Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Dolar

37,9821

Euro

41,1631

Altın

3.767,34

Bist

9.659,48

Gürültü kirliliği

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-06 08:53:00

Gürültü kirliliği
Orman ve Çevre Bakanlığı sorumlularının; Boğaz'ın özellikle Rumeli kıyısındaki bazı eğlence yerlerinde saat 23.59'dan sonra "gürültü kirliliği" ile mücadeleye başladıklarını duyduğum zaman; "bunu yürütemezler" diye düşünmüştüm.

Çünkü siyasal açıdan olmasa bile ülkemizin ekonomik "güçlerinin" bir bölümünün eğlencesine engel olmak pek kolay değil. Hele bu ekonomik güç sahipleriyle siyasetçiler arasındaki bağlantılar düşünüldüğü zaman; bu türden "çıkışların" sonu gelmezdi. Fakat galiba bu kez kararlı görünüyorlar. Ne de olsa bu gürültü kirliliğinden rahatsız olan "başka güçlüler" de bulunuyor.

x x x

Bu yasakla ilgili denetimler başladığı anda; bu yasağa karşı olan "lobiler" de harekete geçti. Ancak ileri sürdükleri "argümanlar" pek tatmin edici değil.

Her şeyden önce; böyle bir denetimin "turizme zarar vereceğini" ileri sürüyorlar ki; böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Zira bir ülkeye, "eğlenmeye giden" turistler olduğu gibi; hatta belki onlardan da fazla "dinlenmeye gelen" turist vardır. Kaldı ki; eğlenmeye gelenler arasında çok önemli bir bölümü; saat 24.00'e kadar eğlenmekle yetinebilir. Sabahın 3'üne kadar eğlenmek isteyen turist sayısı acaba ne kadardır?

Ve her şey bir yana; acaba bu türden eğlence yerlerindeki "yabancı turist sayısı" nedir? Davet üzerine bu türden yerlerdeki lokantalara birkaç kez gitmiştim ve anımsadığım kadarıyla tek bir yabancı turist görmemiştim. Zaten gece yarısına kadar makul yükseklikte olan müzik; gece yarsından itibaren git gide yükselmeye başlamış ve işler çığırından çıkmadan hızla kaçmıştık.

x x x

Bu konuda sürekli dile getirilen bir başka itiraz; buralardan "ekmek yiyen" yüz binlerce insanın işsiz kalacağıdır. Bu itiraz da; tek kelimeyle kocaman bir yalandır. Gerçekten eğlence sektöründeki; park görevlilerinden komilere kadar; garsonlardan mutfak çalışanlarına kadar; on binlerce çalışan vardır. Ayrıca buralarda yenen içilen şeyleri üreten yüz binlerce insan vardır. Fakat bu insanlar sadece İstanbul Boğazı kıyılarında korkunç bir gürültü kirliliği oluşturan 40-50 eğlence yerinde çalışmamaktadırlar. Kaldı ki; "canlı müzik" olan ya da "müzikli" eğlence yerlerinin büyük bir bölümü saat 24.00'te kapanmaktadır.

Geçenlerde bir televizyon programında yasağa karşı çıkan bir sorumlu; "İstanbul'da 17 bin eğlence yeri var" dedi. Muhtemelen vardır ama bunların en fazla 30-40 tanesi saat 24.00'ten sonra gürültü kirliliği üretmektedir. Nereden çıktı yüz binlerce insanın işsiz kalacağı?

Bir başka yalan da Avrupa'nın her yerinde saat 23.59'dan sonra büyük kentlerde bunun serbest olduğudur. Bu "sunturlu bir yalandır."

Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde belli bir saatten sonra gürültü kirliliğine izin verilmez. Öyle cezalar gelir ki ödemeye sülaleleri yetmez. Bunlar; insanları cahil ya da budala mı zannediyorlar? Hatta çoğu ülkelerde 11.59'a kadar bile izin verilmez.

x x x

Ben Avrupa'ya genellikle karadan giderim. Arabayla Balkan ülkelerini geçerken gümrüklerdeki saygısızlıklardan bıkmışken yeni bir yol buldum. Bu sene de başladı mı bilmiyorum ama yabancı bir turizm şirketi Edirne-Avusturya (Villach) arasında otomobilleri de taşıyan bir tren işletmeye başlamış. Arabanızı Edirne'den yüklüyor, kendiniz de biniyor ve hiç inmeden Villach'a ulaşıyorsunuz. Pek konforlu değil ama idare eder.

Geçen sene tren biraz rötar yaptı. Saat 19.00 sularında Avusturya'da olmamız gerekirken birkaç saat geciktik. Ama millette bir telaş bir telaş anlamak mümkün değil. Herkesin gözü saatte.

"Nedir bu telaşınız" diye sorunca işi anladım. Eğer tren saat 22.00'den önce Villach'a ulaşamazsa; arabaların indirilmesine izin verilmiyormuş. Zira gürültü kirliliği oluyormuş. Bu nedenle saat 22.00'den önce ulaşılmasına uğraşılıyormuş. Düşünün; saat 23.59 değil 22.00. Unutmamak gerekir ki; Villach da tam anlamıyla olmasa bile turistik bir kasabadır.

Onların dinlenmeye gereksinimi var bizim yok...

x x x

Bu arada bir şikâyetimi de araya sıkıştırmak istiyorum. Aslında bunu çok başarılı bulduğum ve oyumu verdiğim ender AK Partili adaylardan biri olan Sayın Mustafa Demir'e bizzat söylemek isterdim. Zira bu kadar hukukumuz var. Ama maalesef ulaşamadım. Kaldı ki; bu işin Fatih Belediyesi'nden olduğundan da emin değilim.

Bizim evin orada yani Fatih (eski) Akbilek sokak civarındaki bir arsada birkaç çöp konteyneri var. Ve her gece 11.00'le (yani 23.00) sabah 02.00 arasında; bir çöp kamyonu gelip inanılmaz bir gürültü ile bu konteynerleri boşaltıyor.

Bir çöp konteynerinin kepçelenmesi, dökülmesi ve özellikle geri bırakılması sırasında çıkan iğrenç gürültü; insanı yataktan zıplatıyor. Zaman zaman komşulardan bağrınmalar geliyorsa da doğrusu temizlikçilerin tındıkları yok.

Gürültü kirliliği sadece eğlence yerlerinde mi olur? Bu sözünü ettiğim gürültünün nasıl değerlendirileceğini bilemiyorum. Ama çok iyi bildiğim bir şey varsa bu tam bir işkence...

Belki kendi işi değil ama Fatih Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir'in bu işe eğilmesini bekliyorum. Ne de olsa "seçmeniz..."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara