkusuyla bir türlü Türkiye'de uygulanamadı.
Yer adları konusuna da aynı anlayışla yaklaşanlar oldu. Karşı çıkanlar arasında 'başka şeyler isterler' diyen bile vardı.
Bir yerleşim yerinin ilk kurulmasıyla birlikte adı da konulmuştur. Binlerce yıl öncesinin yerleşme yerlerinin adları zaman içinde değişmiştir ancak, oralarda oturan insanların dili, tarihi, gelenekleri göz ardı edilmemiştir. Dünkü Radikal'de okumuşsunuzdur, 1940'tan sonra 12 binden fazla köyün adı değişmiş, açıkçası, koca bir devlet boş bir korkuya esir olmuş, kapılmış!
Fakat her konu halktaki bir kuşkuyu dışa vuruyor: Bölünme! Hafta başındaki parti gruplarındaki konuşmalarda da bu kuşku vardı. Birlikte yaşama iradesi eksikliğinden kaynaklanan bu kuşkuyu kaldıramıyorsak, azaltmalıyız.
Bir kez daha yazayım: Kürt sorunu, birlikte yaşama iradesine sahip insanların sorunudur. Kürt
sorunu içindeki gelişmişlik farklılığı, yönetim, eğitim, modernleşme gibi bütün maddeler, ancak birlikte yaşamak isteyenlerin derdi olabilir.
Kürt sorunu, birlikte yaşamak isteyen Türklerin ve Kürtlerin sorunudur; birlikte yaşamak istemeyen Türklerin ve Kürtlerin sorunları Kürt sorunu değildir.
Birlikte yaşamak isteyen Türkler ve Kürtlerle, birlikte yaşamak istemeyen Türkler ve Kürtler, birbirlerinden farklı düşüncelere sahiptir. Önemli olan, birlikte yaşamak istemeyenlerin diğerlerini peşine takıp takamayacağıdır. Şimdiye kadar, birlikte yaşamak istemeyenlerin peşine takılanlar olmuştur.
Birlikte yaşamayı, esirlik veya despotlukla karıştırmadan düşünmeliyiz. Kendimizi de, birlikte yaşadığımızı da, esir ve despot olarak görmemeliyiz. Sorunun özü, birlikte yaşayanların ve yaşamak isteyenlerin insan haklarına sahip eşit yurttaş olmasıdır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara