Bu tartışmaları değerlendiremeyişimin temel nedeni, izlediğimiz ve dinlediğimiz, (hemen) her şeyin; daha önce, bir biçimde duyulmuş olması ve yayınlanmış olması. Bilmiyorum, arada atladıklarım olmuş mudur ama, izleyebildiğim ve okuduğum kadarıyla, önceden duymadığım, hiçbir şey açıklanmadı. Ve bu nedenle, işin birdenbire alevlenmesine ve tartışmaların yoğunlaşmasına, adamakıllı şaşırdım. Bu Tuncay Güney, çok ilginç bir tip.
Kendini, sürekli gündemde tutmasını biliyor. Ve bundan, müthiş zevk aldığına da eminim. Doğrusunu isterseniz; ben ona değil, onu ciddiye alan ve tartışma konusu yapan insanlara, şaşırıyorum. Hele, 'Ergenekon Terör Örgütü', diye isimlendirilen dava, eğer Güney'in ifadelerine dayanılarak açılmışsa; doğrusu, bir şey çıkacağını, hiç sanmam. Fakat izleyebildiğim kadarıyla, benim gördüğüm; Tuncay Güney'in, söz konusu dava iddianamesindeki payı, bazı çevrelerce, abartılıyor.
Bunu; hem, olumlu anlamda hem de, olumsuz anlamda, kullanıyorum. Olumlu anlamda, Güney'in iddialarını ciddiye alanlar; 'Bakın, adam neler biliyor...', yaklaşımı içindeler. Olumsuz olarak olaya yaklaşanlar ise, 'Bu adamın yaptığı şey, saçmalamaktan başka bir şey değil', söylemi içindeler ki; ben de, kısmen öyle düşünüyorum. İspatlanması mümkün olmayan ve zaten, ispatlanması istenmeyen bazı şeyleri; aklına geldiği gibi söylüyor. Televizyonlarda yaptığı, canlı yayınlar sonrasında, 'kıs, kıs' güldüğüne eminim...
***
Tuncay Güney'in iddialarını, ciddiye almamam ve Ergenekon Terör Örgütü davası iddianamesinin, onun iddiaları çerçevesinde kurulmamış olduğunu umut etmem; Ergenekon adı verilen süreci, önemsediğim anlamına çekilmemeli. Bu davaya, çok önem veriyorum. Fakat, yanlış isimlendirildiğini, düşünüyorum. Görebildiğim kadarıyla; ortada, bir 'terör örgütü' yok. Bir hükümet darbesine, ortam hazırlama potansiyeline sahip olan ve bunun için oluşturulan, bir 'grup' söz konusu. Bunlar, araç olarak, elbette terörü de kullanabilirler ve buna yönelik, hazırladıkları da var.
Fakat bir kısmı, medyada; bir kısmı, sivil toplum örgütlerinde; bir kısmı, siyasal partilerde örgütlenen bu insanları; 'terör örgütü', olarak nitelendirirsek; bazı isimlere bakarak, 'Bu, ne biçim bir terör örgütü?..', sorusuna muhatap oluruz. Daha önce bu sütunda değindiğim bir konuyu, bir kez daha anımsatmak istiyorum. 'Darbe yapmak', ayrı şeydir. 'Darbe hazırlığı yapmak', ayrı bir şeydir. 'Darbe ortamı hazırlamak ve bunun için örgütlenmek' de, apayrı bir şeydir. Burada söz konusu olan örgüt, 'Darbe ortamı hazırlamak', amacıyla oluşturulan bir örgüttür ve bu dava, bunu açıklamaya yöneliktir.
***
Medyamızdaki bazı isimlerin, bu örgütlenmeyi ciddiye almamalarını, hayretle karşılıyorum. Aslında, bu isimlerden bazılarının; bu örgütlemeyle, organik bir ilişki içinde olabileceklerini ve işin ucunun, kendilerine kadar uzayacağından Endişe ettiklerini, düşünüyorum. Fakat, bunlarla ilişki olabileceğini düşünmediğim bazı isimlerin; bu davaya, kuşkuyla yaklaşmaları, bence çok garip. Bunlardan bazıları; muhtemelen, yargı sürecindeki, kimi onur kırıcı davranışların rahatsızlığı içindeler. Aleyhine, tatmin edici kanıtlar olmadığı anlaşılan, kimi adı duyulan kişilerin; zanlı olarak alınmasını ve emniyette bir süre tutulmasını, garipsiyor olabilirler. Aynı biçimde, yüksek rütbeli kimi subayların; uzun bir süredir, tutuklu olmalarına karşın; haklarındaki iddianamenin bile hazırlanmamış olmasının, verdiği rahatsızlıklar, söz konusu olabilir. Fakat gene de; 'darbe amaçlı', bir örgütün varlığından, kuşku duymamak, ya da en azından, endişe etmek gerekir.
****
Medyadaki bazı isimlerin, kimi sivil toplum kuruluşlarının, endişelerini anlamak; belki mümkün olabilir ama, muhalefet partilerinin ve özellikle CHP'nin, bu davayı, 'muhalefetin sindirilmesi' için açıldığını düşünmesi, çok ilginç. Yargılananlara, gözaltına alınanlara, baktığımız zaman; muhalefet partilerinin üyelerini, pek göremiyoruz. Biraz daha açık yazayım; tutuklananlar arasında, ne CHP üyeleri ve yöneticileri var; ne de, MHP üye ve yöneticileri. TBMM'de temsil edilen; DTP, ÖDP, ANAP ve DSP'li, kimseyi de göremiyoruz. BBP'li kimse de yok. Peki, bu ne biçim bir, 'muhalefeti sindirme', davasıdır? Türkiye'de muhalefet; sadece, Türkiye İşçi Partisi midir?
Bunun, bir 'gözdağı', olarak değerlendirilmesine de, anlam veremiyorum. Eğer Türkiye'de; demokratik düzene karşı, bir komplo kuruluyor ve bu amaç doğrultusunda, örgütlenmenin izlerine ulaşıyorsa; muhalefet partilerinin, bu davadan, memnun olmaları gerekir. Bu konuya, ilerde gene döneceğiz.
BUGÜN