Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Gene Suriye gene Suriye...

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-14 08:48:45

Gene Suriye gene Suriye...
Perşembe sabahı 06:00 itibariyle Beşşar Esed'in askerleri ateşi kestiler gibi görünüyor.

"Gibi görünüyor"
dedim zira bu durum gerçek bir "ateşkes" midir yoksa bir aldatmaca mı yakında öğreniriz. Zira kentleri ve kasabaları terk eden zırhlı birliklerin kışlalarına çekilmediklerine dair iddialar var. Eğer bu zırhlı birlikler ve diğer kıtalar kışlalarına dönmezlerse olaylar yeniden başlayabilir ya da kaldığı yerden devam edebilir. Zira Esed muhaliflerinin niyetlerinin de çok iyi olmadığı görünüyor.

Esed muhalifleri ve beklentileri

Dünya artık çok küçük. Siz istediğiniz kadar engellemeye çalışın insanlar dünyanın başka köşelerinde neler yaşandığını, nasıl yaşanıldığını görüyor ve öğreniyor. Ve insanlar başka yerlerde yaşandığı gibi yaşamak; başka yerlerde olduğu kadar özgürlük istiyorlar. Kendi kaderlerine kendileri karar vermek istiyorlar.
"Arap Baharı" dediğimiz ve Tunus'ta başlayıp Mısır ve Libya'da devam eden özgürlük ve demokrasi mücadelesinin diğer Arap ülkelerini de sarsacağı çok açıktı. Ve gözler Yemen, Ürdün ve Suriye'ye çevrilmişti. Yemen'deki olaylar çok etkili olmadı. Ürdün'de neler olabileceğini pek bilemiyoruz. Ancak Suriye'de aylar önce özgürlük talepleri başladı.

Çok uzun yıllar katı bir otoriterizm altında yaşamış olan Suriye halkının birdenbire böyle bir mücadeleye girmesi ilginçtir. Ancak burada; Suriye ve İran arasındaki yakın ilişkileri, ABD ve İsrail'in İran hakkındaki endişeleri düşünüldüğü zaman; işin farklı boyutları olabileceğini anlıyoruz.

Düşünün ki; Suriye Öcalan'ın Şam'dan çıkartılmaması durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin müdahalesinden çekinerek Öcalan'ı hudut dışı etmişti. Şimdi aynı Suriye Türkiye ve hür dünyaya verdiği sözleri unutabiliyor ve tehditlerin ciddiyetine inanmıyor.

Bu arada; "Esed muhaliflerini" doğru tanıyıp tanımadığımız konusunda da tereddütlerim var. Bunların ne derece "demokrat" olduğunu bilemiyoruz. "Ordu da silahları bıraksın" gibisinden gülünç talepleri var ki; bu tür talepler de "acaba bunlar neye güveniyorlar" sorusunu akla getiriyor.

Katliama seyirci kalmak...

Hemen yanı başımızda böylesine orantısız güç kullanılır ve etraf kan gölüne dönerken; bu olaylara ilgisiz kalmak elbette pek zor. Ancak bizi ne derece ilgilendirdiği, ne derece ilgilendirebileceği konusunda da ciddi tereddütlerim var.

Her şeyden önce; her ulus kendi kaderiyle ilgili olayların altından kendisi kalkmalıdır. Şu ya da bu devletin katkısıyla bir yerlere gelinemez. Eğer gelinirse de bu türden değişimler kalıcı olmaz.
Muhalefet partileri; "Türkiye ABD'nin taşeronluğunu yapmamalı" gibisinden görüşler dile getiriyor ki; hiç kuşkusuz Türkiye ABD'nin taşeronu olmamalı.

"Bunca Müslüman'ın kanı dökülürken" gibisinden görüşlere katılmamız da mümkün değil. Zira bir süre önce Irak'ta yüz binlerce Müslüman'ın kanı dökülürken kılımızı kıpırdatamamıştık.

Peki Türkiye bu koşullar altında ne yapmalı? Bu katliama seyirci kalabilir miyiz?
Doğrusu bu konuda karar vermek çok zor. Ama Türkiye'nin menfaatlerine yarar getirmeyecek bir askeri harekâta milyonlarca kez hayır...

Sanıyorum yapmamız gereken ya da yapabileceğimiz şey; sınırlarımızı sığınmacılara açmak ve o insanlara mümkün olan ve gücümüzün yeteceği her türlü yardımı yapmak.
Bundan ötesi fazla olur gibime geliyor.

Ortadoğu ve ABD

ABD; Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin bozulmasından son derece rahatsız. Ancak İsrail'in "orantısız kuvvet kullanımı" nedeniyle haksız olduğunu bilmesine rağmen İsrail'i özür dileme ve tazminat ödeme konusunda razı edemiyor. Oysaki ABD'nin İran politikasını belirlemesi için bu çatışmayı ortadan kaldırması gerekir.
İsrail inanılmaz bir pervasızlık ve küstahlıkla İran'ı tehdit edip duruyor. Doğal olarak bunların ciddiye alınmaması gerekir. Bunun tek açıklaması İsrail yönetiminin halkının rehavetine engel olmak için bir "düşmana" gereksinim duyması.

Türkiye böyle karmaşık bir coğrafya ve ilişkiler arasında ayakta durmak zorunda. Doğrusu bu pek kolay değil ama her ne olursa olsun askerimizle maceraya atılmamak gerek
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara